#smrgSAHAF 18. ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış -

Hazırlayan:
Editörler: Jean Luc Maeso, Marie-Valerie Lasvigne
Stok Kodu:
1199140477
Boyut:
21x25
Sayfa Sayısı:
245 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Çeviren:
Aviva Cashmira Kakar, Michael Taylor, Gözde Şakar
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe - İngilizce - Fransızca
Kategori:
0,00
1199140477
526657
18. ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış -
18. ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış - #smrgSAHAF
0.00
Arkas Sanat Merkezi'nde açılan "18 ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış" isimlisergi, İzmir'e dair bugüne dek hiç sergilenmemiş pek çok eseri ziyaretçilerlebuluşturuyor. Sergi, gerek eser çeşitliliği, gerekse uluslararası işbirliği açısındanİzmir'i bu kadar kapsamlı ele alan ilk sergi olması açısından büyük önem taşıyor.

İzmir'in kültür-sanat hayatı için önemli kazanımların başında gelen ve sanat severler için bir çekimmerkezi olan Arkas Sanat Merkezi, 25 Eylül'de "18 ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış"sergisini ziyarete açtı. Konusuyla İzmir için özel bir anlam taşıyan sergi, Louvre Müzesi, BritishMuseum, Amsterdam Rijksmuseum, Bibliothèque nationale de France gibi dünyanın en önemlimüze ve kurumlarından özel izinlerle ve ilk defa getirilen eserler nedeniyle hem İzmir hem Türkiyeadına bir prestiji temsil ediyor. Sergi 29 Aralık'a kadar devam edecek.

18 ve 19. yüzyılların İzmir'ini ziyaretçilere Batılı bir seyyahın gözünden sunmanın amaçlandığı sergiiçin Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas'ın Koleksiyonu'nda yer alan eserlerinyanı sıra Türkiye, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda ve İsviçre'deki müze, kütüphane ve özelkoleksiyonlardan yaklaşık üç yüz resim ve belge bir araya getiriliyor. Louvre, British Museum,Rijksmuseum Amsterdam, Greenwich The National Maritime Museum, Bibliothèque nationalede France, Ecole des Beaux-Arts Paris, Beaux- Arts Bordeaux, Beaux -Arts de Lausanne,Marsilya Ticaret Odası sergiye eser veren önemli kurumlardan bazıları.

Küratörlüğünü Müjde Unustası ve Jean Luc Maeso'un yaptığı ve konunun uzmanlarından oluşan birbilimsel komite tarafından yaklaşık iki senedir hazırlıkları devam eden serginin hikayesi Avrupa'daticaretin kalbi olan Marsilya'dan başlıyor. Ziyaretçileri; Marsilya'dan yola çıkan bir gemiyle İzmir'egelerek 18. ve 19. yüzyıllarda İzmir'i ziyaret eden bir seyyahın gözünden şehri tanıma fısatıbulacakları bir deneyim bekliyor. Bu nostaljik İzmir yolculuğunda ziyaretçiler geçmiş döneme aitseyahatnameler, ilk kez sergilenen fotoğraflar, gravürler, tablolar, ticaret, nüfus ve sosyal yaşama aitbelgeler ışığında geçmişteki İzmir'i görebilecekler. Sergiye eşlik eden kapsamlı kitap, içerdiğimakale ve belgelerle İzmir'in 18. ve 19. Yüzyılları hakkında önemli bir referans kaynak özelliğitaşıyor.

Geçmişi M.Ö.7000'lere kadar uzanan, binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmışolan İzmir, 16. yüzyıldan itibaren Avrupa ile ticaretin gelişmesiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nunen önemli ticari limanlarından biri haline geldi. Egzotik Doğu'ya ait hemen her türlü ürününbulunabildiği İzmir o dönemde İngiliz, Fransız ve Hollandalı tüccarlar için adeta bir cennetti. Osmanlıİmparatorluğu'nda bulunan her türlü ürün çeşidine ulaşılabiliyordu. Kapitülasyonlarla çok avantajlıhale gelen ticaret, özellikle İngiliz, Fransız ve Hollandalı tüccarların şehre akın etmesine sebep oldu.18. yüzyılda imparatorluğun en önemli dış ticaret limanı haline gelen İzmir'e olan ilgi Sanayi Devrimiile birlikte ortaya çıkan hammadde ihtiyacıyla birlikte daha da arttı. 19. yüzyılda Batılı tüccarlartarafından çeşitli fabrika ve şirketler kuruldu. İhracatın artması, demiryolları ile birlikte ticaretinyükünü karşılayacak modern bir limanın inşasını da gerekli kılmıştı. Bu sebeple imparatorluğun ilkdemiryolu hatları olan Aydın-İzmir ve Kasaba-İzmir demiryolu hatları ve rıhtım inşa edildi.

Türkler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Levantenler'den oluşan nüfus hem ayrı hem birbirine geçmişmahallelere bölünmüştü. 19. yüzyılda İzmir'in kozmopolitliği kente, bu dönemde çok az Doğukentinin gururla taşıyacağı farklı ve zengin bir sosyal hayat armağan etmiş.

Avrupa'daki tüketim modası ile büyülenen kent, lüks dükkanlar; tiyatro salonları kafeler (Café deParis, Corinne, Poséidon, Monaco, Palais de Cristal bunların en ünlüleri idi); büyük brasserieler,çay salonları ve büyük tüccarlar ile Avrupalı kuruluşların personelinin yakınlaştığı her çeşit eğlenceyeri ile süslenmişti. Opera, operetler ve özellikle de tiyatro çok revaçtaydı. Paris, Londra veViyana'daki benzerlerinin bir kopyası olan İzmir'deki sosyal etkinlikler Avrupalı topluluklar tarafındankente getirilen alışkanlıkların yansıması idi.

İzmir'i ziyaret eden tüm seyyahlar, iyi yaşam koşullarının olduğu ve 20. yüzyılın başında sosyal vekültürel açıdan oldukça hareketli bir hayatı olan bu kent tarafından büyülenmişlerdir. Ancak önceBalkan Savaşları daha sonra I. Dünya Savaşı ve son olarak da 13-16 Eylül 1922 yıllarındagerçekleşen trajik yangın bu rüya gibi döneme son vermiştir. Bu sergi kapsamında sunulanfotoğraflar sayesinde, antik tiyatro, kale, liman, gümrük, rıhtım, çarşı, "Frenk" sokağı, "Café deParis"'nin de aralarında bulunduğu kafeler, Borsa Sarayı gibi dönemin ünlü yerleri tekrarkeşfedilebiliyor.

İşte böylesine büyüleyici, bereketli ve gelişmeye açık bu güzel şehir Antoine Galland, Paul Lucas,Joseph Pitton de Tournefort, Chateaubriand, Baron de Tott, Ferdinand Maximilian, Richard Pococke,Richard Chandler, Auby de La Mottraye, Lord Sandwich, Chateaubriand, Choiseul-Gouffier, LordByron ve daha nice önemli ismi ağırladı,eserlere konu oldu.

Arkas Sanat Merkezi'nde açılan "18 ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış" isimlisergi, İzmir'e dair bugüne dek hiç sergilenmemiş pek çok eseri ziyaretçilerlebuluşturuyor. Sergi, gerek eser çeşitliliği, gerekse uluslararası işbirliği açısındanİzmir'i bu kadar kapsamlı ele alan ilk sergi olması açısından büyük önem taşıyor.

İzmir'in kültür-sanat hayatı için önemli kazanımların başında gelen ve sanat severler için bir çekimmerkezi olan Arkas Sanat Merkezi, 25 Eylül'de "18 ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış"sergisini ziyarete açtı. Konusuyla İzmir için özel bir anlam taşıyan sergi, Louvre Müzesi, BritishMuseum, Amsterdam Rijksmuseum, Bibliothèque nationale de France gibi dünyanın en önemlimüze ve kurumlarından özel izinlerle ve ilk defa getirilen eserler nedeniyle hem İzmir hem Türkiyeadına bir prestiji temsil ediyor. Sergi 29 Aralık'a kadar devam edecek.

18 ve 19. yüzyılların İzmir'ini ziyaretçilere Batılı bir seyyahın gözünden sunmanın amaçlandığı sergiiçin Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas'ın Koleksiyonu'nda yer alan eserlerinyanı sıra Türkiye, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda ve İsviçre'deki müze, kütüphane ve özelkoleksiyonlardan yaklaşık üç yüz resim ve belge bir araya getiriliyor. Louvre, British Museum,Rijksmuseum Amsterdam, Greenwich The National Maritime Museum, Bibliothèque nationalede France, Ecole des Beaux-Arts Paris, Beaux- Arts Bordeaux, Beaux -Arts de Lausanne,Marsilya Ticaret Odası sergiye eser veren önemli kurumlardan bazıları.

Küratörlüğünü Müjde Unustası ve Jean Luc Maeso'un yaptığı ve konunun uzmanlarından oluşan birbilimsel komite tarafından yaklaşık iki senedir hazırlıkları devam eden serginin hikayesi Avrupa'daticaretin kalbi olan Marsilya'dan başlıyor. Ziyaretçileri; Marsilya'dan yola çıkan bir gemiyle İzmir'egelerek 18. ve 19. yüzyıllarda İzmir'i ziyaret eden bir seyyahın gözünden şehri tanıma fısatıbulacakları bir deneyim bekliyor. Bu nostaljik İzmir yolculuğunda ziyaretçiler geçmiş döneme aitseyahatnameler, ilk kez sergilenen fotoğraflar, gravürler, tablolar, ticaret, nüfus ve sosyal yaşama aitbelgeler ışığında geçmişteki İzmir'i görebilecekler. Sergiye eşlik eden kapsamlı kitap, içerdiğimakale ve belgelerle İzmir'in 18. ve 19. Yüzyılları hakkında önemli bir referans kaynak özelliğitaşıyor.

Geçmişi M.Ö.7000'lere kadar uzanan, binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmışolan İzmir, 16. yüzyıldan itibaren Avrupa ile ticaretin gelişmesiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nunen önemli ticari limanlarından biri haline geldi. Egzotik Doğu'ya ait hemen her türlü ürününbulunabildiği İzmir o dönemde İngiliz, Fransız ve Hollandalı tüccarlar için adeta bir cennetti. Osmanlıİmparatorluğu'nda bulunan her türlü ürün çeşidine ulaşılabiliyordu. Kapitülasyonlarla çok avantajlıhale gelen ticaret, özellikle İngiliz, Fransız ve Hollandalı tüccarların şehre akın etmesine sebep oldu.18. yüzyılda imparatorluğun en önemli dış ticaret limanı haline gelen İzmir'e olan ilgi Sanayi Devrimiile birlikte ortaya çıkan hammadde ihtiyacıyla birlikte daha da arttı. 19. yüzyılda Batılı tüccarlartarafından çeşitli fabrika ve şirketler kuruldu. İhracatın artması, demiryolları ile birlikte ticaretinyükünü karşılayacak modern bir limanın inşasını da gerekli kılmıştı. Bu sebeple imparatorluğun ilkdemiryolu hatları olan Aydın-İzmir ve Kasaba-İzmir demiryolu hatları ve rıhtım inşa edildi.

Türkler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Levantenler'den oluşan nüfus hem ayrı hem birbirine geçmişmahallelere bölünmüştü. 19. yüzyılda İzmir'in kozmopolitliği kente, bu dönemde çok az Doğukentinin gururla taşıyacağı farklı ve zengin bir sosyal hayat armağan etmiş.

Avrupa'daki tüketim modası ile büyülenen kent, lüks dükkanlar; tiyatro salonları kafeler (Café deParis, Corinne, Poséidon, Monaco, Palais de Cristal bunların en ünlüleri idi); büyük brasserieler,çay salonları ve büyük tüccarlar ile Avrupalı kuruluşların personelinin yakınlaştığı her çeşit eğlenceyeri ile süslenmişti. Opera, operetler ve özellikle de tiyatro çok revaçtaydı. Paris, Londra veViyana'daki benzerlerinin bir kopyası olan İzmir'deki sosyal etkinlikler Avrupalı topluluklar tarafındankente getirilen alışkanlıkların yansıması idi.

İzmir'i ziyaret eden tüm seyyahlar, iyi yaşam koşullarının olduğu ve 20. yüzyılın başında sosyal vekültürel açıdan oldukça hareketli bir hayatı olan bu kent tarafından büyülenmişlerdir. Ancak önceBalkan Savaşları daha sonra I. Dünya Savaşı ve son olarak da 13-16 Eylül 1922 yıllarındagerçekleşen trajik yangın bu rüya gibi döneme son vermiştir. Bu sergi kapsamında sunulanfotoğraflar sayesinde, antik tiyatro, kale, liman, gümrük, rıhtım, çarşı, "Frenk" sokağı, "Café deParis"'nin de aralarında bulunduğu kafeler, Borsa Sarayı gibi dönemin ünlü yerleri tekrarkeşfedilebiliyor.

İşte böylesine büyüleyici, bereketli ve gelişmeye açık bu güzel şehir Antoine Galland, Paul Lucas,Joseph Pitton de Tournefort, Chateaubriand, Baron de Tott, Ferdinand Maximilian, Richard Pococke,Richard Chandler, Auby de La Mottraye, Lord Sandwich, Chateaubriand, Choiseul-Gouffier, LordByron ve daha nice önemli ismi ağırladı,eserlere konu oldu.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat