#smrgKİTABEVİ İsrail'in Zihin Haritası Siyonist Edebiyat: Portreler, Yayınlar, Söylemler - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Kitap Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259565545
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
371
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
315,00
Havale/EFT ile:
305,55
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199243097
630338
https://www.simurgkitabevi.com/israilin-zihin-haritasi-siyonist-edebiyat-portreler-yayinlar-soylemler-2025
İsrail'in Zihin Haritası Siyonist Edebiyat: Portreler, Yayınlar, Söylemler - 2025 #smrgKİTABEVİ
315.00
İsrail Devleti, 14 Mayıs 1948 günü resmen ilan edildi. Ancak bu durum, sadece bir siyasi sonuç değil aynı zamanda onlarca yıl boyunca süren edebi ve kültürel bir mücadelenin görünür hâle gelmesiydi. Siyonist edebiyat sadece bir ideolojiyi taşımakla kalmadı, o ideolojiyi kurdu, güçlendirdi, şekillendirdi ve bir devlet sahibi olmasına büyük bir katkı sağladı.
Herzl'in Yahudi Devleti, Moses Hess'in Roma ve Kudüs'ü, Hayim Nahman Bialik'in Katliam Şehri şiiri ya da Ahad Ha'am'ın kültürel çağrısı... Bunların hepsi bir bütün olarak, kolektif bir Siyonist anlatının parçalarıydı. Ve Siyonist romanlardaki kimlik arayışı, şiirlerdeki toprak özlemi ya da tiyatro oyunlarındaki yeni ideal (!) insan tipleri, dünyanın farklı yerlerindeki milyonlarca insanı Siyonizm'in haklılığına yani bir yalana inandırdı.
Kitap boyunca incelenen yazarlar, kendi anlatılarını güçlendirmek için gazeteler çıkardılar, dergiler ve yayınevleri kurdular. Yazdıkları metinlerin ve yaptıkları bütün işlerin tek bir amacı vardı. Filistin'e önce zihinsel bir dönüş sağlamak, ardından ise o dönüşü fiziken de gerçek kılmak. Bu nedenle Filistin'i daima boş bir arazi yani halksız bir toprak gibi sundular. Sahipsiz ve tarihi olmayan bir toprak. Çünkü bir toprak ancak boş gösterilirse, dönülmesi gereken bir vatana dönüştürülebilirdi.
Herzl'in Yahudi Devleti, Moses Hess'in Roma ve Kudüs'ü, Hayim Nahman Bialik'in Katliam Şehri şiiri ya da Ahad Ha'am'ın kültürel çağrısı... Bunların hepsi bir bütün olarak, kolektif bir Siyonist anlatının parçalarıydı. Ve Siyonist romanlardaki kimlik arayışı, şiirlerdeki toprak özlemi ya da tiyatro oyunlarındaki yeni ideal (!) insan tipleri, dünyanın farklı yerlerindeki milyonlarca insanı Siyonizm'in haklılığına yani bir yalana inandırdı.
Kitap boyunca incelenen yazarlar, kendi anlatılarını güçlendirmek için gazeteler çıkardılar, dergiler ve yayınevleri kurdular. Yazdıkları metinlerin ve yaptıkları bütün işlerin tek bir amacı vardı. Filistin'e önce zihinsel bir dönüş sağlamak, ardından ise o dönüşü fiziken de gerçek kılmak. Bu nedenle Filistin'i daima boş bir arazi yani halksız bir toprak gibi sundular. Sahipsiz ve tarihi olmayan bir toprak. Çünkü bir toprak ancak boş gösterilirse, dönülmesi gereken bir vatana dönüştürülebilirdi.
İsrail Devleti, 14 Mayıs 1948 günü resmen ilan edildi. Ancak bu durum, sadece bir siyasi sonuç değil aynı zamanda onlarca yıl boyunca süren edebi ve kültürel bir mücadelenin görünür hâle gelmesiydi. Siyonist edebiyat sadece bir ideolojiyi taşımakla kalmadı, o ideolojiyi kurdu, güçlendirdi, şekillendirdi ve bir devlet sahibi olmasına büyük bir katkı sağladı.
Herzl'in Yahudi Devleti, Moses Hess'in Roma ve Kudüs'ü, Hayim Nahman Bialik'in Katliam Şehri şiiri ya da Ahad Ha'am'ın kültürel çağrısı... Bunların hepsi bir bütün olarak, kolektif bir Siyonist anlatının parçalarıydı. Ve Siyonist romanlardaki kimlik arayışı, şiirlerdeki toprak özlemi ya da tiyatro oyunlarındaki yeni ideal (!) insan tipleri, dünyanın farklı yerlerindeki milyonlarca insanı Siyonizm'in haklılığına yani bir yalana inandırdı.
Kitap boyunca incelenen yazarlar, kendi anlatılarını güçlendirmek için gazeteler çıkardılar, dergiler ve yayınevleri kurdular. Yazdıkları metinlerin ve yaptıkları bütün işlerin tek bir amacı vardı. Filistin'e önce zihinsel bir dönüş sağlamak, ardından ise o dönüşü fiziken de gerçek kılmak. Bu nedenle Filistin'i daima boş bir arazi yani halksız bir toprak gibi sundular. Sahipsiz ve tarihi olmayan bir toprak. Çünkü bir toprak ancak boş gösterilirse, dönülmesi gereken bir vatana dönüştürülebilirdi.
Herzl'in Yahudi Devleti, Moses Hess'in Roma ve Kudüs'ü, Hayim Nahman Bialik'in Katliam Şehri şiiri ya da Ahad Ha'am'ın kültürel çağrısı... Bunların hepsi bir bütün olarak, kolektif bir Siyonist anlatının parçalarıydı. Ve Siyonist romanlardaki kimlik arayışı, şiirlerdeki toprak özlemi ya da tiyatro oyunlarındaki yeni ideal (!) insan tipleri, dünyanın farklı yerlerindeki milyonlarca insanı Siyonizm'in haklılığına yani bir yalana inandırdı.
Kitap boyunca incelenen yazarlar, kendi anlatılarını güçlendirmek için gazeteler çıkardılar, dergiler ve yayınevleri kurdular. Yazdıkları metinlerin ve yaptıkları bütün işlerin tek bir amacı vardı. Filistin'e önce zihinsel bir dönüş sağlamak, ardından ise o dönüşü fiziken de gerçek kılmak. Bu nedenle Filistin'i daima boş bir arazi yani halksız bir toprak gibi sundular. Sahipsiz ve tarihi olmayan bir toprak. Çünkü bir toprak ancak boş gösterilirse, dönülmesi gereken bir vatana dönüştürülebilirdi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.