” Artık böyle bir ilâhî tezkiye dururken Ashâb-ı Kirâm aleyhinde hangi Müslüman bir şey söyleyebilir?. Bütün Ashâb-ı Kirâm hakkında müfessirlerin, muhaddislerin, fukahânın, bütün ehl-i İslâmın nezîh i‘tikâdlarını, İslâm büyüklerinin sözlerine istinâden bu kitapta kaydetmiş bulunuyoruz. Bunun hilâfındaki bir kanâat, bir bid‘attir, bir ma‘siyettir. Ahmed İbn-i Hanbel gibi büyük müctehidlerden birçokları, Ashâb arasındaki hâdiselerden bahsedilmek istenince: “O bir ümmetti, geldi geçti. Ona kendi kazandığı, size de kendi kazandığınız. Siz onların amellerinden sorulacak değilsiziniz (Bakare Sûresi, âyet: 134)” meâlindeki âyet-i celîleyi okur, onlar hakkında hürmete münâfî sözler söylenmesine meydân vermezlerdi.
” Artık böyle bir ilâhî tezkiye dururken Ashâb-ı Kirâm aleyhinde hangi Müslüman bir şey söyleyebilir?. Bütün Ashâb-ı Kirâm hakkında müfessirlerin, muhaddislerin, fukahânın, bütün ehl-i İslâmın nezîh i‘tikâdlarını, İslâm büyüklerinin sözlerine istinâden bu kitapta kaydetmiş bulunuyoruz. Bunun hilâfındaki bir kanâat, bir bid‘attir, bir ma‘siyettir. Ahmed İbn-i Hanbel gibi büyük müctehidlerden birçokları, Ashâb arasındaki hâdiselerden bahsedilmek istenince: “O bir ümmetti, geldi geçti. Ona kendi kazandığı, size de kendi kazandığınız. Siz onların amellerinden sorulacak değilsiziniz (Bakare Sûresi, âyet: 134)” meâlindeki âyet-i celîleyi okur, onlar hakkında hürmete münâfî sözler söylenmesine meydân vermezlerdi.