Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
#smrgKİTABEVİ Heidegger'in Kulübesine Yolculuk - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
264
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
203,00
Havale/EFT ile:
196,91
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199249741
636733
https://www.simurgkitabevi.com/heideggerin-kulubesine-yolculuk-2025
Heidegger'in Kulübesine Yolculuk - 2025 #smrgKİTABEVİ
203.00
Bu eserin hikâyesi yazarın Heidegger'in kulübesini ziyaret etmesiyle başlıyor. Kara Orman'ın eşsiz tabiatıyla bütünleşen bu kulübede yazar, Heidegger'le derin bir sohbete koyuluyor. Onu kimi zaman Nesimî'nin, Yunus Emre'nin, Âşık Veysel'in meclisine davet ediyor, kimi zaman da Molla Sadra ile yüzleştiriyor. Böylece Batı ve Doğu düşünceleri arasında felsefi bir temas alanı açılıyor ve farklı ufukların birbirini nasıl beslediğine tanık oluyoruz. Heidegger'in düşüncesini dar kalıplara sokmadan, sezgisel bir yaklaşımla ele alan bu kitap, bir “Heidegger'e Giriş” çalışması değil. Daha çok Varlık ve idrak yolculuğunun kişisel ama aynı zamanda paylaşılabilir bir kesiti... Yazar, bu eserinde okuru Heidegger'in kulübesinden yükselen çağrıya kulak vermeye davet ediyor: Varlık sorusunu unutup Varlık'ı onun tezahürü olan varlıklara kurban eden Batı düşüncesindeki ontolojik sapmanın aşılması için Varlık'a yeniden dönmenin felsefi ve ahlaki gerekliliğini hatırlatıyor. Modern insanın varoluş krizine ışık tutarak modern tekno-medeniyetin Varlık'ı nasıl araçsallaştırdığını gözler önüne seren elinizdeki eser, çarenin saf düşünce, sahih tefekkür ve Varlık meselesinde olduğunu göstererek Varlık'ın açık alanına şahitlik etmenin ve orada ikamet etmenin önemini vurguluyor.
Bu eserin hikâyesi yazarın Heidegger'in kulübesini ziyaret etmesiyle başlıyor. Kara Orman'ın eşsiz tabiatıyla bütünleşen bu kulübede yazar, Heidegger'le derin bir sohbete koyuluyor. Onu kimi zaman Nesimî'nin, Yunus Emre'nin, Âşık Veysel'in meclisine davet ediyor, kimi zaman da Molla Sadra ile yüzleştiriyor. Böylece Batı ve Doğu düşünceleri arasında felsefi bir temas alanı açılıyor ve farklı ufukların birbirini nasıl beslediğine tanık oluyoruz. Heidegger'in düşüncesini dar kalıplara sokmadan, sezgisel bir yaklaşımla ele alan bu kitap, bir “Heidegger'e Giriş” çalışması değil. Daha çok Varlık ve idrak yolculuğunun kişisel ama aynı zamanda paylaşılabilir bir kesiti... Yazar, bu eserinde okuru Heidegger'in kulübesinden yükselen çağrıya kulak vermeye davet ediyor: Varlık sorusunu unutup Varlık'ı onun tezahürü olan varlıklara kurban eden Batı düşüncesindeki ontolojik sapmanın aşılması için Varlık'a yeniden dönmenin felsefi ve ahlaki gerekliliğini hatırlatıyor. Modern insanın varoluş krizine ışık tutarak modern tekno-medeniyetin Varlık'ı nasıl araçsallaştırdığını gözler önüne seren elinizdeki eser, çarenin saf düşünce, sahih tefekkür ve Varlık meselesinde olduğunu göstererek Varlık'ın açık alanına şahitlik etmenin ve orada ikamet etmenin önemini vurguluyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.