#smrgKİTABEVİ Ayna Bekçileri ve Kuantum Numerolojisi : Gerçeklik Bir Yanılsamadır - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786259365534
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
71
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
120,00
Havale/EFT ile:
116,40
1199253758
640911
https://www.simurgkitabevi.com/ayna-bekcileri-ve-kuantum-numerolojisi-gerceklik-bir-yanilsamadir-2025
Ayna Bekçileri ve Kuantum Numerolojisi : Gerçeklik Bir Yanılsamadır - 2025 #smrgKİTABEVİ
120.00
Celeste Marlowe ile Dr. Silas K. Merrin'in diyalogları, zaman çizgileri mühendisliğinden biyokuantum beslenmeye, müziğin nörokuantum etkilerinden varoluşsal virüs tehditlerine uzanan geniş bir yelpazede, insan bilinci ile evrenin temel dokusu arasındaki simbiyotik ilişkiyi inceliyor. Onların bu karmaşık bilimsel tartışmalarına, gizemli askeri projelerin perde arkasından gelen Dr. Arthur Pendleton ve sayıların evrensel şifrelerini çözen numerolog Madam Elera'nın benzersiz perspektifleri eşlik ediyor. Bu dört karakter, gerçekliğin farklı katmanlarını aydınlatarak, kadim bilgelik ile geleceğin teknolojisini, spekülasyon ile bilimi ve insan kaderinin kişisel ile evrensel boyutlarını bir araya getiriyor. Burada anlatılanlar, salt bir kurgudan ibaret değil; aksine, günümüzde kuantum fiziği, nörobilim ve kozmoloji alanlarında yapılan en ileri çalışmaların mantıksal ve spekülatif bir dışavurumudur. Eserde derinlemesine ele alınan bir diğer sacayağı ise, kadim bilgelik ile modern bilimin şaşırtıcı buluşmasıdır. Sümer rahiplerinin Lilissu'sundan, Sufilerin neyine, neyin mistik ahenginden şamanik davullara kadar, binlerce yıllık insan tecrübesinin, modern nöro-akustik ve kuantum biyolojisi tarafından ancak bugün doğrulanabilen hakikatleri barındırdığını görüyoruz. Bu, atalarımızın evreni anlamak için devasa teknolojilere değil, derin bir içsel sezgiye ve gözleme sahip olduklarının bir kanıtıdır. Bu eser, okuyucuyu sadece geleceğe dair hayal kurmaya değil, aynı zamanda ‘şimdi'ye ve insan bilincinin henüz keşfedilmemiş potansiyeline dair derin bir tefekküre davet ediyor. Zamanın lineer bir çizgi değil de üzerinde gezinebileceğimiz bir olasılık ağı olduğu fikri, bize tercihlerimizin ne denli kritik olduğunu hatırlatmaktadır.
Hâsılı, bu diyaloglarda anlatılanlar birer kehanet ve kesin öngörü değildir. Onlar, bir yazar ve araştırmacı olarak benim, insanlığın geleceği, bilincin doğası ve evrenle aramızdaki görünmez bağlara dair düşünsel bir yolculuğumun ürünleridir. Amacım, okuyucunun zihninde yeni sorular uyandırmak ve bildiğimizi sandığımız gerçekliklerin sınırlarını biraz daha genişletmektir.
Hâsılı, bu diyaloglarda anlatılanlar birer kehanet ve kesin öngörü değildir. Onlar, bir yazar ve araştırmacı olarak benim, insanlığın geleceği, bilincin doğası ve evrenle aramızdaki görünmez bağlara dair düşünsel bir yolculuğumun ürünleridir. Amacım, okuyucunun zihninde yeni sorular uyandırmak ve bildiğimizi sandığımız gerçekliklerin sınırlarını biraz daha genişletmektir.
Celeste Marlowe ile Dr. Silas K. Merrin'in diyalogları, zaman çizgileri mühendisliğinden biyokuantum beslenmeye, müziğin nörokuantum etkilerinden varoluşsal virüs tehditlerine uzanan geniş bir yelpazede, insan bilinci ile evrenin temel dokusu arasındaki simbiyotik ilişkiyi inceliyor. Onların bu karmaşık bilimsel tartışmalarına, gizemli askeri projelerin perde arkasından gelen Dr. Arthur Pendleton ve sayıların evrensel şifrelerini çözen numerolog Madam Elera'nın benzersiz perspektifleri eşlik ediyor. Bu dört karakter, gerçekliğin farklı katmanlarını aydınlatarak, kadim bilgelik ile geleceğin teknolojisini, spekülasyon ile bilimi ve insan kaderinin kişisel ile evrensel boyutlarını bir araya getiriyor. Burada anlatılanlar, salt bir kurgudan ibaret değil; aksine, günümüzde kuantum fiziği, nörobilim ve kozmoloji alanlarında yapılan en ileri çalışmaların mantıksal ve spekülatif bir dışavurumudur. Eserde derinlemesine ele alınan bir diğer sacayağı ise, kadim bilgelik ile modern bilimin şaşırtıcı buluşmasıdır. Sümer rahiplerinin Lilissu'sundan, Sufilerin neyine, neyin mistik ahenginden şamanik davullara kadar, binlerce yıllık insan tecrübesinin, modern nöro-akustik ve kuantum biyolojisi tarafından ancak bugün doğrulanabilen hakikatleri barındırdığını görüyoruz. Bu, atalarımızın evreni anlamak için devasa teknolojilere değil, derin bir içsel sezgiye ve gözleme sahip olduklarının bir kanıtıdır. Bu eser, okuyucuyu sadece geleceğe dair hayal kurmaya değil, aynı zamanda ‘şimdi'ye ve insan bilincinin henüz keşfedilmemiş potansiyeline dair derin bir tefekküre davet ediyor. Zamanın lineer bir çizgi değil de üzerinde gezinebileceğimiz bir olasılık ağı olduğu fikri, bize tercihlerimizin ne denli kritik olduğunu hatırlatmaktadır.
Hâsılı, bu diyaloglarda anlatılanlar birer kehanet ve kesin öngörü değildir. Onlar, bir yazar ve araştırmacı olarak benim, insanlığın geleceği, bilincin doğası ve evrenle aramızdaki görünmez bağlara dair düşünsel bir yolculuğumun ürünleridir. Amacım, okuyucunun zihninde yeni sorular uyandırmak ve bildiğimizi sandığımız gerçekliklerin sınırlarını biraz daha genişletmektir.
Hâsılı, bu diyaloglarda anlatılanlar birer kehanet ve kesin öngörü değildir. Onlar, bir yazar ve araştırmacı olarak benim, insanlığın geleceği, bilincin doğası ve evrenle aramızdaki görünmez bağlara dair düşünsel bir yolculuğumun ürünleridir. Amacım, okuyucunun zihninde yeni sorular uyandırmak ve bildiğimizi sandığımız gerçekliklerin sınırlarını biraz daha genişletmektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.