#smrgDERGİ Kürt Tarihi Dergisi - Dosya : Kadim Kürtçenin İzinde - Sayı: 11 Şubat Mart

Stok Kodu:
1199001808
Boyut:
18x26
Sayfa Sayısı:
64 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
0,00
1199001808
387972
Kürt Tarihi Dergisi - Dosya : Kadim Kürtçenin İzinde - Sayı: 11      Şubat Mart
Kürt Tarihi Dergisi - Dosya : Kadim Kürtçenin İzinde - Sayı: 11 Şubat Mart #smrgDERGİ
0.00
Bu sayımızda, Kürtçenin yazı serüvenini ya da yazılı tarihini inceleyen bir dosyayla karşınızdayız. Konu hakkında kapsayıcı bir panorama sunmayı amaçlayan dosyanın “Kadim Kürtçenin İzinde: Tevatür ve Temellük Kıskacında Kürt Kültür Tarihçiliği” başlıklı yazısında Ergin Öpengin, çeşitli platformlarda Kürtçenin milat ve İslamiyet öncesi dönemlerine ait olduğu iddia edilen birtakım yazıt, metin ve alfabeleri eleştirel bir yaklaşımla irdeliyor. Öpengin, İrani diller filolojisine dayanarak, verili kabul edilen Kürtçe-Medce ilişkisinden Avesta metinlerinin Kürtçe sayılmasına ve ziyadesiyle popülerleşmiş “Boraboz”un şiirine dek birçok konuda doğru bildiklerimize soru işareti koyuyor. Öpengin, makalesinin son kısmındaysa Kürtçe dilbiliminin en önemli isimlerinden David N. MacKenzie'nin 1963 tarihli bir makalesine dayanarak bilinen en eski Kürtçe yazılı metin olduğunu belirttiği 15. yüzyıldan bir dörtlüğü sunuyor.

Dosyanın ikinci yazısı Shahab Vali'nin kaleminden. “Yarsan ve Yezidi Kürtlerin Yazılı Edebiyatı” makalesi ile Vali, Yarsan ve Yezidi cemaatlerinin dini metinlerinin tarihi, türleri ve cemaatleri açısından önemlerine dair genel bir çerçeve çizmektedir. Behrooz Chamanara ise “Dilesel ve Edebi Açıdan Gorani” makalesiyle tartışmaya katılıyor. Kürtler arasında olduğu gibi akademik camiada da halen uzlaşılmış bir tanımı olmayan “Gorani(ce)”nin, “sözlü” ve “edebi” Goranice gibi, birbirinden bağımsız dilsel kodlar şeklinde anlaşılması gerektiğini temellendiren yazar, 18. yüzyıldan bir Gorani şiir antolojisini sunuyor ve henüz hakkında çok az bilinen Kürtçe Şehnameler üzerine okuyucuyla özet bilgiler paylaşıyor.

Hamit Bozarslan, Kürdistan'ın yakın tarihini, 1979-1991 dönemini, ele alırken “yakın tarih”i yazmanın dezavantajlarının yanı sıra avantalarına da değiniyor. Bozarslan 1979-1991 arasındaki dönemde dünyada ve Ortadoğu coğrafyasında meydana gelen siyasal dönüşümler bağlamında Kürtlerin siyasi fikirleri, kazanımları ve kayıpları irdeleniyor.

Sever Işık, Mısır'daki Kürtlerin izini sürmeye devam ediyor. Işık, Napolyon'un Mısır Seferi sonrası ordusunun komutasını General Jean Baptiste Kléber'e bırakarak Mısır'dan ayrılması sonucu başlayan hoşnutsuzlukları ve bunun sonucunda Afrinli bir Kürt olan Süleyman Halebi'nin, Kléber'i öldürmesi öyküsünü bizlerle paylaşıyor.

Rohat Alakom, Kürt ve Kürdistan tarihi ve kültürü araştırmacılarının yakından tanıdığı Auguste Jaba'nın biyografisini kaleme aldı. Her zamanki titizliği ile yazdığı biyografide Jaba'nın İzmir, Erzurum gibi kentlere yerleşmesi, Kürt ve Türk yazarlar ile ilişkilerini resmediyor.

Makalesine konu edindiği dönemin aynı zamanda tanığı da olan Ruşen Arslan, DDKO'un önemli isimlerinden Necmettin Büyükkaya'nın anısına yazdığı, İstanbul DDKO'nun çalışmalarını anlatıyor.

Nilay Özok-Gündoğan'ın BOA'dan edindiği dört belge üzerinden, Osmanlı Devletinin geçirdiği büyük dönüşümleri ve dönüşümlerin Kürt amelelerine yansımalarını inceliyor.

Bu sayımızda, Kürtçenin yazı serüvenini ya da yazılı tarihini inceleyen bir dosyayla karşınızdayız. Konu hakkında kapsayıcı bir panorama sunmayı amaçlayan dosyanın “Kadim Kürtçenin İzinde: Tevatür ve Temellük Kıskacında Kürt Kültür Tarihçiliği” başlıklı yazısında Ergin Öpengin, çeşitli platformlarda Kürtçenin milat ve İslamiyet öncesi dönemlerine ait olduğu iddia edilen birtakım yazıt, metin ve alfabeleri eleştirel bir yaklaşımla irdeliyor. Öpengin, İrani diller filolojisine dayanarak, verili kabul edilen Kürtçe-Medce ilişkisinden Avesta metinlerinin Kürtçe sayılmasına ve ziyadesiyle popülerleşmiş “Boraboz”un şiirine dek birçok konuda doğru bildiklerimize soru işareti koyuyor. Öpengin, makalesinin son kısmındaysa Kürtçe dilbiliminin en önemli isimlerinden David N. MacKenzie'nin 1963 tarihli bir makalesine dayanarak bilinen en eski Kürtçe yazılı metin olduğunu belirttiği 15. yüzyıldan bir dörtlüğü sunuyor.

Dosyanın ikinci yazısı Shahab Vali'nin kaleminden. “Yarsan ve Yezidi Kürtlerin Yazılı Edebiyatı” makalesi ile Vali, Yarsan ve Yezidi cemaatlerinin dini metinlerinin tarihi, türleri ve cemaatleri açısından önemlerine dair genel bir çerçeve çizmektedir. Behrooz Chamanara ise “Dilesel ve Edebi Açıdan Gorani” makalesiyle tartışmaya katılıyor. Kürtler arasında olduğu gibi akademik camiada da halen uzlaşılmış bir tanımı olmayan “Gorani(ce)”nin, “sözlü” ve “edebi” Goranice gibi, birbirinden bağımsız dilsel kodlar şeklinde anlaşılması gerektiğini temellendiren yazar, 18. yüzyıldan bir Gorani şiir antolojisini sunuyor ve henüz hakkında çok az bilinen Kürtçe Şehnameler üzerine okuyucuyla özet bilgiler paylaşıyor.

Hamit Bozarslan, Kürdistan'ın yakın tarihini, 1979-1991 dönemini, ele alırken “yakın tarih”i yazmanın dezavantajlarının yanı sıra avantalarına da değiniyor. Bozarslan 1979-1991 arasındaki dönemde dünyada ve Ortadoğu coğrafyasında meydana gelen siyasal dönüşümler bağlamında Kürtlerin siyasi fikirleri, kazanımları ve kayıpları irdeleniyor.

Sever Işık, Mısır'daki Kürtlerin izini sürmeye devam ediyor. Işık, Napolyon'un Mısır Seferi sonrası ordusunun komutasını General Jean Baptiste Kléber'e bırakarak Mısır'dan ayrılması sonucu başlayan hoşnutsuzlukları ve bunun sonucunda Afrinli bir Kürt olan Süleyman Halebi'nin, Kléber'i öldürmesi öyküsünü bizlerle paylaşıyor.

Rohat Alakom, Kürt ve Kürdistan tarihi ve kültürü araştırmacılarının yakından tanıdığı Auguste Jaba'nın biyografisini kaleme aldı. Her zamanki titizliği ile yazdığı biyografide Jaba'nın İzmir, Erzurum gibi kentlere yerleşmesi, Kürt ve Türk yazarlar ile ilişkilerini resmediyor.

Makalesine konu edindiği dönemin aynı zamanda tanığı da olan Ruşen Arslan, DDKO'un önemli isimlerinden Necmettin Büyükkaya'nın anısına yazdığı, İstanbul DDKO'nun çalışmalarını anlatıyor.

Nilay Özok-Gündoğan'ın BOA'dan edindiği dört belge üzerinden, Osmanlı Devletinin geçirdiği büyük dönüşümleri ve dönüşümlerin Kürt amelelerine yansımalarını inceliyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat