#smrgKİTABEVİ Büyük Günah: Bilinmeyen Öyküleriyle Sevim Burak - 2013
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Şelale Ofset
Dizi Adı:
Türk Edebiyatı
ISBN-10:
9786055262242
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
92 s.
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
1199161018
547172
https://www.simurgkitabevi.com/buyuk-gunah-bilinmeyen-oykuleriyle-sevim-burak-2013
Büyük Günah: Bilinmeyen Öyküleriyle Sevim Burak - 2013 #smrgKİTABEVİ
0.00
Ey okur,
"Bir varmış, bir yokmuş" diye başlar ya masallar, bu masallar, bu masal "bir yokmuş bir yokmuş" diye başlasın istiyorum. Çünkü o, yıllar yılı edebiyat dünyamızda yok sayıldı. Kimileri ona "deli" dedi, yazdıklarınaysa "deli saçması"; kimileri ise edebiyatımıza yeni bir açılım getirdiğini savundu. Ama o, ille de yazdı, üstelik "ben deliler için yazıyorum" diye haykırarak. Ve bir gün oğluna yazdığı bir mektupta "Bu ülkede birileri mutlaka beni anlayacak." diyordu. Anladım mı? Bu uzun soluklu çalışmanın ardından ey okur, bu soruya ancak sen cevap bulabilirsin. Ben sana sadece şu ipucunu verebilirim: Sevim Burak, Türk edebiyatının suskun "primadonna"sı. Sevim Burak, Kuzguncuk Haham'ının evi ile yokuşun sonundaki köşk arasında koşarak, babasına içki taşıyan bir çocuk... Annesinin, dolayısıyla kendisinin Yahudiliğinden utanan, yaşlı, yalnız ve azınlık bir grubun içinde gittikçe "azalan", azaldıkça çoğalan bir sanatçı. Sonra inadına Tevrat'a öykünen, "Ben bununla gurur duyuyorum." diye haykıran bir Levanten. O, hep hayatın hastalıklı tarafında yaşamış ve aşkın şizofrenik halini anlatmış Sevim Burak. (Arka Kapak)
"Bir varmış, bir yokmuş" diye başlar ya masallar, bu masallar, bu masal "bir yokmuş bir yokmuş" diye başlasın istiyorum. Çünkü o, yıllar yılı edebiyat dünyamızda yok sayıldı. Kimileri ona "deli" dedi, yazdıklarınaysa "deli saçması"; kimileri ise edebiyatımıza yeni bir açılım getirdiğini savundu. Ama o, ille de yazdı, üstelik "ben deliler için yazıyorum" diye haykırarak. Ve bir gün oğluna yazdığı bir mektupta "Bu ülkede birileri mutlaka beni anlayacak." diyordu. Anladım mı? Bu uzun soluklu çalışmanın ardından ey okur, bu soruya ancak sen cevap bulabilirsin. Ben sana sadece şu ipucunu verebilirim: Sevim Burak, Türk edebiyatının suskun "primadonna"sı. Sevim Burak, Kuzguncuk Haham'ının evi ile yokuşun sonundaki köşk arasında koşarak, babasına içki taşıyan bir çocuk... Annesinin, dolayısıyla kendisinin Yahudiliğinden utanan, yaşlı, yalnız ve azınlık bir grubun içinde gittikçe "azalan", azaldıkça çoğalan bir sanatçı. Sonra inadına Tevrat'a öykünen, "Ben bununla gurur duyuyorum." diye haykıran bir Levanten. O, hep hayatın hastalıklı tarafında yaşamış ve aşkın şizofrenik halini anlatmış Sevim Burak. (Arka Kapak)
Ey okur,
"Bir varmış, bir yokmuş" diye başlar ya masallar, bu masallar, bu masal "bir yokmuş bir yokmuş" diye başlasın istiyorum. Çünkü o, yıllar yılı edebiyat dünyamızda yok sayıldı. Kimileri ona "deli" dedi, yazdıklarınaysa "deli saçması"; kimileri ise edebiyatımıza yeni bir açılım getirdiğini savundu. Ama o, ille de yazdı, üstelik "ben deliler için yazıyorum" diye haykırarak. Ve bir gün oğluna yazdığı bir mektupta "Bu ülkede birileri mutlaka beni anlayacak." diyordu. Anladım mı? Bu uzun soluklu çalışmanın ardından ey okur, bu soruya ancak sen cevap bulabilirsin. Ben sana sadece şu ipucunu verebilirim: Sevim Burak, Türk edebiyatının suskun "primadonna"sı. Sevim Burak, Kuzguncuk Haham'ının evi ile yokuşun sonundaki köşk arasında koşarak, babasına içki taşıyan bir çocuk... Annesinin, dolayısıyla kendisinin Yahudiliğinden utanan, yaşlı, yalnız ve azınlık bir grubun içinde gittikçe "azalan", azaldıkça çoğalan bir sanatçı. Sonra inadına Tevrat'a öykünen, "Ben bununla gurur duyuyorum." diye haykıran bir Levanten. O, hep hayatın hastalıklı tarafında yaşamış ve aşkın şizofrenik halini anlatmış Sevim Burak. (Arka Kapak)
"Bir varmış, bir yokmuş" diye başlar ya masallar, bu masallar, bu masal "bir yokmuş bir yokmuş" diye başlasın istiyorum. Çünkü o, yıllar yılı edebiyat dünyamızda yok sayıldı. Kimileri ona "deli" dedi, yazdıklarınaysa "deli saçması"; kimileri ise edebiyatımıza yeni bir açılım getirdiğini savundu. Ama o, ille de yazdı, üstelik "ben deliler için yazıyorum" diye haykırarak. Ve bir gün oğluna yazdığı bir mektupta "Bu ülkede birileri mutlaka beni anlayacak." diyordu. Anladım mı? Bu uzun soluklu çalışmanın ardından ey okur, bu soruya ancak sen cevap bulabilirsin. Ben sana sadece şu ipucunu verebilirim: Sevim Burak, Türk edebiyatının suskun "primadonna"sı. Sevim Burak, Kuzguncuk Haham'ının evi ile yokuşun sonundaki köşk arasında koşarak, babasına içki taşıyan bir çocuk... Annesinin, dolayısıyla kendisinin Yahudiliğinden utanan, yaşlı, yalnız ve azınlık bir grubun içinde gittikçe "azalan", azaldıkça çoğalan bir sanatçı. Sonra inadına Tevrat'a öykünen, "Ben bununla gurur duyuyorum." diye haykıran bir Levanten. O, hep hayatın hastalıklı tarafında yaşamış ve aşkın şizofrenik halini anlatmış Sevim Burak. (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
-
Satıldı
