#smrgKİTABEVİ Afetin Sosyolojisi - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6255661425
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
148
Basım Yeri:
Bursa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
175,50
Havale/EFT ile:
170,24
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199248282
635404
https://www.simurgkitabevi.com/afetin-sosyolojisi-2025
Afetin Sosyolojisi - 2025 #smrgKİTABEVİ
175.50
Tarihi süreç içerisinde insanlar afetlerin oluş sebebiyle ilgili çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Her yaşanan afetten sonra, insanların afetlere, bakış açısı değişmektedir. Diyebiliriz ki afetler olup bittikten sonra, herkes afet ile ilgili konuşsa da afeti yaşayan bireyler açısından bakış açılarının farklılık gösterdiği bilinmektedir.
Kimisi kaderci bir yaklaşım açısından olaya bakarak afetleri Tanrı'nın bir gazabı olarak görürken, kimisi de seküler bir yaklaşım sergileyerek bu kaderci yaklaşımın doğru olmadığını, yaşanan depremlerin fay hatlarının kırılmasıyla meydana gelen, doğa kaynaklı bir afet olduğunu söylemektedir. İşte bu nedenle yaşanan onca afetten sonra, zaman zaman toplumsal bir ayrılığa neden olsa da toplumun büyük çoğunluğu, yaşanan afetlerin doğal bir süreç olduğunu bilmektedir.
Günümüzde 'birçok insan afetlerin nasıl oluştuğunu' değil afetlerin neden meydana geldiğini' sorgulamaktadır. Aslında bu ilk soru, doğayı inceleyen fen bilimlerinin alanına girmektedir. İkinci soru ise insanı ve toplumu merkeze alan, sosyal bilimlerin, özelde ise sosyolojinin cevaplaması gereken sorudur.
Kimisi kaderci bir yaklaşım açısından olaya bakarak afetleri Tanrı'nın bir gazabı olarak görürken, kimisi de seküler bir yaklaşım sergileyerek bu kaderci yaklaşımın doğru olmadığını, yaşanan depremlerin fay hatlarının kırılmasıyla meydana gelen, doğa kaynaklı bir afet olduğunu söylemektedir. İşte bu nedenle yaşanan onca afetten sonra, zaman zaman toplumsal bir ayrılığa neden olsa da toplumun büyük çoğunluğu, yaşanan afetlerin doğal bir süreç olduğunu bilmektedir.
Günümüzde 'birçok insan afetlerin nasıl oluştuğunu' değil afetlerin neden meydana geldiğini' sorgulamaktadır. Aslında bu ilk soru, doğayı inceleyen fen bilimlerinin alanına girmektedir. İkinci soru ise insanı ve toplumu merkeze alan, sosyal bilimlerin, özelde ise sosyolojinin cevaplaması gereken sorudur.
Tarihi süreç içerisinde insanlar afetlerin oluş sebebiyle ilgili çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Her yaşanan afetten sonra, insanların afetlere, bakış açısı değişmektedir. Diyebiliriz ki afetler olup bittikten sonra, herkes afet ile ilgili konuşsa da afeti yaşayan bireyler açısından bakış açılarının farklılık gösterdiği bilinmektedir.
Kimisi kaderci bir yaklaşım açısından olaya bakarak afetleri Tanrı'nın bir gazabı olarak görürken, kimisi de seküler bir yaklaşım sergileyerek bu kaderci yaklaşımın doğru olmadığını, yaşanan depremlerin fay hatlarının kırılmasıyla meydana gelen, doğa kaynaklı bir afet olduğunu söylemektedir. İşte bu nedenle yaşanan onca afetten sonra, zaman zaman toplumsal bir ayrılığa neden olsa da toplumun büyük çoğunluğu, yaşanan afetlerin doğal bir süreç olduğunu bilmektedir.
Günümüzde 'birçok insan afetlerin nasıl oluştuğunu' değil afetlerin neden meydana geldiğini' sorgulamaktadır. Aslında bu ilk soru, doğayı inceleyen fen bilimlerinin alanına girmektedir. İkinci soru ise insanı ve toplumu merkeze alan, sosyal bilimlerin, özelde ise sosyolojinin cevaplaması gereken sorudur.
Kimisi kaderci bir yaklaşım açısından olaya bakarak afetleri Tanrı'nın bir gazabı olarak görürken, kimisi de seküler bir yaklaşım sergileyerek bu kaderci yaklaşımın doğru olmadığını, yaşanan depremlerin fay hatlarının kırılmasıyla meydana gelen, doğa kaynaklı bir afet olduğunu söylemektedir. İşte bu nedenle yaşanan onca afetten sonra, zaman zaman toplumsal bir ayrılığa neden olsa da toplumun büyük çoğunluğu, yaşanan afetlerin doğal bir süreç olduğunu bilmektedir.
Günümüzde 'birçok insan afetlerin nasıl oluştuğunu' değil afetlerin neden meydana geldiğini' sorgulamaktadır. Aslında bu ilk soru, doğayı inceleyen fen bilimlerinin alanına girmektedir. İkinci soru ise insanı ve toplumu merkeze alan, sosyal bilimlerin, özelde ise sosyolojinin cevaplaması gereken sorudur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.