#smrgSAHAF Kemanımla Sana Bir Ses: Kemani Nurhan Hekimoğlu'nun Günlüğü - 2001

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Kurtiş Matbaacılık
Dizi Adı:
Hatıra / Belgesel Dizisi
ISBN-10:
9759351501
Hazırlayan:
Osman Nuri Özpekel
Stok Kodu:
1199025588
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
240 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199025588
411684
Kemanımla Sana Bir Ses: Kemani Nurhan Hekimoğlu'nun Günlüğü -        2001
Kemanımla Sana Bir Ses: Kemani Nurhan Hekimoğlu'nun Günlüğü - 2001 #smrgSAHAF
0.00
Bu günlükler, benzer örneğine rastlayabilmenin günümüzde artık pek fazla mümkün görünmediği, nesli tükenmiş bir sanatkâr tipine ait iç dünyanın bize yansıması olarak, önemli bir belge olma özelliğini taşıyor. Yargılarını, davranış biçimini, olaylara bakışını ve onları değerlendirişini paylaşmasak, hatta bunlara zaman zaman kızsak bile, bir sanatkârı anlayabilmenin ipuçlarını fazlasıyla veriyor. Hangi seviyede olursa olsun, çoğu defa sadece sanat grafiği açısından değerlendirdiğimi? sanatkârın, karmaşık insanî derinliğini gözler önüne seriyor.

Şah damarının üzerine yerleştirilmiş Ur enstrümanın üzerinde gidip gelen bir arşe... Bu hareketin sonucunda çıkan sesler... Ve duyduğumuz bu sesleri, yüz çizgileriyle, hassas parmak hareketleriyle, vücut devinimleriyle ve gözlerindeki ifadeyle bütünleştirdiğimiz -veya bütünleştiremediğimiz- bir sanatkâr. Kendini ifade edebilmenin en soyut ve en derin biçimi olan bir taksimini 'kavrayarak anlayabilmek' hususunda, bir sanatkârı dinlerken başka ne gibi bir ipucuna sahibiz ki?

Nurhan Hekimoğlu, "bir de böyle bakarak dinleyin" diyor. Ve kalkışılabilecek en cesur davranışı ortaya koyarak, bir ruhun haritasını bütün çıplaklığıyla ellerimize veriyor.

"Keşke Cemil Bey, Nevres Bey ve daha yüzlercesi de bunu yapabilselerdi" demek geliyor içimizden. Belki sanatları üzerine birçok önemli ayrıntıyı, o zaman daha kolay anlayabilir ve anlamlandırabilirdik.

Nurhan Hekimoğlu, bu âlemden bir rüzgâr gibi gelip geçenlerden biriydi Kısa esen bir rüzgâr... Fakat iz bırakan... Feriköy Ermeni Kilises'ndeki "ayin-i ruhanî"den sonra Feriköy Ermeni Kabristanı'nda, âşıkı olduğu istanbul toprağına tevdi edip dönerken içimizde işlemeye başlayan ince sızı, aradan geçen bunca yıla rağmen dinmiş değil; bunun anlamı açık... "Güzel" ve 'iyi" adamlardan bir "adam"dı.

Dînince dinlensin, Allah taksiratını affetsin. Ölümünden kısa bir sûre önce, isabetli bir öngörüyle, kadîm dostu Osman Nuri Özpekel'e, "ölümünden sonra açılması" şartıyla teslim ve emanet ettiği bu çok özel notlan, bir kitap halinde yayınlamakla ruhunu şâd ettiğimizi ümit etmek isteriz.

KAF; MÜZİK olarak yayınladığımız ilk kitabın 'Kemanımla Suna Bir Ses..." olması, son satırına kadar yoğun bir biçimde hissedebileceğiniz insan sıcaklığının, aynı zamanda yayıncılık anlaayışımızın da bir ifadesi olması açısından bizim için çok önemli.

Osman Nuri Ozpekel'in kadirşinas ve emanete değer veren anlayışına ; Mehmet Kurt'un "dost" çabasına; Majan Hekim-yun'ın hassas yaklaşımına; Ayşe Kalyoncu-Fikri Cumhur'un, Nurhan Hekimoğlu'nu derhal kavrayan sanatkâr hassasiyetiyle yoğrulmuş iz'anlanna; Ertuğrul Karabulut'un sanatın ve sanatkârın "gerçek" olanını ve onun için ne yapılsa az geleceğini hep ifade eden cesaretlendirici dostluğuna derin teşekkürler. Ortak paydası samimiyet olan bütün bu çabalara küçük bir katkı olarak, metnin başından sonuna kadar bazı notlar ekleyerek açıklayıcı tedbirler alma lüzumu hissettik; dipnotları, eserin aslında olmayıp, bu cümledendir. Ayrıca sona eklediğimiz şahıs ve yer adları indeksi de, kitabın daha kullanılabilir bir nitelik kazanması amacına yöneliktir.

iyi bir iş yaptığımıza inanıyorum. -Mehmet Güntekin (Sunuştan)

Bu günlükler, benzer örneğine rastlayabilmenin günümüzde artık pek fazla mümkün görünmediği, nesli tükenmiş bir sanatkâr tipine ait iç dünyanın bize yansıması olarak, önemli bir belge olma özelliğini taşıyor. Yargılarını, davranış biçimini, olaylara bakışını ve onları değerlendirişini paylaşmasak, hatta bunlara zaman zaman kızsak bile, bir sanatkârı anlayabilmenin ipuçlarını fazlasıyla veriyor. Hangi seviyede olursa olsun, çoğu defa sadece sanat grafiği açısından değerlendirdiğimi? sanatkârın, karmaşık insanî derinliğini gözler önüne seriyor.

Şah damarının üzerine yerleştirilmiş Ur enstrümanın üzerinde gidip gelen bir arşe... Bu hareketin sonucunda çıkan sesler... Ve duyduğumuz bu sesleri, yüz çizgileriyle, hassas parmak hareketleriyle, vücut devinimleriyle ve gözlerindeki ifadeyle bütünleştirdiğimiz -veya bütünleştiremediğimiz- bir sanatkâr. Kendini ifade edebilmenin en soyut ve en derin biçimi olan bir taksimini 'kavrayarak anlayabilmek' hususunda, bir sanatkârı dinlerken başka ne gibi bir ipucuna sahibiz ki?

Nurhan Hekimoğlu, "bir de böyle bakarak dinleyin" diyor. Ve kalkışılabilecek en cesur davranışı ortaya koyarak, bir ruhun haritasını bütün çıplaklığıyla ellerimize veriyor.

"Keşke Cemil Bey, Nevres Bey ve daha yüzlercesi de bunu yapabilselerdi" demek geliyor içimizden. Belki sanatları üzerine birçok önemli ayrıntıyı, o zaman daha kolay anlayabilir ve anlamlandırabilirdik.

Nurhan Hekimoğlu, bu âlemden bir rüzgâr gibi gelip geçenlerden biriydi Kısa esen bir rüzgâr... Fakat iz bırakan... Feriköy Ermeni Kilises'ndeki "ayin-i ruhanî"den sonra Feriköy Ermeni Kabristanı'nda, âşıkı olduğu istanbul toprağına tevdi edip dönerken içimizde işlemeye başlayan ince sızı, aradan geçen bunca yıla rağmen dinmiş değil; bunun anlamı açık... "Güzel" ve 'iyi" adamlardan bir "adam"dı.

Dînince dinlensin, Allah taksiratını affetsin. Ölümünden kısa bir sûre önce, isabetli bir öngörüyle, kadîm dostu Osman Nuri Özpekel'e, "ölümünden sonra açılması" şartıyla teslim ve emanet ettiği bu çok özel notlan, bir kitap halinde yayınlamakla ruhunu şâd ettiğimizi ümit etmek isteriz.

KAF; MÜZİK olarak yayınladığımız ilk kitabın 'Kemanımla Suna Bir Ses..." olması, son satırına kadar yoğun bir biçimde hissedebileceğiniz insan sıcaklığının, aynı zamanda yayıncılık anlaayışımızın da bir ifadesi olması açısından bizim için çok önemli.

Osman Nuri Ozpekel'in kadirşinas ve emanete değer veren anlayışına ; Mehmet Kurt'un "dost" çabasına; Majan Hekim-yun'ın hassas yaklaşımına; Ayşe Kalyoncu-Fikri Cumhur'un, Nurhan Hekimoğlu'nu derhal kavrayan sanatkâr hassasiyetiyle yoğrulmuş iz'anlanna; Ertuğrul Karabulut'un sanatın ve sanatkârın "gerçek" olanını ve onun için ne yapılsa az geleceğini hep ifade eden cesaretlendirici dostluğuna derin teşekkürler. Ortak paydası samimiyet olan bütün bu çabalara küçük bir katkı olarak, metnin başından sonuna kadar bazı notlar ekleyerek açıklayıcı tedbirler alma lüzumu hissettik; dipnotları, eserin aslında olmayıp, bu cümledendir. Ayrıca sona eklediğimiz şahıs ve yer adları indeksi de, kitabın daha kullanılabilir bir nitelik kazanması amacına yöneliktir.

iyi bir iş yaptığımıza inanıyorum. -Mehmet Güntekin (Sunuştan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat