Türkiye'de Çanakkale veya Gelibolu Savaşları hakkında beklenenin altında kitap vardır. Beklenenin altında dememin sebebi yabancıların yazdıklarıyla kıyasladığım içindir. Bizde yazılanların çoğu hatıra edebiyatına dayalı, duygusal ağırlıklı, övgünün ön planda olduğu kitaplardır. Arşiv kayıtlarına veya kurumsal bilgilere dayanmamaktadır. İngiliz veya Avustralya asıllı yazarlar, savaşa katılan erinden en yüksek rütbeli subayına kadar tuttukları günlüklerden, savaş dökümanlarından yararlanmışlardır. Bir örnek vermek gerekirse, Gelibolu'daki 19 Mayıs 1915 Taarruzunda Cesarettepe, Kanlısırt ve Kırmızısırt'taki Türk saldırısını karşılayan Anzak Askerleri'nin yarım günde yaktıkları mermi sayısı bile 848.000 olarak savaş kayıtlarına geçmiştir. Çanakkale Savaşları hakkındaki yabancı yayınların daha inandırıcı olduğu acı da olsa bir gerçektir.
Bir tıp doktorunun, Çanakkale Savaşı hakkında kitap yazması okuyucuları şaşırtabilir. Konuya ilgi duymamın ilk nedeni ismini taşımakla gurur duyduğum dedem'in Arıbur-nu Cephesi'nde şehit düşmüş olmasıdır. İkinci sebep, Avustralyalı bir bilim adamı ile olan yazışmalarımdır. Dr.Bryan Gandevia, Anadolu'da yapmış olduğum kanser araştırmalarını içeren İngilizce yazılmış kitabımın bir kopyasını İstemişti. Mektubunda büyük babasının Anzak Cephesinde çarpıştığını ve Türkler'den "Saygın düşman" diye söz ettiğini ve kendisinin de Kore Savaşı'nda Türk askerinin cesaret ve yiğitliğini yakından gördüğünü bildiriyordu. Ben de, "Belki dedelerimiz birbirierine karşılıklı kurşun atmışlardır!" diye yazmıştım. Ardından Dr. Bryan Avustralya'da özellikle 25 Nisan Anzak Törenleri'nde çıkan gazete, dergi ve kitapları gönderdi. Yazılanların çoğunu ilk kez okuyordum. İçimden aynı konuda başka kitapları da okumak geldi. Sonunda kütüphanemdeki tıp kitaplarının arasında yirmiye yakın Gelibolu ve Çanakkale Savaşları hakkında yazılmış kitap sıralandı.
Bir tarih yazarı olmadığım için, kendi fikirlerimden çok okuduğum eserlerdeki bilgileri özetleyerek sunmak zorunda kaldığımı özellikle bildirmek istiyorum. Sonunda ben de daha önce aynı konuda kitapları olan tıp doktorları, Prof.Dr. İsmail Kayabalı ve Prof.Dr.Demir Uğur'un aralarına katılmış oldum. -Prof. Dr Yusuf izzettin Barış Ankara, 5 Mart 2000 (Önsözden)
Türkiye'de Çanakkale veya Gelibolu Savaşları hakkında beklenenin altında kitap vardır. Beklenenin altında dememin sebebi yabancıların yazdıklarıyla kıyasladığım içindir. Bizde yazılanların çoğu hatıra edebiyatına dayalı, duygusal ağırlıklı, övgünün ön planda olduğu kitaplardır. Arşiv kayıtlarına veya kurumsal bilgilere dayanmamaktadır. İngiliz veya Avustralya asıllı yazarlar, savaşa katılan erinden en yüksek rütbeli subayına kadar tuttukları günlüklerden, savaş dökümanlarından yararlanmışlardır. Bir örnek vermek gerekirse, Gelibolu'daki 19 Mayıs 1915 Taarruzunda Cesarettepe, Kanlısırt ve Kırmızısırt'taki Türk saldırısını karşılayan Anzak Askerleri'nin yarım günde yaktıkları mermi sayısı bile 848.000 olarak savaş kayıtlarına geçmiştir. Çanakkale Savaşları hakkındaki yabancı yayınların daha inandırıcı olduğu acı da olsa bir gerçektir.
Bir tıp doktorunun, Çanakkale Savaşı hakkında kitap yazması okuyucuları şaşırtabilir. Konuya ilgi duymamın ilk nedeni ismini taşımakla gurur duyduğum dedem'in Arıbur-nu Cephesi'nde şehit düşmüş olmasıdır. İkinci sebep, Avustralyalı bir bilim adamı ile olan yazışmalarımdır. Dr.Bryan Gandevia, Anadolu'da yapmış olduğum kanser araştırmalarını içeren İngilizce yazılmış kitabımın bir kopyasını İstemişti. Mektubunda büyük babasının Anzak Cephesinde çarpıştığını ve Türkler'den "Saygın düşman" diye söz ettiğini ve kendisinin de Kore Savaşı'nda Türk askerinin cesaret ve yiğitliğini yakından gördüğünü bildiriyordu. Ben de, "Belki dedelerimiz birbirierine karşılıklı kurşun atmışlardır!" diye yazmıştım. Ardından Dr. Bryan Avustralya'da özellikle 25 Nisan Anzak Törenleri'nde çıkan gazete, dergi ve kitapları gönderdi. Yazılanların çoğunu ilk kez okuyordum. İçimden aynı konuda başka kitapları da okumak geldi. Sonunda kütüphanemdeki tıp kitaplarının arasında yirmiye yakın Gelibolu ve Çanakkale Savaşları hakkında yazılmış kitap sıralandı.
Bir tarih yazarı olmadığım için, kendi fikirlerimden çok okuduğum eserlerdeki bilgileri özetleyerek sunmak zorunda kaldığımı özellikle bildirmek istiyorum. Sonunda ben de daha önce aynı konuda kitapları olan tıp doktorları, Prof.Dr. İsmail Kayabalı ve Prof.Dr.Demir Uğur'un aralarına katılmış oldum. -Prof. Dr Yusuf izzettin Barış Ankara, 5 Mart 2000 (Önsözden)
-
Satıldı
