^#smrgSAHAF Materyalizmin Türkiye'ye Girişi ve İlk Etkileri - 1988

Materyalizmin Türkiye'ye Girişi ve ilk Etkileri'' konusunun bir araştırma alanı olarak alınmasının sebebi, dünyada ve Türkiye'de birçok önemli fikir adamını etkisi altına almış bulunması ve buna dayanılarak bilhassa da Türkiye'de önemli sayılabilecek görüşler öne sürülmüş ve taraftarlar bulmuş olmasıdır. Konu geniş ve kapsamlı olduğundan onun Türkiye'ye girişinden itibaren günümüze kadarki bütün yönelimlerini ve bu yönelim içerisindeki fikir adamlarını ve eserlerini tek tek ele alıp incelemek daha etraflı bir çalışmayı gerektirir. Bu itibarla konu, 1920 yılı ve sadece klasik materyalizmin etkileri ile sınırlandırılmıştır. Buna karşılık diğer bir materyalizm çeşidi olan diyalektik materyalizm ise konu dışı bırakılmıştır.

Kitabın birinci bölümünde, klasik materyalizmin tanımı, felsefi düşünce alanlarına ait anlayışları ve doğuşundan günümüze kadarki tarihi gelişimi anlatılmıştır. İkinci bölümde, araştırma konusunun daha kolay anlaşılır hale gelmesini sağlamak için, Türk fikir, kültür, ilim, eğitim ve yenileşme hayatı; üçüncü bölümde, klasik materyalizmin müşahhas bir felsefi meslek olarak Türkiye'ye girişi ve yayılmasına zemin hazırlayan, yardımcı olan önemli bazı yayınlar, kuruluşlar ve dergiler üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölümde, klasik materyalizmin etkisinin müşahede edildiği bazı fikir adamlarımızdan bahsedilmiş; beşinci bölümde ise, materyalist fikirlerin tutarsızlığını ve yanlışlığını, felsefi ve ilmi muhteva içerisinde ele alarak ortaya koyan eserler ele alınmıştır. 1199078525, Mehmet Akgün, Materyalizmin Türkiye'ye Girişi ve İlk Etkileri - 1988, Kültür ve Turizm Bakanlığı, , , #smrgTELİF, Felsefe, Materyalizm, Türk Felsefe tarihi, , , , , , 0 1 14x20 548 s. Ankara 1988 1 Karton Kapak 1. Hamur Türkçe 1 0 KİTAP Başbakanlık Basımevi 1000 Temel Eser Dizisi 78531 1199078531 #smrgSAHAF Sağcı Düşünüşün Kritik Tarihi - 1968 0 0,00 0 0,00 TL 1 n Politika / Siyaset Alaeddin Şenel Doğan Yayınevi http://cloud.dokuzsoft.com/1199078531.jpg Bu kitapta yazar, Yunan, Roma, Ortaçağ (hıristiyanlık, müslümanlık) sağcı düşünüşünü, Fransız Devrimi sonrası sağcı felsefe akımlarını, Fransız (Action Française), İtalyan (Faşizm), Alman (Nazizm) ve Ameri kan sağcı düşünüş ve eylemlerini bu açıdan incelemektedir.

Bununla ilgili olarak ele aldığı Heraklei-tos'dan Ortega Y. Gasset'ye yüz kadar sağcı düşünürün felsefelerinin, metodolojilerinin, değerlerinin nasıl eşitsizlik inancına dayandıklarını, eşitsizlikçi çıkarsamalara uygun araçlar olduğunu ortaya koyarken, bir yandan da bunların sıkı bir eleştirisini yapmaktadır.

Sonuç bölümünde ise yazar, sağcı düşünüşle sosyalist düşüncenin temel değer ve inançlarının karşılaştırmalı, kapsamlı bir şemasını sunmaktadır.

Yazarın bu eserlerinden başka bir de, Teleandregenos Utopiasında Evlilik Hayatı isimli, aile kurumunu eleştiren bir utopiası vardır. (Arka kapaktan) 1199078531, Alaeddin Şenel, Sağcı Düşünüşün Kritik Tarihi - 1968, Doğan Yayınevi, , , #smrgTELİF, Politika / Siyaset, Nazizm, Faşizm, , Faşizm, , Adam Şenel, , Fifti Fifti 0 1 14x20 271 s. İstanbul 1968 1 Karton Kapak 3. Hamur Türkçe 56E, 1 0 KİTAP Yeni Gibi Sevinç Matbaası Bilimsel Araştırmalar Dizisi 2 78748 1199078748 #smrgKİTABEVİ Mevlana ve Goethe - 2006 0 0,00 0 0,00 TL 1 n Edebiyat Senail Özkan Ötüken Neşriyat http://cloud.dokuzsoft.com/1199078748.jpg Mevlânâ ve Goethe bugüne kadar ulaşılmayan ve bundan sonra da ulaşılamayacak olan iki zirvedir. Mevlânâ mistik düşüncenin ve mistik şiirin ulaşılamayan kutup yıldızıdır. Edebiyatın, sanat ve düşüncenin hemen her alanında kalem oynatmış olan Goethe ise daha çok trajik ve lirik şiirin, trajik düşüncenin bir kutbudur.

Farklı çağlarda yaşamış bu iki deha, sadece yaşadıkları asırları aydınlatmakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın bugün her zamankinden daha çok muhtaç olduğu sevgi, hoşgörü ve hümanizm gibi evrensel değerlerini yüceltmiş ve ebedîleştirmişlerdir.

Mevlânâ ve Goethe'nin evrensel sanat, estetik, etik ve mistik değerlerle yüklü sevgi ve hoşgörü katarı, çağları geride bırakarak ve bugün pek karanlık zamanların arasından geçerek sonsuza doğru yol almaktadır.

Onların temsil ettikleri hümanizmi iyi anlamak, hayatın, hürriyetin ve ebedî sevgi yolculuğunun heyecanını duymak lâzımdır.

Mevlânâ ve Goethe'yi okumak bakışını yıldızlara çevirmek demektir... (Arka kapaktan) 9789754376050, Senail Özkan, Mevlana ve Goethe - 2006, Ötüken Neşriyat, , , #smrgTELİF, Edebiyat, , , , , , , , 0 1 12x20 189 s. İstanbul 2006 1 Karton Kapak 3. Hamur Türkçe 12E, 1 0 KİTAP Yeni Özener Matbaası Kültür Serisi 9754376050 78924 1199078924 #smrgSAHAF Bir Zamanlar İstanbul - 0 0,00 0 0,00 TL 1 n Tarih Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey Tercüman Gazetesi http://cloud.dokuzsoft.com/1199078924.jpg Eski İstanbul hayatını bütün detaylarıyla ilk defa matbuat hayatına taşıyan muharrir Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey (1842-1928) 'dir.

Mahalleden saraya kadar geniş bir yelpaze içinde eski halk inançlarından eğlencelere, doğum adetlerinden kahvehanelere, devlet adamlarından musikişinaslara, meddahlardan şairlere, tulumbacılardan esrarkeşlere, tarikatlardan ticaret hayatına kadar eski İstanbul'un renkli hayatı ve bu hayatın kahramanlarıyla ilgili orijinal bilgi ve tespitleri, onun 1920-1925 arasında Peyam-ı Sabah başta olmak üzere çeşitli gazete ve mecmualarda yayınlanan yazılarında bulmak mümkündür.

XIX. yüzyıl merkez alınarak yazılan ve anlatılan dönemle ilgili folklorik, tarihi ve sosyolojik pek çok malzemeyi ihtiva eden, meşhur olmuş ya da gölgede kalmış kahramanlarıyla eski İstanbul'u günümüze taşır bu yazılar. 1199078924, Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey, Bir Zamanlar İstanbul - , Tercüman Gazetesi, Niyazi Ahmet Banoğlu, , #smrgTELİF, Tarih, İstanbul, Gündelik Hayat, Şehir tarihi, Sosyal Tarih, Şehir , Kültür, , 0 1 14x20 309 s. İstanbul 1 Karton Kapak 3. Hamur Türkçe 44B, 1 0 KİTAP Niyazi Ahmet Banoğlu Çok İyi Kervan Kitapçılık Ofset Tesisleri 1001 Temel Eser Dizisi 78960 1199078960 #smrgSAHAF İskenderiye: Geçici Bir Hoşgörü Modeli - Cemaatler ve Kozmopolit Kimlik 1860 - 1960 - 2006 0 0,00 0 0,00 TL 1 n Şehir İletişim Yayınları http://cloud.dokuzsoft.com/1199078960.jpg Tarihin ana ırmağı büyük şehirlerin vadisinden akar. Bu akışın uygarlık dediğimiz birikimleriyle örülen büyük şehirlerin çevre ve hayat dokusunda dünyanın, insanlık durumlarının her değişimi bir öncekiyle örtüşür ve bize bir tarih içinde, onunla birlikte oluştuğumuzu anlatır. Bunlar, birleşerek varoluş maceramızı oluşturan ayrı anlatılardır, büyük şehirlerin kimliğidir. Büyük şehirler, akışın yer değiştirdiği ya da kabardığı anlarda tıpkı canlı bir varlık, hattâ insanın kendi gibi zaman ve tarihle olan ilişkilerini yeniden kurabilmek için mücadele" ederler. Bu, sarsıntıların, altüst oluşların yeni bileşimlerle yüklü olduğu bir geçiş dönemidir. Şehirlere bu sürecin aynasında bakmak, hayatlarının en önemli kesitinde onlara yaklaşmak, sadece tarihe daha yakından tanıklık etmek değil, bir kutlama, bir felaket ya da veda anında bir dostun yanında olmaktır. Bu dizimizde böyle bir ilgi ve yakınlığı çoktan hak etmiş olan şehirlerin hikâyeleri yer alıyor.

İskenderiye'nin dünyaya açıklığı basit bir kozmopolitlik değildir. İskenderiye ne New York'tur, ne de Paris. Kentte yaşayan milliyetlerin çeşitliliğinden ziyade, Batı emperyalizminin etkisine rağmen hâlâ Osmanlı İmparatorluğu'na ait bir denizin bütün kıyılarından gelen halkların bu milliyetlerle girdiği ilişkidir İskenderiye'yi dünyaya açan. İskenderiye bir uğrak kenti ya da sadece bir liman kenti de değildir; öyle olsaydı özellikleri ticarete indirgenmiş olurdu. Hem bir Osmanlı kentidir, hem uluslararası bir sığınak, hem ekonomik bir merkez, hem de bir Akdeniz kültür kutbudur. Orada birlikte yaşayan halkların tarihi ve yaşam biçimleri ortaktır. Robert Ilbert, Ilios Yannakakis ve Jacques Hassoun'un yayına hazırladığı bu kitap İskenderiye'nin 1860-1960 yılları arasındaki "en karakteristik" dönemine çeşitli açılardan ışık tutuyor. (Arka kapaktan)