#smrgSAHAF Ahmet Hamdi Tanpınar: Modernleşmenin Zihniyet Dünyası - Bir Tanpınar Fetişizmi -

Stok Kodu:
1199144932
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
212 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199144932
531097
Ahmet Hamdi Tanpınar: Modernleşmenin Zihniyet Dünyası - Bir Tanpınar Fetişizmi -
Ahmet Hamdi Tanpınar: Modernleşmenin Zihniyet Dünyası - Bir Tanpınar Fetişizmi - #smrgSAHAF
0.00
Ben, Tanpınar'da Türkiyeli bir Rönesans, Reform ve Aydınlanma'nın imkânlarını buluyorum. Ve bunun Türkiye modernliğinin entelektüel temellerini oluşturabileceğini iddia ediyorum. Rönesans, Reform ve Aydınlanmanın birer çığır olmaktan çok birer ethos (tavır) olduğunu düşünüyorum. Kant'tan yola çıkarak. Bunlardan birer imkân" olarak söz etmemin nedeni de budur zaten. Eğer "imkân"dan, mümkün olandan söz ediyorsak zaten "çoğul" bir zeminde olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Bu anlamda Tanpınar'ın Rönesans, Reform ve Aydınlanmanın tek"imkân"ı olmayabileceğini peşinen kabul ediyorum. Ama benim için öyle oldu! Bunun bir "fetişizm" içerdiğini de kabul ediyorum. Tanpınar fetişizmim, benim için bu memleketi kendi çapımda anlamamı mümkün kılmıştır. Abarttığımın farkındayım. Ama hangi hakikat abartılı değildir ki?

Sonuç olarak Tanpınar ile ilgili bir kitap yazma niyetimin Türkiye ile ilgili bir kitap yazmakla sonuçlandığının farkındayım. Bir anlamda Tanpınar'a haksızlık ettiğimi de düşünmüyor değilim. Ama yine de beni en iyi Tanpınar'ın anlayacağım sanıyorum. Çünkü bu memleketin nasıl "dominant" bir memleket olduğunu en iyi Tanpınar bilir. "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor," diyen Tanpınar değil miydi? Tanpınar'ın derdi memleket değil miydi?

Dostları tarafından bile "Kırtipil Hamdi" diye anılan Tanpınar sanırım bu kitabın son cümlesini duysaydı çok sevinirdi. Tanpınar Türkiye'dir."

Ben, Tanpınar'da Türkiyeli bir Rönesans, Reform ve Aydınlanma'nın imkânlarını buluyorum. Ve bunun Türkiye modernliğinin entelektüel temellerini oluşturabileceğini iddia ediyorum. Rönesans, Reform ve Aydınlanmanın birer çığır olmaktan çok birer ethos (tavır) olduğunu düşünüyorum. Kant'tan yola çıkarak. Bunlardan birer imkân" olarak söz etmemin nedeni de budur zaten. Eğer "imkân"dan, mümkün olandan söz ediyorsak zaten "çoğul" bir zeminde olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Bu anlamda Tanpınar'ın Rönesans, Reform ve Aydınlanmanın tek"imkân"ı olmayabileceğini peşinen kabul ediyorum. Ama benim için öyle oldu! Bunun bir "fetişizm" içerdiğini de kabul ediyorum. Tanpınar fetişizmim, benim için bu memleketi kendi çapımda anlamamı mümkün kılmıştır. Abarttığımın farkındayım. Ama hangi hakikat abartılı değildir ki?

Sonuç olarak Tanpınar ile ilgili bir kitap yazma niyetimin Türkiye ile ilgili bir kitap yazmakla sonuçlandığının farkındayım. Bir anlamda Tanpınar'a haksızlık ettiğimi de düşünmüyor değilim. Ama yine de beni en iyi Tanpınar'ın anlayacağım sanıyorum. Çünkü bu memleketin nasıl "dominant" bir memleket olduğunu en iyi Tanpınar bilir. "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor," diyen Tanpınar değil miydi? Tanpınar'ın derdi memleket değil miydi?

Dostları tarafından bile "Kırtipil Hamdi" diye anılan Tanpınar sanırım bu kitabın son cümlesini duysaydı çok sevinirdi. Tanpınar Türkiye'dir."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat