#smrgKİTABEVİ Etik: Ahlakçılığın Sefaleti - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259643304
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
214
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,20
Havale/EFT ile:
181,58
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199248750
635780
https://www.simurgkitabevi.com/etik-ahlakciligin-sefaleti-2025
Etik: Ahlakçılığın Sefaleti - 2025 #smrgKİTABEVİ
187.20
Babür Pınar'ın ahlak ve ahlak bilgisi üzerine son çalışması. Toplumsallaşmış idealist deliliğe karşı mücadeleye katkı olacak bu çalışma, insan davranışındaki doğallık ve bilinçlilik arasındaki gerilimi felsefi bir perspektiften ele almakta; toplumsallığın ve bilincin insanı doğallıktan hangi durumda ve neden uzaklaştırdığını tartışmaktadır. Sınıflı toplumda ahlaki normların içeriğinin nasıl boşaltıldığını, ikiyüzlülüğün nasıl sistematik mekanizma hâline geldiğini ve “büyük yalanın” toplumsal meşruiyet aracı olarak nasıl işlediği konu edilmektedir. İnsan bilinçli bir varlık olmasaydı; sürü halinde yaşayan insan için düşünsel eylemin diğer tüm sonuçsal olguları gibi ahlak da olmayacaktı. Bir öğreti olarak etiğin varoluşu, tüm diğer öğretiler gibi doğrudan insanın bilinçli bir varlık olmasına bağlıdır. İnsan, düşünsel dünyasını var eden ve düşünsel alanı kendi kültürel varoluşunun temeli yapan ve ideolojik varoluşuyla maddi ilişkilerin yeniden biçimlendirilmesinde etkin rol oynayan bir varlıktır.
Babür Pınar'ın ahlak ve ahlak bilgisi üzerine son çalışması. Toplumsallaşmış idealist deliliğe karşı mücadeleye katkı olacak bu çalışma, insan davranışındaki doğallık ve bilinçlilik arasındaki gerilimi felsefi bir perspektiften ele almakta; toplumsallığın ve bilincin insanı doğallıktan hangi durumda ve neden uzaklaştırdığını tartışmaktadır. Sınıflı toplumda ahlaki normların içeriğinin nasıl boşaltıldığını, ikiyüzlülüğün nasıl sistematik mekanizma hâline geldiğini ve “büyük yalanın” toplumsal meşruiyet aracı olarak nasıl işlediği konu edilmektedir. İnsan bilinçli bir varlık olmasaydı; sürü halinde yaşayan insan için düşünsel eylemin diğer tüm sonuçsal olguları gibi ahlak da olmayacaktı. Bir öğreti olarak etiğin varoluşu, tüm diğer öğretiler gibi doğrudan insanın bilinçli bir varlık olmasına bağlıdır. İnsan, düşünsel dünyasını var eden ve düşünsel alanı kendi kültürel varoluşunun temeli yapan ve ideolojik varoluşuyla maddi ilişkilerin yeniden biçimlendirilmesinde etkin rol oynayan bir varlıktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.