#smrgKİTABEVİ Doğu Akdeniz' e Yolculuk 1634 -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Özkan Matbaacılık
Dizi Adı:
Tarih - Araştırma
ISBN-10:
9786054362073
Stok Kodu:
1199115625
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
116 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Çeviren:
Dilek Cenkçiler
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199115625
501359
Doğu Akdeniz' e Yolculuk 1634 -
Doğu Akdeniz' e Yolculuk 1634 - #smrgKİTABEVİ
0.00
Sene 1634, Osmanlı'nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor; “Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir.” “…pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var.” “Yüz tane canım dahi olsa, özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim.” “Sultan, bir tiran kadar mutlak, bir kral kadar mutlu ve ikisinden de daha istikrarlı.” “Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü, Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa, Türkler de Doğu Akdeniz'de örnek oluşturuyordu.” “Türkler geri dönülmez bir şekilde “ya hep ya hiç” tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü, ruhlarının büyüklüğüne bağlı- yorum.” “Acaba Türkler hiç bilim talebinde bulunacak mı? Bilim imparatorlukların baş- langıcında kabul edilmediğinden bu konuda varsayımda bulunulabildiği ölçüde, bu talebin gerçekleşebileceğini sanmıyorum, çünkü kılıcın etkisini son derece zayıflatacaktır.” “Heykel ve resim gibi formları ibadet amaçlı kullanmak bir yana heykel ve resim yapılmasından bile nefret eden inançları nedeniyle bu sanatlar Türkiye'ye hiçbir zaman gelemez.” “Türk milleti, bir tarafında Hıristiyanlık, diğer tarafında İran olmak üzere iki büyük düşmanı olduğundan henüz tamamen kötülüğe teslim olamıyor. “…devletin her veziri ve paşası, kendisine özel danışmanlık yapması için bir Yahudi tutuyordu. Türklerin bize karşı uyguladığı kötülüğün büyük bir kısmını, kurnazlıkları, anlayışları ve Hıristiyanlıkla ilgili deneyimlerine ek olarak daimi zekâlarıyla bu Yahudilerin tavsiye ettikleri düşünülüyordu.” “Doğu Akdeniz insanlarının zekâları daha çapraşık ve düşünmeye daha uygun, oysa bizimki daha uyanık ve hazırdır. Bu nedenle onların söylevleri daha derin izler taşır. Bizimkiler daha yüzeysel ve mantıklı olmaktadır. ”
Sene 1634, Osmanlı'nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor; “Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir.” “…pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var.” “Yüz tane canım dahi olsa, özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim.” “Sultan, bir tiran kadar mutlak, bir kral kadar mutlu ve ikisinden de daha istikrarlı.” “Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü, Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa, Türkler de Doğu Akdeniz'de örnek oluşturuyordu.” “Türkler geri dönülmez bir şekilde “ya hep ya hiç” tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü, ruhlarının büyüklüğüne bağlı- yorum.” “Acaba Türkler hiç bilim talebinde bulunacak mı? Bilim imparatorlukların baş- langıcında kabul edilmediğinden bu konuda varsayımda bulunulabildiği ölçüde, bu talebin gerçekleşebileceğini sanmıyorum, çünkü kılıcın etkisini son derece zayıflatacaktır.” “Heykel ve resim gibi formları ibadet amaçlı kullanmak bir yana heykel ve resim yapılmasından bile nefret eden inançları nedeniyle bu sanatlar Türkiye'ye hiçbir zaman gelemez.” “Türk milleti, bir tarafında Hıristiyanlık, diğer tarafında İran olmak üzere iki büyük düşmanı olduğundan henüz tamamen kötülüğe teslim olamıyor. “…devletin her veziri ve paşası, kendisine özel danışmanlık yapması için bir Yahudi tutuyordu. Türklerin bize karşı uyguladığı kötülüğün büyük bir kısmını, kurnazlıkları, anlayışları ve Hıristiyanlıkla ilgili deneyimlerine ek olarak daimi zekâlarıyla bu Yahudilerin tavsiye ettikleri düşünülüyordu.” “Doğu Akdeniz insanlarının zekâları daha çapraşık ve düşünmeye daha uygun, oysa bizimki daha uyanık ve hazırdır. Bu nedenle onların söylevleri daha derin izler taşır. Bizimkiler daha yüzeysel ve mantıklı olmaktadır. ”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat