"Deleuzecü siyasette Guattari'nin katılımının belirleyici olduğu parlak bir kapitalizm analizi vardır. Ama aynı zamanda "siyaset" adı altında Deleuzecü bir etik de bulunur çünkü Deleuze'de başkaldırının, olumlamanın ve öznelliğin yeni bir düğümü vardır. Denetim toplumuna başkaldırı, yani iletişime karşı başkaldırı. Olayın olumlanması. Yeni bir şeyin yaratımı - küçük veya büyük, ama yeni bir şey. Ve yeni öznellik olarak da dünyaya inanç. Ve bana öyle geliyor ki, bu üçü arasındaki bağ bütünüyle Deleuze'ün etiğini oluşturur."
Badiou'nun da altını çizdiği gibi Deleuze siyaset konusunda kısaca şunu söylüyor: "Dünyada en eksik olan şey dünyaya olan inançtır. Dünyayı neredeyse kaybettik. Dünya bizden alındı. Dünyaya inanıyorsanız, olayları denetimden kaçan bir biçim altında yağdırırsınız." (Tanıtım Bülteninden)
"Deleuzecü siyasette Guattari'nin katılımının belirleyici olduğu parlak bir kapitalizm analizi vardır. Ama aynı zamanda "siyaset" adı altında Deleuzecü bir etik de bulunur çünkü Deleuze'de başkaldırının, olumlamanın ve öznelliğin yeni bir düğümü vardır. Denetim toplumuna başkaldırı, yani iletişime karşı başkaldırı. Olayın olumlanması. Yeni bir şeyin yaratımı - küçük veya büyük, ama yeni bir şey. Ve yeni öznellik olarak da dünyaya inanç. Ve bana öyle geliyor ki, bu üçü arasındaki bağ bütünüyle Deleuze'ün etiğini oluşturur."
Badiou'nun da altını çizdiği gibi Deleuze siyaset konusunda kısaca şunu söylüyor: "Dünyada en eksik olan şey dünyaya olan inançtır. Dünyayı neredeyse kaybettik. Dünya bizden alındı. Dünyaya inanıyorsanız, olayları denetimden kaçan bir biçim altında yağdırırsınız." (Tanıtım Bülteninden)