#smrgKİTABEVİ Gündelik Hayat Sosyolojisi - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199254503
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
342
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
240,00
Havale/EFT ile: 235,20
1199254503
641657
Gündelik Hayat Sosyolojisi -        2025
Gündelik Hayat Sosyolojisi - 2025 #smrgKİTABEVİ
240.00
“Aşina olmak, gerçekten bilmek demek değildir”. G. W. F. Hegel Gündelik hayat sosyolojisi hem ana akım sosyolojinin pozitivist ve bilimci yaklaşımına hem de rasyonel kapitalizmin şekillendirdiği modern yaşamın tek tipleşme, sıradanlaşma, yabancılaşma ve çevresel tahribat gibi yan etkilerine yöneltilmiş eleştirel bir perspektif olarak ortaya çıkan “post sosyolojik” bir yaklaşımdır. Ana akım sosyoloji tarafından uzun süre gelişigüzel, plansız ve bilgi üretimine elverişsiz bir alan olarak görüldüğü için ihmal edilen gündelik hayat, aslında kendisini görünmez kılabilen derin bir toplum bilinci barındırır. Bu nedenle gündelik hayatı anlamak, toplumsal yapının bütününü kavramak için vazgeçilmez bir kaynaktır. Toplumu bireyden bağımsız, nesnel bir gerçeklik olarak ele alan ve sosyolojinin görevini bu yapının kurallarını keşfetmek olarak tanımlayan geleneksel yaklaşımların aksine gündelik hayat sosyolojisi, toplumsal gerçekliklerin etkileşim süreçlerinde inşa edildiğini savunur. Bu bakış açısına göre sosyolojinin temel görevi, toplumsal dünyanın nasıl kurulduğunu anlamaya çalışmaktır. Bu çalışma, modern hayatın sunduğu imkânlardan ziyade onun çeşitli yan etkileriyle daha yoğun biçimde karşılaşan Türkiye bağlamında gündelik hayat sosyolojisi alanına mütevazı bir katkı sunma amacıyla hazırlanmıştır.
“Aşina olmak, gerçekten bilmek demek değildir”. G. W. F. Hegel Gündelik hayat sosyolojisi hem ana akım sosyolojinin pozitivist ve bilimci yaklaşımına hem de rasyonel kapitalizmin şekillendirdiği modern yaşamın tek tipleşme, sıradanlaşma, yabancılaşma ve çevresel tahribat gibi yan etkilerine yöneltilmiş eleştirel bir perspektif olarak ortaya çıkan “post sosyolojik” bir yaklaşımdır. Ana akım sosyoloji tarafından uzun süre gelişigüzel, plansız ve bilgi üretimine elverişsiz bir alan olarak görüldüğü için ihmal edilen gündelik hayat, aslında kendisini görünmez kılabilen derin bir toplum bilinci barındırır. Bu nedenle gündelik hayatı anlamak, toplumsal yapının bütününü kavramak için vazgeçilmez bir kaynaktır. Toplumu bireyden bağımsız, nesnel bir gerçeklik olarak ele alan ve sosyolojinin görevini bu yapının kurallarını keşfetmek olarak tanımlayan geleneksel yaklaşımların aksine gündelik hayat sosyolojisi, toplumsal gerçekliklerin etkileşim süreçlerinde inşa edildiğini savunur. Bu bakış açısına göre sosyolojinin temel görevi, toplumsal dünyanın nasıl kurulduğunu anlamaya çalışmaktır. Bu çalışma, modern hayatın sunduğu imkânlardan ziyade onun çeşitli yan etkileriyle daha yoğun biçimde karşılaşan Türkiye bağlamında gündelik hayat sosyolojisi alanına mütevazı bir katkı sunma amacıyla hazırlanmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat