#smrgSAHAF Mesnevi 1 - 2 -

Hazırlayan:
Haz. Adnan Karaismailoğlu
Stok Kodu:
1199064177
Boyut:
13,5x23
Sayfa Sayısı:
2 Cilt, 13
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199064177
450114
Mesnevi 1 - 2 -
Mesnevi 1 - 2 - #smrgSAHAF
0.00
Günümüzde Mesnevî üzerinde çalışma yapmak birçok araştırmacının arzusu ve amacı hâline gelmiştir. Bu satırların sahibi bunlardan biri olmak heyecanıyla Mesnevî'nin yeni bir çevirisini hazırlama cesaretinde bulundu. Bu çabayı doğuran ilave bazı sebepler vardı elbette. Bunlardan bilimsel hedef ve usuller hakkında ilerideki sayfalarda bilgi verilecektir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, Mesnevî'nin Türkçemizde birçok tercümesinin bulunması her hâlde yararlı olacaktır düşüncesi, taşıdığımız endişeleri ortadan kaldırdı. Sonuçta okuyucunun eline böyle bir çeviri ulaştı.

Eldeki çeviride, istinsahı 677/1278'de Konyalı Muhammed b. Abdullah tarafından tamamlanan Konya Mevlana Müzesi nu. 51'de bulunan mevcut en muteber yazma nüsha esas alınmıştır. Zaten bu yazmanın varlığı bilindikten sonra hemen bütün ilmî çalışmalarda dikkatler bu yazmaya yönelmiştir. Örnek olarak Reynold A. Nicholson XX. asrın ilk yarısında 8 ciltlik büyük çalışmasını gerçekleştirirken önce bu nüshadan habersizdi. Bu nedenle bu yazmayı 3. defterin 2.835. beytinden sonra kullanmaya başlamış ve daha önceki beyitlerle bu nüshanın farklılıklarını, başka üç yazmanınkilerle birlikte 3. cildin ekler bölümünde göstermiştir. Merhum Abdülbaki. Gölpınarlı da çalışmalarını hep bu yazmaya dayalı olarak yapmıştır. Ayrıca bu Mesnevî yazması önemine binaen tıpkıbasım halinde Tahran'da 1371 hş./1992'de ve Ankara'da 1993'te yayımlanmıştır. Özellikle T.C. Kültür Bakanlığı tarafından özenle gerçekleştirilen ikinci yayın büyük bir ihtiyacı karşılamış ve yeni çalışmalara zemin hazırlamıştır.

Ankaralı Rusûhî Îsmail Efendi'nin önderliğindeki Mesnevî tercüme ve şerhi geleneğinin sağladığı imkânla bugün Mesnevî üzerinde Türkiye'de yeni çalışmalar yapılabilmektedir. Tahirü'I-Mevlevî, Veled İzbudak ve A. Gölpınarlı, son asırda bu geleneği sürdürmüştür. Yakın yıllardaysa bu yolda hemen tek isim birçok esere imza atan Şefik Can olmuştur.

Son yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Mevlânâ'yı daha yakından tanıma ve özellikle Mesnevî'den yararlanma çabaları artmıştır. Pek dikkat çekmese de ülkemizde son yıllarda bu yönde yapılan çalışmaların ve yayımlanan kitap ve makalelerin sayısı sevindirici miktarlara ulaşmıştır.

Üniversitelerimizde bu çerçevede hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezleri de dikkat çekici düzeydedir.

Bu çeviri, birçok Arapça beyit ve cümle de barındıran Mesnevî'nin Farsça metnine kelime ve cümle yapılarına uygun anlamlar verilmeye çalışılarak hazırlandı. Çeviriye Mevlânâ'nın hayatını ve çevresini konu alan bir yazı, Mesnevî ile eldeki çeviri hakkında bazı bilgiler, Mesnevî'deki konu başlıklarını temsil eden ifadelerden oluşan "İçindekiler" ve kapsamlı olmayan bir dizin ilave edildi. (Önsözden)

Günümüzde Mesnevî üzerinde çalışma yapmak birçok araştırmacının arzusu ve amacı hâline gelmiştir. Bu satırların sahibi bunlardan biri olmak heyecanıyla Mesnevî'nin yeni bir çevirisini hazırlama cesaretinde bulundu. Bu çabayı doğuran ilave bazı sebepler vardı elbette. Bunlardan bilimsel hedef ve usuller hakkında ilerideki sayfalarda bilgi verilecektir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, Mesnevî'nin Türkçemizde birçok tercümesinin bulunması her hâlde yararlı olacaktır düşüncesi, taşıdığımız endişeleri ortadan kaldırdı. Sonuçta okuyucunun eline böyle bir çeviri ulaştı.

Eldeki çeviride, istinsahı 677/1278'de Konyalı Muhammed b. Abdullah tarafından tamamlanan Konya Mevlana Müzesi nu. 51'de bulunan mevcut en muteber yazma nüsha esas alınmıştır. Zaten bu yazmanın varlığı bilindikten sonra hemen bütün ilmî çalışmalarda dikkatler bu yazmaya yönelmiştir. Örnek olarak Reynold A. Nicholson XX. asrın ilk yarısında 8 ciltlik büyük çalışmasını gerçekleştirirken önce bu nüshadan habersizdi. Bu nedenle bu yazmayı 3. defterin 2.835. beytinden sonra kullanmaya başlamış ve daha önceki beyitlerle bu nüshanın farklılıklarını, başka üç yazmanınkilerle birlikte 3. cildin ekler bölümünde göstermiştir. Merhum Abdülbaki. Gölpınarlı da çalışmalarını hep bu yazmaya dayalı olarak yapmıştır. Ayrıca bu Mesnevî yazması önemine binaen tıpkıbasım halinde Tahran'da 1371 hş./1992'de ve Ankara'da 1993'te yayımlanmıştır. Özellikle T.C. Kültür Bakanlığı tarafından özenle gerçekleştirilen ikinci yayın büyük bir ihtiyacı karşılamış ve yeni çalışmalara zemin hazırlamıştır.

Ankaralı Rusûhî Îsmail Efendi'nin önderliğindeki Mesnevî tercüme ve şerhi geleneğinin sağladığı imkânla bugün Mesnevî üzerinde Türkiye'de yeni çalışmalar yapılabilmektedir. Tahirü'I-Mevlevî, Veled İzbudak ve A. Gölpınarlı, son asırda bu geleneği sürdürmüştür. Yakın yıllardaysa bu yolda hemen tek isim birçok esere imza atan Şefik Can olmuştur.

Son yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Mevlânâ'yı daha yakından tanıma ve özellikle Mesnevî'den yararlanma çabaları artmıştır. Pek dikkat çekmese de ülkemizde son yıllarda bu yönde yapılan çalışmaların ve yayımlanan kitap ve makalelerin sayısı sevindirici miktarlara ulaşmıştır.

Üniversitelerimizde bu çerçevede hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezleri de dikkat çekici düzeydedir.

Bu çeviri, birçok Arapça beyit ve cümle de barındıran Mesnevî'nin Farsça metnine kelime ve cümle yapılarına uygun anlamlar verilmeye çalışılarak hazırlandı. Çeviriye Mevlânâ'nın hayatını ve çevresini konu alan bir yazı, Mesnevî ile eldeki çeviri hakkında bazı bilgiler, Mesnevî'deki konu başlıklarını temsil eden ifadelerden oluşan "İçindekiler" ve kapsamlı olmayan bir dizin ilave edildi. (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat