#smrgSAHAF Erol Güney'in Ke(n)disi: Göçmen, Çevirmen, Gazeteci, Sevgili -

Stok Kodu:
1199167230
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
312 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199167230
553359
Erol Güney'in Ke(n)disi: Göçmen, Çevirmen, Gazeteci, Sevgili -
Erol Güney'in Ke(n)disi: Göçmen, Çevirmen, Gazeteci, Sevgili - #smrgSAHAF
0.00
Erol Güney'in Ke(n)disi, ne sistematik bir biyografi ne de günü gününe yazılmış anılar toplamı. Bir aydının ağzından, Göçmen-Çevirmen-Gazeteci-Sevglii özellikleriyle ordan burdan, şundan bundan ama her şeyden söz eden içtenlik dolu bir geçmiş ve bugünün öyküsü. Kendisi, kendisi derken altmış yıllık bir yaşam kesitinin kişiler, kurumlar ve olaylar zinciriyle oluşturulmuş, bir solukta okunuveren “insan kokulu” dün-bugün geçişmesi...

"Ataç'la benim de ateşli bir münakaşam olmuştu: Tercüme Bürosu'nun prensiplerine göre her kitap doğrudan doğruya anadilinden çevrilecekti. Yalnız Türkiye'de o dili bilen bir çevirmen bulunamazsa ikinci bir dilden çevrilebilirdi. Ataç'ın kendisi bu prensip üzerinde dayatmıştı. Türkiye'de Latince bilen fazla çevirmen olmadığı için, kendisi Latinceden Plautus'un birçok piyesini çevirmiş ve bu işi çok da güzel yapmıştı. Ama bir de ne göreyim; Dostoyevski'nin 'Kumarbaz'ını çevirmiş! Oysa Türkiye'de o zaman Rusça bilen birkaç iyi çevirmen vardı. Doğal olarak dayanamadım, sordum: 'Kendi koyduğunuz prensiple çeliştiniz. Bunu neden yaptınız?' Bana ne dedi biliyor musunuz? 'Doğru' dedi. 'Rusçayı benden çok daha iyi bilenler var; ama çevirmenler arasında hiç kimse, kumarbazlığın ne demek olduğunu benim kadar bilemez. Onun için bu kitabı en iyi ben çeviririm." Sayfa: 138 - 139

Erol Güney'in Ke(n)disi, ne sistematik bir biyografi ne de günü gününe yazılmış anılar toplamı. Bir aydının ağzından, Göçmen-Çevirmen-Gazeteci-Sevglii özellikleriyle ordan burdan, şundan bundan ama her şeyden söz eden içtenlik dolu bir geçmiş ve bugünün öyküsü. Kendisi, kendisi derken altmış yıllık bir yaşam kesitinin kişiler, kurumlar ve olaylar zinciriyle oluşturulmuş, bir solukta okunuveren “insan kokulu” dün-bugün geçişmesi...

"Ataç'la benim de ateşli bir münakaşam olmuştu: Tercüme Bürosu'nun prensiplerine göre her kitap doğrudan doğruya anadilinden çevrilecekti. Yalnız Türkiye'de o dili bilen bir çevirmen bulunamazsa ikinci bir dilden çevrilebilirdi. Ataç'ın kendisi bu prensip üzerinde dayatmıştı. Türkiye'de Latince bilen fazla çevirmen olmadığı için, kendisi Latinceden Plautus'un birçok piyesini çevirmiş ve bu işi çok da güzel yapmıştı. Ama bir de ne göreyim; Dostoyevski'nin 'Kumarbaz'ını çevirmiş! Oysa Türkiye'de o zaman Rusça bilen birkaç iyi çevirmen vardı. Doğal olarak dayanamadım, sordum: 'Kendi koyduğunuz prensiple çeliştiniz. Bunu neden yaptınız?' Bana ne dedi biliyor musunuz? 'Doğru' dedi. 'Rusçayı benden çok daha iyi bilenler var; ama çevirmenler arasında hiç kimse, kumarbazlığın ne demek olduğunu benim kadar bilemez. Onun için bu kitabı en iyi ben çeviririm." Sayfa: 138 - 139

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat