#smrgKİTABEVİ Küçüktüm Ufacıktım - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6256265776
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199239370
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
116
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
130,00
Havale/EFT ile: 126,10
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199239370
626552
Küçüktüm Ufacıktım -        2025
Küçüktüm Ufacıktım - 2025 #smrgKİTABEVİ
130.00
Bu anıları yazmaya uzun yıllar önce başlamıştım. İlk başta çocukluğuma ilişkin aklıma gelen ne varsa sanatsal bir kaygı gütmeksizin yazıyordum. Benim hatırladıklarım, annemden, anneannemden, babamdan dinlediklerim, kardeşlerimin hatırlattığı ne varsa yazdım yazdım, biriktirdim.

Çocukluğum, İkinci Cihan Harbi'nin tüm dünyayı kasıp kavurduğu günlerde geçti. Genç Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist ülkelere karşı verdiği büyük bir Kurtuluş Savaşı'nın ardından, Osmanlı'dan kalan borçları ödemiş, yangın yerine dönmüş ülkemizi kalkındırma uğraşına girişmişti. Yeni savaşları, sonu belli olmayan yeni serüvenleri kaldıramazdı artık. Devlet büyükleri, doğru bir öngörü ile bu savaştan uzak durma kararı almışlardı. Ancak her olasılığa karşı orduyu hazır durumda tutmanın gereğini de görmüşlerdi.

Böylece genç cumhuriyetin tüm olanakları ordu için seferber edilmişti. Bu nedenle halk, elinde olanla yetinmek zorundaydı. O dönemde bu durumdan kimsenin yakındığını hatırlamıyorum. Çünkü o kuşak, savaş yıkımının ne olduğunu yaşayarak öğrenmiş bir kuşaktı. Herkesin ya Yemen Savaşı'nda ya Rumeli'de ya Çanakkale'de ya da Kurtuluş Savaşı'nda yitirdiği bir yakını, savaşın açtığı bir yarası mutlaka vardı.

Biz çocuklar da bu gerçeği kabullenmiştik. 2. Cihan Harbi denen canavarın her şeyi elimizden aldığı gerçeğini içselleştirdik. Oyuncağımızı kendimiz yaptık, annelerimizin diktiği, ördüğü, büyüğün giysisini küçültüp küçüğe uydurduğu günlerde büyüdük. Her konuda azla yetinmeyi öğrendik. Sanırım bu bizi güçlü ve becerikli yaptı. Böylece elinden her iş gelen yetişkinler olduk. Bunları gençler bilsin istedim. Çalakalem yazdıklarımı, daha sonra anı öykülere dönüştürüp paylaşmaya karar verdim. İşte bunlar o öyküler. - Ülkü Yalım Günay
Bu anıları yazmaya uzun yıllar önce başlamıştım. İlk başta çocukluğuma ilişkin aklıma gelen ne varsa sanatsal bir kaygı gütmeksizin yazıyordum. Benim hatırladıklarım, annemden, anneannemden, babamdan dinlediklerim, kardeşlerimin hatırlattığı ne varsa yazdım yazdım, biriktirdim.

Çocukluğum, İkinci Cihan Harbi'nin tüm dünyayı kasıp kavurduğu günlerde geçti. Genç Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist ülkelere karşı verdiği büyük bir Kurtuluş Savaşı'nın ardından, Osmanlı'dan kalan borçları ödemiş, yangın yerine dönmüş ülkemizi kalkındırma uğraşına girişmişti. Yeni savaşları, sonu belli olmayan yeni serüvenleri kaldıramazdı artık. Devlet büyükleri, doğru bir öngörü ile bu savaştan uzak durma kararı almışlardı. Ancak her olasılığa karşı orduyu hazır durumda tutmanın gereğini de görmüşlerdi.

Böylece genç cumhuriyetin tüm olanakları ordu için seferber edilmişti. Bu nedenle halk, elinde olanla yetinmek zorundaydı. O dönemde bu durumdan kimsenin yakındığını hatırlamıyorum. Çünkü o kuşak, savaş yıkımının ne olduğunu yaşayarak öğrenmiş bir kuşaktı. Herkesin ya Yemen Savaşı'nda ya Rumeli'de ya Çanakkale'de ya da Kurtuluş Savaşı'nda yitirdiği bir yakını, savaşın açtığı bir yarası mutlaka vardı.

Biz çocuklar da bu gerçeği kabullenmiştik. 2. Cihan Harbi denen canavarın her şeyi elimizden aldığı gerçeğini içselleştirdik. Oyuncağımızı kendimiz yaptık, annelerimizin diktiği, ördüğü, büyüğün giysisini küçültüp küçüğe uydurduğu günlerde büyüdük. Her konuda azla yetinmeyi öğrendik. Sanırım bu bizi güçlü ve becerikli yaptı. Böylece elinden her iş gelen yetişkinler olduk. Bunları gençler bilsin istedim. Çalakalem yazdıklarımı, daha sonra anı öykülere dönüştürüp paylaşmaya karar verdim. İşte bunlar o öyküler. - Ülkü Yalım Günay
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat