#smrgSAHAF Modern Batı Düşüncesi Ekseninde Rasyonel Teoloji -

Stok Kodu:
1199098234
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
194 s.
Basım Yeri:
Bursa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199098234
484037
Modern Batı Düşüncesi Ekseninde Rasyonel Teoloji -
Modern Batı Düşüncesi Ekseninde Rasyonel Teoloji - #smrgSAHAF
0.00
Modern düşüncede Descartes başta olmak üzere, Spinoza ve Leibniz gibi düşünürler rasyonel teolojinin sözcülüğünü yaparken, 'akıl hakikatleri ile iman hakikatlerinin uygunluğu'nu iddia etmişlerdir. Dahası onlar, vahyin ve mucizenin geçerliliğini aklın temin edebileceğini ileri sürmüşlerdir. Hatta dinî hakikatlere, aklın zaten ulaşabileceğini söylemek suretiyle, Tanrı'nın bilinebileceğini veya kanıtlanabileceğini ve bunu da sadece aklın gerçekleştirebileceğini ifade etmişlerdir.

Bu tabloda, görünüşte Tanrı sorununun tartışıldığı izlenimine kapılınsa da, gerçekte rasyonel teoloji, genel olarak Batı düşüncesinin, özel olarak da modern Batı düşüncesinin Varlık ve bilgi anlayışının sözcülüğünü yapmaktadır. Zira Descartes'ın şüphe sonucu ulaştığı sarsılmaz kayanın, yani düşünce ve bilginin garantörü Tanrı'dır. Bu nedenle Modern Batı Düşüncesi'nde Tanrı'nın varlığı tartışmasının, sekülerizm ve pozitivizm trendlerine rağmen, sahneden kaybolmaması bir tesadüf değildir. Eğer bu mümkün olacak olsa, bilginin üretilmesinin imkânı zayıfladığı gibi, Batı insanının doğaya ve evrene hâkim olmasından da söz etmek güçleşecektir. Dolayısıyla, Tanrı'nın varlığı probleminin Batı'da, dün olduğu gibi bugün de aktüelliğini kaybetmemesi, büyük ölçüde epistemolojik bir sorundur. Çağdaş din felsefesinde bu konunun yeniden canlılık kazanması, Batı düşünce paradigmasının iflas etme ihtimaline çare arama çabasıdır. (Arka kapaktan)

Modern düşüncede Descartes başta olmak üzere, Spinoza ve Leibniz gibi düşünürler rasyonel teolojinin sözcülüğünü yaparken, 'akıl hakikatleri ile iman hakikatlerinin uygunluğu'nu iddia etmişlerdir. Dahası onlar, vahyin ve mucizenin geçerliliğini aklın temin edebileceğini ileri sürmüşlerdir. Hatta dinî hakikatlere, aklın zaten ulaşabileceğini söylemek suretiyle, Tanrı'nın bilinebileceğini veya kanıtlanabileceğini ve bunu da sadece aklın gerçekleştirebileceğini ifade etmişlerdir.

Bu tabloda, görünüşte Tanrı sorununun tartışıldığı izlenimine kapılınsa da, gerçekte rasyonel teoloji, genel olarak Batı düşüncesinin, özel olarak da modern Batı düşüncesinin Varlık ve bilgi anlayışının sözcülüğünü yapmaktadır. Zira Descartes'ın şüphe sonucu ulaştığı sarsılmaz kayanın, yani düşünce ve bilginin garantörü Tanrı'dır. Bu nedenle Modern Batı Düşüncesi'nde Tanrı'nın varlığı tartışmasının, sekülerizm ve pozitivizm trendlerine rağmen, sahneden kaybolmaması bir tesadüf değildir. Eğer bu mümkün olacak olsa, bilginin üretilmesinin imkânı zayıfladığı gibi, Batı insanının doğaya ve evrene hâkim olmasından da söz etmek güçleşecektir. Dolayısıyla, Tanrı'nın varlığı probleminin Batı'da, dün olduğu gibi bugün de aktüelliğini kaybetmemesi, büyük ölçüde epistemolojik bir sorundur. Çağdaş din felsefesinde bu konunun yeniden canlılık kazanması, Batı düşünce paradigmasının iflas etme ihtimaline çare arama çabasıdır. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat