#smrgKİTABEVİ Balkanlardan Gelen Çocuk - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199249633
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
132
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
135,78
Havale/EFT ile: 131,71
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199249633
636626
Balkanlardan Gelen Çocuk -        2025
Balkanlardan Gelen Çocuk - 2025 #smrgKİTABEVİ
135.78
Yalnızca eşyalar taşınmadı o göçle. Sesler, kokular, alışkanlıklar da valizlere sızdı. O çocuklar, hiçbirini unutmadı. Bazen dünya, bir çocuğun eline verilen gazoz şişesi kadardı belki de. Yeni bir ülke, yeni bir sıra, yeni bir soyadı... Kimi göçten sonra susar, kimi koşmayı öğrenir. Tutunmak bazen sadece yürümekle değil, vazgeçmemekle olur. Alışmak zordu. Alıştılar işte... Yıllar geçer, pencere yerinde durur. Ağaçlar büyür, yollar kapanır. O pencere hâlâ aynı yere bakar. İçeriye yine aynı ışık düşer - belki biraz daha solgun, ama tanıdık. "O ayakta kalmayı başarmış taş evimizin çatısı çökmüş. Üst kat zemininde de yer yer çökmeler olmuş. Dış merdiven basamakları yıllara meydan okumuş, artık bir merdivenden ziyade taş yığınına dönmüş. Otlar, yosunlar kaplamış her yeri. Ben bir yolunu bulup, o merdivenden çıkarak üst kat zemininden baktım bahçe tarafına, özlemle doya doya..." O taş eve yaslanırsın ve tanır seni. Duvarına dokununca içindeki çocuk uyanır. Bazen dönmek, zamanı durdurmak değil; bir anıya yıllar önceki gibi yaklaşmaktır.
Yalnızca eşyalar taşınmadı o göçle. Sesler, kokular, alışkanlıklar da valizlere sızdı. O çocuklar, hiçbirini unutmadı. Bazen dünya, bir çocuğun eline verilen gazoz şişesi kadardı belki de. Yeni bir ülke, yeni bir sıra, yeni bir soyadı... Kimi göçten sonra susar, kimi koşmayı öğrenir. Tutunmak bazen sadece yürümekle değil, vazgeçmemekle olur. Alışmak zordu. Alıştılar işte... Yıllar geçer, pencere yerinde durur. Ağaçlar büyür, yollar kapanır. O pencere hâlâ aynı yere bakar. İçeriye yine aynı ışık düşer - belki biraz daha solgun, ama tanıdık. "O ayakta kalmayı başarmış taş evimizin çatısı çökmüş. Üst kat zemininde de yer yer çökmeler olmuş. Dış merdiven basamakları yıllara meydan okumuş, artık bir merdivenden ziyade taş yığınına dönmüş. Otlar, yosunlar kaplamış her yeri. Ben bir yolunu bulup, o merdivenden çıkarak üst kat zemininden baktım bahçe tarafına, özlemle doya doya..." O taş eve yaslanırsın ve tanır seni. Duvarına dokununca içindeki çocuk uyanır. Bazen dönmek, zamanı durdurmak değil; bir anıya yıllar önceki gibi yaklaşmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat