#smrgKİTABEVİ Kürtlerin Devletsizlik Paradoksu : Öcalan'ın Konfederalizm ve Türkiyelileşme Stratejileri - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259628028
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199246189
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
264
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
182,00
Havale/EFT ile: 176,54
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199246189
633345
Kürtlerin Devletsizlik Paradoksu : Öcalan'ın Konfederalizm ve Türkiyelileşme Stratejileri -        2025
Kürtlerin Devletsizlik Paradoksu : Öcalan'ın Konfederalizm ve Türkiyelileşme Stratejileri - 2025 #smrgKİTABEVİ
182.00
2000'lerin başında Öcalan, "ileri demokrasi (progressive democracy)" kavramını benimseyerek, Türk Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına ve Mustafa Kemal'e dair kendisinin hapse girmeden önceki anlatısıyla çelişen, kökten farklı bir anlatı sundu. 2000'lerin sonlarına doğru ise, Türkiye'de popüler olan geleneksel İslami görüşleri benimseyerek 1920 tarihli Misak-ı Milli'yi (Milli Ant) revizyonist bir şekilde yorumladı.

Öcalan Misak-ı Milli'yi tamamen destekledi, savundu ve yeniden yorumladı. Bu değişiklik, Misak-ı Milli'nin Kürt milletini bağımsız bir ulusal varlık olarak tanımayı reddeden ve Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını inkâr eden Kemalist bir sömürge projesine dayanıyor olmasına rağmen gerçekleşti. Misak-ı Milli, Kürtleri sisteme dâhil edilip gibi gösterip esasında dışlayan Kemalist milli stratejisinin erken dönemdeki temel unsurlarından biri olmuştu. Bu belge, Türk etno-nasyonalist ve ideolojik epistemolojiye dayalı söylemsel sömürgecilikli benimseme çabalarının ilk resmi örneklerinden biridir. Bu yaklaşım, Kürtlerin doğal olarak kendilerini inkâr edeceği ve Türk milletine asimile olmaya yatkın olduklarını varsayan bir anlayışla şekillenmiştir.

Öcalan'ın Misak-ı Milli'ye dair yorumlarında, Türk tarihinin ve Cumhuriyet'in ilk yıllarının bu perspektifle yeniden ele alındığı açıkça görülmektedir. Öcalan'a göre, Güney Kürdistan'ın ve Batı Kürdistan'ın Türkiye'den Lozan Antlaşması yoluyla koparılması, Kürtler için o kadar zararlı olmuştur ki bu durum onu demokratik konfederalizm ve Kürdistanlılar birliğinden Misak-ı Milli'nin yeniden canlandırılması için bir platform olarak geliştirmeye sevk etmiştir.
2000'lerin başında Öcalan, "ileri demokrasi (progressive democracy)" kavramını benimseyerek, Türk Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına ve Mustafa Kemal'e dair kendisinin hapse girmeden önceki anlatısıyla çelişen, kökten farklı bir anlatı sundu. 2000'lerin sonlarına doğru ise, Türkiye'de popüler olan geleneksel İslami görüşleri benimseyerek 1920 tarihli Misak-ı Milli'yi (Milli Ant) revizyonist bir şekilde yorumladı.

Öcalan Misak-ı Milli'yi tamamen destekledi, savundu ve yeniden yorumladı. Bu değişiklik, Misak-ı Milli'nin Kürt milletini bağımsız bir ulusal varlık olarak tanımayı reddeden ve Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını inkâr eden Kemalist bir sömürge projesine dayanıyor olmasına rağmen gerçekleşti. Misak-ı Milli, Kürtleri sisteme dâhil edilip gibi gösterip esasında dışlayan Kemalist milli stratejisinin erken dönemdeki temel unsurlarından biri olmuştu. Bu belge, Türk etno-nasyonalist ve ideolojik epistemolojiye dayalı söylemsel sömürgecilikli benimseme çabalarının ilk resmi örneklerinden biridir. Bu yaklaşım, Kürtlerin doğal olarak kendilerini inkâr edeceği ve Türk milletine asimile olmaya yatkın olduklarını varsayan bir anlayışla şekillenmiştir.

Öcalan'ın Misak-ı Milli'ye dair yorumlarında, Türk tarihinin ve Cumhuriyet'in ilk yıllarının bu perspektifle yeniden ele alındığı açıkça görülmektedir. Öcalan'a göre, Güney Kürdistan'ın ve Batı Kürdistan'ın Türkiye'den Lozan Antlaşması yoluyla koparılması, Kürtler için o kadar zararlı olmuştur ki bu durum onu demokratik konfederalizm ve Kürdistanlılar birliğinden Misak-ı Milli'nin yeniden canlandırılması için bir platform olarak geliştirmeye sevk etmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat