#smrgSAHAF Halkların Melodramı: Üç Kadın Bir Deniz -

Stok Kodu:
1199029197
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
92 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199029197
415287
Halkların Melodramı: Üç Kadın Bir Deniz -
Halkların Melodramı: Üç Kadın Bir Deniz - #smrgSAHAF
0.00
Araştırmacı-yazar Tolga Ersoy, “Halkların Melodramı-Üç Kadın Bir Deniz” isimli kitabında, anlatı yöntemiyle hakların dram ve trajedilerine ilişkin bir jonuyu gündeme getiriyor.

“Üç kadın; Kastamonu'dan Moni, Sinop'tan Fadime, Rize'den Hesna...

Bu üç kadının yazgısını birleştiren tek şey yaşadıkları yıllar. Bir de acıları; kan ve ölüm, yoksulluk ve açlık. Melodramdan trajediye uzanan bir yol. Karadeniz'in karası, kanın kırmızısı; gözyaşının sussuzluğu, vahşetin açlığı.

Yaşayanların anlattıklarından, görenlerin, işitenlerin katkılarından yola çıkılarak yazılan bu üç anlatının geride bırakmaya hazırladığımız yüzyılın Karadeniz'ii için birer belge olduğunu ve o yılları yaşayan her Karadenizlinin benzer bir öyküsü olduğunu düşünüyorum.

Kavgaların tükenmeyeceği bir dünyada, paylaştıkları yoksullukların, kimsesizliklerin dahi çok görüldüğü, aynı havayı soluyan aynı ekmeği yiyen aynı toprağın ayrı insanları. Bugün de dünya köylerinden yükselen kan kokusu onlara “geçmişin ve geleceğin” zamanın hep aynı yerde tepindiğini iletiyor.

Araştırmacı-yazar Tolga Ersoy, “Halkların Melodramı-Üç Kadın Bir Deniz” isimli kitabında, anlatı yöntemiyle hakların dram ve trajedilerine ilişkin bir jonuyu gündeme getiriyor.

“Üç kadın; Kastamonu'dan Moni, Sinop'tan Fadime, Rize'den Hesna...

Bu üç kadının yazgısını birleştiren tek şey yaşadıkları yıllar. Bir de acıları; kan ve ölüm, yoksulluk ve açlık. Melodramdan trajediye uzanan bir yol. Karadeniz'in karası, kanın kırmızısı; gözyaşının sussuzluğu, vahşetin açlığı.

Yaşayanların anlattıklarından, görenlerin, işitenlerin katkılarından yola çıkılarak yazılan bu üç anlatının geride bırakmaya hazırladığımız yüzyılın Karadeniz'ii için birer belge olduğunu ve o yılları yaşayan her Karadenizlinin benzer bir öyküsü olduğunu düşünüyorum.

Kavgaların tükenmeyeceği bir dünyada, paylaştıkları yoksullukların, kimsesizliklerin dahi çok görüldüğü, aynı havayı soluyan aynı ekmeği yiyen aynı toprağın ayrı insanları. Bugün de dünya köylerinden yükselen kan kokusu onlara “geçmişin ve geleceğin” zamanın hep aynı yerde tepindiğini iletiyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat