#smrgSAHAF İstanbul Etnoğrafyası İstanbul Halkını Kimler Teşkil Ediyor Safranbollular Bartınlılar - 1934

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Beyazıt Bozkurt Matbaası
Stok Kodu:
1199063650
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
64 s. + 12 s. Fotoğraf
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1934
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199063650
449594
İstanbul Etnoğrafyası İstanbul Halkını Kimler Teşkil Ediyor Safranbollular Bartınlılar -        1934
İstanbul Etnoğrafyası İstanbul Halkını Kimler Teşkil Ediyor Safranbollular Bartınlılar - 1934 #smrgSAHAF
0.00
İstanbul muhitini, semt semt tetkik edecek olursak; her semtin halkı arasında ma'şeri bir toplantı; bu toplantıların da bir birine çok yakın alâkalarla bağlı olduğu derhal göze çarpar.

Bu "toplanma" hadisesi, İstanbulun bâzı semtlerinde o kadar açık bir şekilde kendini gösterir ki lehçe ve lisan farkları; muhitin mütemekkinleri hakkında kâfi bir fikir verebilir.

Eminönünden, Eyüpsultana kadar; Haliç kıyısını takip edelim; bu sahil ''Yemiş" iskelesinden itibaren, başlı başına bir tetkik zeminini teşkil eder.

Ben bu sahili, her dolaşışımda, kendimi Karadeniz sahillerini gezen bir seyyaha benzetirim.

Ereğlililer Bartınlılar, Safranbollular, Samsun, Trabzon ve Rizeliler adeta bu sahili Karadenizlileştirmişlerdir. Karadeniz Ereğlilileri ''Yemiş" iskelesi civarını; Bartınlılar "Küçükpazar"ı; Safranbollular "Tahtakale"yi; İnebollular "Azapkapı"sını; Samsun, Trabzon ve Rizeliler "Cibali" ve "Ayakapısı"nı, Alanyalılar, Zindankapısını toplu ve mütekâsif bir halde işgâl etmişlerdir.

İstanbulun iç semtleri de böyledir; "Fatih" semti, bilhassa izahına çalıştığım topluluklara tam bir örnek teşkil eder. Burada "Siirtliler, Süleymaniye, Vefa ve Karagümrüğün bir kısmını; Boşnaklar, "Karadenizkapı"sı civarını Kavala ve Gümülcineliler "Haydar" Civarını; Kırım Türkleri, "Altay, Hırkayışerif, Akşamseddin, Guraba hastahanesi" Civarı ile bilhassa: "Şehremini, Mevlevihatıe kapısı Silirikapı, Çukur bostan" ve civarlarını, küçük küçük "Koloni"ler halinde işgal etmiş bulunmaktadırlar.

Gene Sultanahmet, Küçükayasofya, Kadırga, Cinci meydanı ile Beyazıt Emin bey mahallesinin bir kısmına, İranlılar, Dağistanlılar ve Azerbaycan Türkleri teşkil etmektedir.

Kale dışından, yani, "Edirne kapı, Bayram paşa, topkapı, Silivri kapı ve yedikule"den başlıyan ve "Bakır köy" sınırlarına kadar uzanan geniş sahayı da "Arnavut" lar müteferrik surette kaplamışlardır. Bu temerküz, silivri kapının iç mahallelerile Sütlüce, Defterdarda kendine mahsus hususiyetini pek açık bir şekilde gösterir.

Her içtimaî "oluş" gibi; bu, mahallî ve zümrevî toplanışların da bir "illet" ve "Şart"a tabi olması kadar tabii bir şey yoktur.

Ben, bu toplanışların sebeplerini, kitabımızın kısmı mahsusunda arzettiğim veçhile, daha ziyade, iktisadî âmillerle; Türklerin hemşerilik muhabbet ve tesanüdünün doğurduğu "Cemiyet" hayatına olan "Tarihî" ve tabiî alışıklığının bir ifadesidir. Diyorum.

İstanbulun semt semt, göze çarpan bu tezahürleri, içtimaî nizam ve ahengimizin kudretli bağlarını bize bugün olduğu gibi gösteren canlı birer vesikalarıdır.

Binaenaleyh, bu zeminde, yer yer, tetkikler yaparak mahallî hususiyyetlerimizi tesbite çalışmak; ilme faydalı bir zemin hazırlıyacağından, "Folklor" ve "Etnoğrafya" ile uğraşanlarımızın çalışmalarını bir az da bu vadiye celbi lazimeden saymaktayım. (Önsözden)

İstanbul muhitini, semt semt tetkik edecek olursak; her semtin halkı arasında ma'şeri bir toplantı; bu toplantıların da bir birine çok yakın alâkalarla bağlı olduğu derhal göze çarpar.

Bu "toplanma" hadisesi, İstanbulun bâzı semtlerinde o kadar açık bir şekilde kendini gösterir ki lehçe ve lisan farkları; muhitin mütemekkinleri hakkında kâfi bir fikir verebilir.

Eminönünden, Eyüpsultana kadar; Haliç kıyısını takip edelim; bu sahil ''Yemiş" iskelesinden itibaren, başlı başına bir tetkik zeminini teşkil eder.

Ben bu sahili, her dolaşışımda, kendimi Karadeniz sahillerini gezen bir seyyaha benzetirim.

Ereğlililer Bartınlılar, Safranbollular, Samsun, Trabzon ve Rizeliler adeta bu sahili Karadenizlileştirmişlerdir. Karadeniz Ereğlilileri ''Yemiş" iskelesi civarını; Bartınlılar "Küçükpazar"ı; Safranbollular "Tahtakale"yi; İnebollular "Azapkapı"sını; Samsun, Trabzon ve Rizeliler "Cibali" ve "Ayakapısı"nı, Alanyalılar, Zindankapısını toplu ve mütekâsif bir halde işgâl etmişlerdir.

İstanbulun iç semtleri de böyledir; "Fatih" semti, bilhassa izahına çalıştığım topluluklara tam bir örnek teşkil eder. Burada "Siirtliler, Süleymaniye, Vefa ve Karagümrüğün bir kısmını; Boşnaklar, "Karadenizkapı"sı civarını Kavala ve Gümülcineliler "Haydar" Civarını; Kırım Türkleri, "Altay, Hırkayışerif, Akşamseddin, Guraba hastahanesi" Civarı ile bilhassa: "Şehremini, Mevlevihatıe kapısı Silirikapı, Çukur bostan" ve civarlarını, küçük küçük "Koloni"ler halinde işgal etmiş bulunmaktadırlar.

Gene Sultanahmet, Küçükayasofya, Kadırga, Cinci meydanı ile Beyazıt Emin bey mahallesinin bir kısmına, İranlılar, Dağistanlılar ve Azerbaycan Türkleri teşkil etmektedir.

Kale dışından, yani, "Edirne kapı, Bayram paşa, topkapı, Silivri kapı ve yedikule"den başlıyan ve "Bakır köy" sınırlarına kadar uzanan geniş sahayı da "Arnavut" lar müteferrik surette kaplamışlardır. Bu temerküz, silivri kapının iç mahallelerile Sütlüce, Defterdarda kendine mahsus hususiyetini pek açık bir şekilde gösterir.

Her içtimaî "oluş" gibi; bu, mahallî ve zümrevî toplanışların da bir "illet" ve "Şart"a tabi olması kadar tabii bir şey yoktur.

Ben, bu toplanışların sebeplerini, kitabımızın kısmı mahsusunda arzettiğim veçhile, daha ziyade, iktisadî âmillerle; Türklerin hemşerilik muhabbet ve tesanüdünün doğurduğu "Cemiyet" hayatına olan "Tarihî" ve tabiî alışıklığının bir ifadesidir. Diyorum.

İstanbulun semt semt, göze çarpan bu tezahürleri, içtimaî nizam ve ahengimizin kudretli bağlarını bize bugün olduğu gibi gösteren canlı birer vesikalarıdır.

Binaenaleyh, bu zeminde, yer yer, tetkikler yaparak mahallî hususiyyetlerimizi tesbite çalışmak; ilme faydalı bir zemin hazırlıyacağından, "Folklor" ve "Etnoğrafya" ile uğraşanlarımızın çalışmalarını bir az da bu vadiye celbi lazimeden saymaktayım. (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat