#smrgKİTABEVİ Beş Vakitli Günden Vazgeçmek : Mütedeyyin Erkeklerin Dinden Uzaklaşma Süreçleri - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Bizim Büro Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Stok Kodu:
1199250380
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
318
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
255,60
Havale/EFT ile: 247,93
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199250380
637373
Beş Vakitli Günden Vazgeçmek : Mütedeyyin Erkeklerin Dinden Uzaklaşma Süreçleri -        2025
Beş Vakitli Günden Vazgeçmek : Mütedeyyin Erkeklerin Dinden Uzaklaşma Süreçleri - 2025 #smrgKİTABEVİ
255.60
Bu kitabın merkezinde, dindar çevrelerde yetişmiş, ibadetlerini yıllarca eksiksiz yerine getiren fakat zamanla çeşitli nedenlerle dinî pratiklerden uzaklaşan erkeklerin sekülerleşme süreçleri yer alıyor. Türkiye özelinde daha önce tartışılmamış biçimde mütedeyyin erkeklerin sekülerleşme süreçleri dindar geçmişleriyle birlikte ele alınıyor. Gündelik hayata odaklanan kitap, mütedeyyin erkeklerin büyüdükleri evlerdeki dinî tablolardan mahalle sohbetlerine, evlerde dinlenen ilahilerden okunan kitaplara ve bütün bu varoluş biçimlerinin terk edilişine uzanan geniş bir çerçeveyi saha araştırmasıyla görünür kılıyor. Furkan Dilben, görüşmecilerin “arafta kalma”, “hamurunda İslam olma”, “ezberi unutma” ve “tevafuktan tesadüfe geçiş” gibi ifadelerinden yola çıkarak şahsi hikâyelerin gayrişahsi anlamlarını “habitus” ve “ritimanaliz” kavramlarıyla birlikte tartışıyor. Böylece, kişisel deneyimlerle Türkiye özelindeki güncel sekülerleşme tartışmalarını buluşturan özgün bir çalışma ortaya çıkıyor. “Ne annem ne babam biliyor benim inançsız olduğumu. […] annemin iyi hissetmesi için özellikle dinî günlerde arıyorum. Mutlu oluyor, o mutlu olunca ben de iyi hissediyorum. Ama bu insanı ikiye bölen bir durum. İki kişi gibi yaşıyorsun hayatı.” “Bu dünyayı öteki dünya için yaşarken, artık burası için yaşamaya başlıyorsun. Bildiğin her şey değişiyor haliyle.” “Yeni seküler hayat, en başta bir yıkım olarak geldi çünkü artık hayatımda din yoktu ama bütün enkazın üzerinde yaşamam gerekiyordu. Elbette yıkım hemen olmadığı gibi yeni hayatım da yeni kurulmayacaktı. Ama işin zorluğu yıktığım hayatta daha tecrübeliydim.”
Bu kitabın merkezinde, dindar çevrelerde yetişmiş, ibadetlerini yıllarca eksiksiz yerine getiren fakat zamanla çeşitli nedenlerle dinî pratiklerden uzaklaşan erkeklerin sekülerleşme süreçleri yer alıyor. Türkiye özelinde daha önce tartışılmamış biçimde mütedeyyin erkeklerin sekülerleşme süreçleri dindar geçmişleriyle birlikte ele alınıyor. Gündelik hayata odaklanan kitap, mütedeyyin erkeklerin büyüdükleri evlerdeki dinî tablolardan mahalle sohbetlerine, evlerde dinlenen ilahilerden okunan kitaplara ve bütün bu varoluş biçimlerinin terk edilişine uzanan geniş bir çerçeveyi saha araştırmasıyla görünür kılıyor. Furkan Dilben, görüşmecilerin “arafta kalma”, “hamurunda İslam olma”, “ezberi unutma” ve “tevafuktan tesadüfe geçiş” gibi ifadelerinden yola çıkarak şahsi hikâyelerin gayrişahsi anlamlarını “habitus” ve “ritimanaliz” kavramlarıyla birlikte tartışıyor. Böylece, kişisel deneyimlerle Türkiye özelindeki güncel sekülerleşme tartışmalarını buluşturan özgün bir çalışma ortaya çıkıyor. “Ne annem ne babam biliyor benim inançsız olduğumu. […] annemin iyi hissetmesi için özellikle dinî günlerde arıyorum. Mutlu oluyor, o mutlu olunca ben de iyi hissediyorum. Ama bu insanı ikiye bölen bir durum. İki kişi gibi yaşıyorsun hayatı.” “Bu dünyayı öteki dünya için yaşarken, artık burası için yaşamaya başlıyorsun. Bildiğin her şey değişiyor haliyle.” “Yeni seküler hayat, en başta bir yıkım olarak geldi çünkü artık hayatımda din yoktu ama bütün enkazın üzerinde yaşamam gerekiyordu. Elbette yıkım hemen olmadığı gibi yeni hayatım da yeni kurulmayacaktı. Ama işin zorluğu yıktığım hayatta daha tecrübeliydim.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat