#smrgKİTABEVİ Dinsel Şiddet: Sevgi Söyleminden Şiddet Realitesine Hıristiyanlık -

Stok Kodu:
1199038249
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
112 s.
Basım Yeri:
Samsun
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2002
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
0,00
1199038249
424295
Dinsel Şiddet: Sevgi Söyleminden Şiddet Realitesine Hıristiyanlık -
Dinsel Şiddet: Sevgi Söyleminden Şiddet Realitesine Hıristiyanlık - #smrgKİTABEVİ
0.00
Şu ya da bu şekilde herhangi bir dinle irtibatlandırılan bir şiddet eylemi, bu kitabın çeşitli bölümlerinde tartışılacağı gibi, yalnızca dinsel bağlamda bir arka plana dayanmamakta, sosyal, ekonomik ve siyasal boyutlar taşımaktadır. 11 Eylül hadisesi Batı dünyasında, genelde, bu menfur hadisenin medeni Batının ulaştığı insani ve üstün değerlere karşı bir savaş olduğu şeklinde yorumlandı. Kilise çevreleri ( ve kimi kilise dışı çevreler ), Batının dinsel geleneğini ifade eden Hıristiyanlığın, sevgi, barış ve hoşgörü temeline dayalı üstün değerleri temel alan bir inanç sistemi olduğun, buna karşın özellikle İslam'ın özünde ise şiddet ve anarşinin bulunduğunu ileri sürdüler. Hatta, İtalya'da olduğu gibi, bazı yüksek rütbeli kilise görevlileri, Batının sahip olduğu insani üstün değerlerin korunması için Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanların sınır dışı edilmelerini ve onlardan boşalan işgücünün Doğu Avrupa ülkelerinden getirilecek Hıristiyanlarla doldurulmasını önerdiler.

Bu tartışmalarda temel varsayımlardan birisi, şiddet ve anarşi üreten bir din olarak İslam'ın geçmişte ve günümüzde anarşist ve terörist karakterli insanlar yetiştirdiğiydi. Diğeri ise, buna karşılık Hıristiyanlığnı sevgi, barış ve hoşgörü dini olarak günümüzde Batı uluslarının sahip olduğu şekilde üstün insani/medeni değerler üreten bir gelenek olduğu varsayımıydı. Hıristiyanların kendi geleneklerine ilişkin bu yargıları ne kadar doğrudur? Kendisini ‘sevgi ve barış' sloganıyla takdim eden bir din, nasıl olur da kitapta birçok örneğini göreceğiniz, gerek içe dönük gerekse dışa dönük şiddet eylemi üretebilir? En basitinden tarihte gerek Müslümanlara gerekse szapkın olarak görülen çeşitli sekteryan akımlara karşı Haçlı Seferlerini icat eden, iki büyük Dünya Savaşının tarafları olarak karşı karşıya gelip milyonlarca kişinin katledilmesine neden olan, sömürge dönemi ve sonrasında Amerika, Okyanusya, Afrika ve Asya kıtalarında birçok yerli kültürü ve halkı katleden, yakın zamanlarda Ön Asya'da ve Balkanlarda ölüm tarlaları oluşturan ve günümüzde İsrail'in işlediği soykırıma arka çıkan Hıristiyan uluslar ve kilise çevreleri, bu tumlarını ‘sevgi ve barış' ilkesiyle nasıl örtüştürebilmektedirler? (Arka Kapaktan)

Şu ya da bu şekilde herhangi bir dinle irtibatlandırılan bir şiddet eylemi, bu kitabın çeşitli bölümlerinde tartışılacağı gibi, yalnızca dinsel bağlamda bir arka plana dayanmamakta, sosyal, ekonomik ve siyasal boyutlar taşımaktadır. 11 Eylül hadisesi Batı dünyasında, genelde, bu menfur hadisenin medeni Batının ulaştığı insani ve üstün değerlere karşı bir savaş olduğu şeklinde yorumlandı. Kilise çevreleri ( ve kimi kilise dışı çevreler ), Batının dinsel geleneğini ifade eden Hıristiyanlığın, sevgi, barış ve hoşgörü temeline dayalı üstün değerleri temel alan bir inanç sistemi olduğun, buna karşın özellikle İslam'ın özünde ise şiddet ve anarşinin bulunduğunu ileri sürdüler. Hatta, İtalya'da olduğu gibi, bazı yüksek rütbeli kilise görevlileri, Batının sahip olduğu insani üstün değerlerin korunması için Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanların sınır dışı edilmelerini ve onlardan boşalan işgücünün Doğu Avrupa ülkelerinden getirilecek Hıristiyanlarla doldurulmasını önerdiler.

Bu tartışmalarda temel varsayımlardan birisi, şiddet ve anarşi üreten bir din olarak İslam'ın geçmişte ve günümüzde anarşist ve terörist karakterli insanlar yetiştirdiğiydi. Diğeri ise, buna karşılık Hıristiyanlığnı sevgi, barış ve hoşgörü dini olarak günümüzde Batı uluslarının sahip olduğu şekilde üstün insani/medeni değerler üreten bir gelenek olduğu varsayımıydı. Hıristiyanların kendi geleneklerine ilişkin bu yargıları ne kadar doğrudur? Kendisini ‘sevgi ve barış' sloganıyla takdim eden bir din, nasıl olur da kitapta birçok örneğini göreceğiniz, gerek içe dönük gerekse dışa dönük şiddet eylemi üretebilir? En basitinden tarihte gerek Müslümanlara gerekse szapkın olarak görülen çeşitli sekteryan akımlara karşı Haçlı Seferlerini icat eden, iki büyük Dünya Savaşının tarafları olarak karşı karşıya gelip milyonlarca kişinin katledilmesine neden olan, sömürge dönemi ve sonrasında Amerika, Okyanusya, Afrika ve Asya kıtalarında birçok yerli kültürü ve halkı katleden, yakın zamanlarda Ön Asya'da ve Balkanlarda ölüm tarlaları oluşturan ve günümüzde İsrail'in işlediği soykırıma arka çıkan Hıristiyan uluslar ve kilise çevreleri, bu tumlarını ‘sevgi ve barış' ilkesiyle nasıl örtüştürebilmektedirler? (Arka Kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat