^#smrgSAHAF Çölde Çay (Esirgeyen Gökyüzü) - 1991

Çölün ortasında kendine acıklı bir Batı kalesi kurma çabası... Romandaki bu cümle, Amerikalı bir genç çiftin (Fort ve Kitin) Kuzey Afrika kentleri ve çöllerindeki hüzünlü öyküsünü özetleyebilir. Fakat sadece o kadar değil. "Çölde Çay" Sahranın sonsuz, anlaşılmaz, devinimsiz boşluğunda, bütün bir Amerika-Batı uygarlığının, kadın-erkek ilişkisinin ve belki ruhsal karşıtlığının ve aynı zamanda bütün bir varoluşun sorgulanmasıdır da. Akıcı bir serüven ve tutku romanı. Hüzün dolu bir aşk ve yokoluş öyküsü. Batılının gözüyle betimlenen Doğunun kargaşa, hastalık, şehvet ve pislikle lekeli, dayanılmazca çekici, katı, ulaşılmaz, kendi içine kapalı ortamında, insanın yazgısı, zamanın ve doğanın sonsuzluğu üstüne ozanca gözlemler, düşünceler... Sunday Observer'da yer alan bir değerlendirmeyle, Paul Bowles'ın ilk kez 1949da yayımlanan (ve şimdi Bertolucci'nin yönetiminde sinemaya aktarılan) romanı, 'basmakalıp bir varoluş modelini yinelemeyen, bize hayatımızın olağanüstülüğünü duyumsatan" bir yapıttır...