^#smrgSAHAF Bir Bab-ı Ali Kahvesi -

Yaşlı, soğuk ve francalı bir kafayla değil de, en azından ılıtılmış bir yürekle yaklaşıldığında, adına dil ve tarih denen o kaskatı mumyanın yüzünde hafif bir gülücüğün ışıldadığı görülür. Zira tarih hiçbir zaman yalnızca zaferci imparatorların yevmiye defteri olmadığı gibi, dil de sadece filologların kuşattığı bir sesler toplamı değildir. Bu yüzdendir ki elinizdeki bu yapıt, Kanuni'yi yengilerinden çok mezarına koyulmasına vasiyet ettiği çekmecesiyle, Sultan I. Ahmed'i ibrikçiliği yönüyle ele alırken; diğer yandan, dilimize yerleşmiş kimi sözcük öbeklerini tarihsel kurgusu içinde hikayelendirme yoluna gitmiştir. Örneği, Dingo'nun Ahırı'ndan bir at alıp tramvaya koşmak istediğinizde, Kırk Yıllık Kani'nin bir Rum güzeline aşkı sizi ve yüreğinizi çarptığında, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa bu harman mevsimi yine borçlarını ödemeye gelmediğinde bu yaşanmışlıklar sizi belki de hiç fakında olmadan başka bir alaturkalığın kucağına atacaktır. Elli kalemarkası öykünün anlatıldığı bu kahveye buyur edip, kırk yıllık bir hatır yaşamanız dileğiyle...