#smrgKİTABEVİ İmparatorluktan Portreler: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu - 2005

Kondisyon:
Yeni
ISBN-10:
9752707890
Hazırlayan:
Samih Rifat, Barış Kıbrıs, Begüm Akkoyunlu
Stok Kodu:
1199064061
Boyut:
24x30
Sayfa Sayısı:
154 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199064061
449998
İmparatorluktan Portreler: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu -        2005
İmparatorluktan Portreler: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu - 2005 #smrgKİTABEVİ
0.00
Doğu, çok eskilerden günümüze, her zaman Batı'nın ilgisini çekmiş, Avrupa'lı aydınlar ve sanatçılar, çok erken dönemlerden başlayarak bu gizemli ve kendilerine görece kapalı dünyanın büyüsüne kapılmışlardır. Bunun doğal bir sonucu olarak da, değişik dönemlerde birçok sanatçı, kimi zaman oturdukları yerden, kimi zaman yollara düşerek Doğu'nun izini sürmüş, yapıtlarında bazen gerçek Doğu'yu, bazen de kendi Doğu'larını anlatmış ya da betimlemişlerdir.

Batı sanatında Oryantalizm adını verdiğimiz akımsa, 19. yüzyıl Avrupa'sının Romantizm'ine paralel olarak ortaya çıkan ve bakışlarını Doğu'ya, çoğunlukla da Osmanlı İmparatorluğu topraklarına yöneltmiş bir akımdır. Ne var ki, Avrupa sanatında bu akımın sahneye çıkmasından çok önce, bir yandan yeni tanınmaya başlayan Doğu'nun gizemine, bir yandan da Osmanlı dünyasıyla ilişkilerin yarattığı Turquerie (Türk tarzı yaşam) modasına kapılan birçok Avrupalı sanatçı, yoğun biçimde bu dünyayı resimlemeye başlamışlardır. Bir bölümü "Boğaziçi Ressamları" diye adlandırılan bir dizi ressam da, 18. yüzyıldan başlayarak iki yüzyıl boyunca İmparatorluk topraklarında yoğun biçimde resim yapmış ve Osmanlı dünyasını çeşitli yönleriyle resimleyerek insanlığın görsel belleğine işlemişlerdir.

İmparatorluktan Portreler sergisi, işte bu zengin dünyanın özel bir kanadına ışık tutuyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu'nu oluşturan Suna ve İnan Kıraç / Sevgi ve Erdoğan Gönül koleksiyonlarından seçilmiş altmışa yakın yapıt, bu sergide bizi Osmanlı dünyasının insanlarıyla, onların portre ve boy resimleriyle, kimi zaman çok tanıdık, kimi zaman uzak, neredeyse yabancı 'fizyonomileriyle' yüz yüze getiriyor. Çoğunlukla fotoğraf makinesi objektifinin henüz gözün yerine geçmediği, ressamların dünyaya bakma, onuokuma, yorumlama ve aktarma önceliğini henüz ellerinde tuttukları bir zamanda yapılmış bu resimler, uzaklarda kalan bir çağın yokolmuş yüzlerini, şaşırtıcı bir gerçeklik ve canlılıkla günümüze taşıyor.

Doğu, çok eskilerden günümüze, her zaman Batı'nın ilgisini çekmiş, Avrupa'lı aydınlar ve sanatçılar, çok erken dönemlerden başlayarak bu gizemli ve kendilerine görece kapalı dünyanın büyüsüne kapılmışlardır. Bunun doğal bir sonucu olarak da, değişik dönemlerde birçok sanatçı, kimi zaman oturdukları yerden, kimi zaman yollara düşerek Doğu'nun izini sürmüş, yapıtlarında bazen gerçek Doğu'yu, bazen de kendi Doğu'larını anlatmış ya da betimlemişlerdir.

Batı sanatında Oryantalizm adını verdiğimiz akımsa, 19. yüzyıl Avrupa'sının Romantizm'ine paralel olarak ortaya çıkan ve bakışlarını Doğu'ya, çoğunlukla da Osmanlı İmparatorluğu topraklarına yöneltmiş bir akımdır. Ne var ki, Avrupa sanatında bu akımın sahneye çıkmasından çok önce, bir yandan yeni tanınmaya başlayan Doğu'nun gizemine, bir yandan da Osmanlı dünyasıyla ilişkilerin yarattığı Turquerie (Türk tarzı yaşam) modasına kapılan birçok Avrupalı sanatçı, yoğun biçimde bu dünyayı resimlemeye başlamışlardır. Bir bölümü "Boğaziçi Ressamları" diye adlandırılan bir dizi ressam da, 18. yüzyıldan başlayarak iki yüzyıl boyunca İmparatorluk topraklarında yoğun biçimde resim yapmış ve Osmanlı dünyasını çeşitli yönleriyle resimleyerek insanlığın görsel belleğine işlemişlerdir.

İmparatorluktan Portreler sergisi, işte bu zengin dünyanın özel bir kanadına ışık tutuyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu'nu oluşturan Suna ve İnan Kıraç / Sevgi ve Erdoğan Gönül koleksiyonlarından seçilmiş altmışa yakın yapıt, bu sergide bizi Osmanlı dünyasının insanlarıyla, onların portre ve boy resimleriyle, kimi zaman çok tanıdık, kimi zaman uzak, neredeyse yabancı 'fizyonomileriyle' yüz yüze getiriyor. Çoğunlukla fotoğraf makinesi objektifinin henüz gözün yerine geçmediği, ressamların dünyaya bakma, onuokuma, yorumlama ve aktarma önceliğini henüz ellerinde tuttukları bir zamanda yapılmış bu resimler, uzaklarda kalan bir çağın yokolmuş yüzlerini, şaşırtıcı bir gerçeklik ve canlılıkla günümüze taşıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat