#smrgSAHAF Günah Keçisi: Başkalarını Suçlamanın Tarihi -

Stok Kodu:
1199153150
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
160 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2013
Çeviren:
Gizem Kastamonulu
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199153150
539307
Günah Keçisi: Başkalarını Suçlamanın Tarihi -
Günah Keçisi: Başkalarını Suçlamanın Tarihi - #smrgSAHAF
0.00
Önce suçlama vardı. Âdem Havva'yı suçladı, Havva yılanı. Hareketlerimizin sorumluluğunu kabul etmemek bizim ilk günahımız. İyi de bunu neden yapıyoruz? Aslında suçlama oyununun hiçbir anlamı yok. Bu, sadece suçluluk duygumuzu başka yere yönlendirmek ve sorumluluk almaktan kurtulmak için geliştirdiğimiz bir sistem. Lakin bu sisteme fazla yüklendik; görünen o ki hiçbir şey bizim suçumuz değil... Marx kapitalist sistemi suçladı, Dawkins dini. Freud bunların hepsinin seksten kaynaklandığını düşündü. Larkin ailelerimizi suçladı, Atkins ise patatesi. Muhammed Al Fayed hâlâ Prens Philip'in suçlu olduğuna inanıyor. Bir zamanlar kaderi ya da Tanrı'yı suçluyorduk, şimdiyse genlerimiz ve yetişme şeklimiz suçlu. Yaptıklarımızın tüm sorumluluğunu üstlenmeye çok da yaklaşmış görünmüyoruz ve her zaman suçlanacak biri, bir günah keçisi bulabiliyoruz.

Elinizdeki kitap, insanoğlunun binlerce yıl öncesinden günümüze kadar karşılaştığı tarihsel ve sosyal felaketlerle nasıl baş ettiğine dikkat çekiyor. Toplumsal veya bireysel başarısızlıklarımızı yükleyebileceğimiz bir günah keçisine ne denli bağımlı olduğumuzu gösteriyor. Charlie Campbell'in tarihten aktardığı ve birçoğu bugün ulaştığımız gelişmişlik seviyesinde gülünç kaçan günah keçisi vakaları, temelde insan olarak ne kadar da az değiştiğimizin altını çiziyor. İnsanoğlu zihinsel ve teknolojik olarak geliştikçe kendi hareketlerinin sorumluluğunu yükleyebileceği günah keçilerini daha zekice yaratıyor sadece. Her zaman diliminde bir günah keçisi bulunuşuna dair akla uygun bir açıklama mevcuttur. Oysa içten içe her birimiz, bütün sorumluluğu yüklediğimiz günah keçisinin masum olduğunu biliriz. (Tanıtım Bülteninden)

Önce suçlama vardı. Âdem Havva'yı suçladı, Havva yılanı. Hareketlerimizin sorumluluğunu kabul etmemek bizim ilk günahımız. İyi de bunu neden yapıyoruz? Aslında suçlama oyununun hiçbir anlamı yok. Bu, sadece suçluluk duygumuzu başka yere yönlendirmek ve sorumluluk almaktan kurtulmak için geliştirdiğimiz bir sistem. Lakin bu sisteme fazla yüklendik; görünen o ki hiçbir şey bizim suçumuz değil... Marx kapitalist sistemi suçladı, Dawkins dini. Freud bunların hepsinin seksten kaynaklandığını düşündü. Larkin ailelerimizi suçladı, Atkins ise patatesi. Muhammed Al Fayed hâlâ Prens Philip'in suçlu olduğuna inanıyor. Bir zamanlar kaderi ya da Tanrı'yı suçluyorduk, şimdiyse genlerimiz ve yetişme şeklimiz suçlu. Yaptıklarımızın tüm sorumluluğunu üstlenmeye çok da yaklaşmış görünmüyoruz ve her zaman suçlanacak biri, bir günah keçisi bulabiliyoruz.

Elinizdeki kitap, insanoğlunun binlerce yıl öncesinden günümüze kadar karşılaştığı tarihsel ve sosyal felaketlerle nasıl baş ettiğine dikkat çekiyor. Toplumsal veya bireysel başarısızlıklarımızı yükleyebileceğimiz bir günah keçisine ne denli bağımlı olduğumuzu gösteriyor. Charlie Campbell'in tarihten aktardığı ve birçoğu bugün ulaştığımız gelişmişlik seviyesinde gülünç kaçan günah keçisi vakaları, temelde insan olarak ne kadar da az değiştiğimizin altını çiziyor. İnsanoğlu zihinsel ve teknolojik olarak geliştikçe kendi hareketlerinin sorumluluğunu yükleyebileceği günah keçilerini daha zekice yaratıyor sadece. Her zaman diliminde bir günah keçisi bulunuşuna dair akla uygun bir açıklama mevcuttur. Oysa içten içe her birimiz, bütün sorumluluğu yüklediğimiz günah keçisinin masum olduğunu biliriz. (Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat