Yeni
#smrgKİTABEVİ Güneşteki Adamlar - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786259520940
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Yusuf Sami Samancı
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
118,50
Havale/EFT ile:
114,95
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199251443
638442
https://www.simurgkitabevi.com/gunesteki-adamlar-2025
Güneşteki Adamlar - 2025 #smrgKİTABEVİ
118.50
Ebu'l-Hayzurân kızgın tankın üstüne oturdu. Nefes nefese kalmıştı. Olduğundan daha ihtiyar görünüyordu. Bu sırada Ebû Kays yavaşça tekerleğin üzerinden kayıp aşağıya inmiş ve tankerin gölgesinde yüzükoyun yere uzanmıştı. Esad ayakta durup bir süre ciğerlerini doldurabildiği kadar temiz havayla doldurup nefeslendi. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu ama konuşamadı. Sonunda soluyarak: “Oh be! Hava burada baya serinmiş.” dedi.
Yüzü ıslanmış ve kıpkırmızıydı. Pantolonu terden sırılsıklam olmuştu. Göğsünde pas izleri vardı. Bu haliyle kana bulanmış gibi görünüyordu. Mervan doğrulup tükenmiş bir vaziyette demir merdivenden aşağı indi. Gözleri kızarmıştı ve göğsü pas lekelerine bulanmıştı. Yere ulaşınca başını Ebû Kays'ın baldırına koydu, yavaşça tekerleğin yanına uzandı. Kısa bir süre sonra peşinden önce Esad, sonra da Ebu'l-Hayzurân aşağı indiler ve dizlerini yukarı kırıp başlarını dizlerine dayayarak yere oturdular. Biraz öylece durduktan sonra Ebu'l-Hayzurân konuştu.
“Aşağısı korkunç muydu?”
Kimse cevap vermedi. Ebu'l-Hayzurân'ın bakışları yüzlerinde dolaştı. Yüzleri mumyalanmış gibi sapsarı göründü gözüne. Mervan'ın göğsü inip kalkmıyor ve Ebû Kays'ın ıslık çalan soluması duyulmuyor olsaydı, ikisini de ölmüş zannederdi.
Yüzü ıslanmış ve kıpkırmızıydı. Pantolonu terden sırılsıklam olmuştu. Göğsünde pas izleri vardı. Bu haliyle kana bulanmış gibi görünüyordu. Mervan doğrulup tükenmiş bir vaziyette demir merdivenden aşağı indi. Gözleri kızarmıştı ve göğsü pas lekelerine bulanmıştı. Yere ulaşınca başını Ebû Kays'ın baldırına koydu, yavaşça tekerleğin yanına uzandı. Kısa bir süre sonra peşinden önce Esad, sonra da Ebu'l-Hayzurân aşağı indiler ve dizlerini yukarı kırıp başlarını dizlerine dayayarak yere oturdular. Biraz öylece durduktan sonra Ebu'l-Hayzurân konuştu.
“Aşağısı korkunç muydu?”
Kimse cevap vermedi. Ebu'l-Hayzurân'ın bakışları yüzlerinde dolaştı. Yüzleri mumyalanmış gibi sapsarı göründü gözüne. Mervan'ın göğsü inip kalkmıyor ve Ebû Kays'ın ıslık çalan soluması duyulmuyor olsaydı, ikisini de ölmüş zannederdi.
Ebu'l-Hayzurân kızgın tankın üstüne oturdu. Nefes nefese kalmıştı. Olduğundan daha ihtiyar görünüyordu. Bu sırada Ebû Kays yavaşça tekerleğin üzerinden kayıp aşağıya inmiş ve tankerin gölgesinde yüzükoyun yere uzanmıştı. Esad ayakta durup bir süre ciğerlerini doldurabildiği kadar temiz havayla doldurup nefeslendi. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu ama konuşamadı. Sonunda soluyarak: “Oh be! Hava burada baya serinmiş.” dedi.
Yüzü ıslanmış ve kıpkırmızıydı. Pantolonu terden sırılsıklam olmuştu. Göğsünde pas izleri vardı. Bu haliyle kana bulanmış gibi görünüyordu. Mervan doğrulup tükenmiş bir vaziyette demir merdivenden aşağı indi. Gözleri kızarmıştı ve göğsü pas lekelerine bulanmıştı. Yere ulaşınca başını Ebû Kays'ın baldırına koydu, yavaşça tekerleğin yanına uzandı. Kısa bir süre sonra peşinden önce Esad, sonra da Ebu'l-Hayzurân aşağı indiler ve dizlerini yukarı kırıp başlarını dizlerine dayayarak yere oturdular. Biraz öylece durduktan sonra Ebu'l-Hayzurân konuştu.
“Aşağısı korkunç muydu?”
Kimse cevap vermedi. Ebu'l-Hayzurân'ın bakışları yüzlerinde dolaştı. Yüzleri mumyalanmış gibi sapsarı göründü gözüne. Mervan'ın göğsü inip kalkmıyor ve Ebû Kays'ın ıslık çalan soluması duyulmuyor olsaydı, ikisini de ölmüş zannederdi.
Yüzü ıslanmış ve kıpkırmızıydı. Pantolonu terden sırılsıklam olmuştu. Göğsünde pas izleri vardı. Bu haliyle kana bulanmış gibi görünüyordu. Mervan doğrulup tükenmiş bir vaziyette demir merdivenden aşağı indi. Gözleri kızarmıştı ve göğsü pas lekelerine bulanmıştı. Yere ulaşınca başını Ebû Kays'ın baldırına koydu, yavaşça tekerleğin yanına uzandı. Kısa bir süre sonra peşinden önce Esad, sonra da Ebu'l-Hayzurân aşağı indiler ve dizlerini yukarı kırıp başlarını dizlerine dayayarak yere oturdular. Biraz öylece durduktan sonra Ebu'l-Hayzurân konuştu.
“Aşağısı korkunç muydu?”
Kimse cevap vermedi. Ebu'l-Hayzurân'ın bakışları yüzlerinde dolaştı. Yüzleri mumyalanmış gibi sapsarı göründü gözüne. Mervan'ın göğsü inip kalkmıyor ve Ebû Kays'ın ıslık çalan soluması duyulmuyor olsaydı, ikisini de ölmüş zannederdi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
-
Satıldı -
Satıldı
-
Satıldı
-
Satıldı
