National Geographic Türkiye - Dosya: Cefayla Toplanır Sefayla İçilir - Çay - Sayı: 100 Ağustos

Hazırlayan:
Chris Johns / Nesibe Bat
Stok Kodu:
1199138883
Boyut:
18x26
Sayfa Sayısı:
152 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Çeviren:
Gülşah Seral Aksakal; Duygu Akın
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
0,00
1199138883
524971
National Geographic Türkiye - Dosya: Cefayla Toplanır Sefayla İçilir - Çay - Sayı: 100      Ağustos
National Geographic Türkiye - Dosya: Cefayla Toplanır Sefayla İçilir - Çay - Sayı: 100 Ağustos
0.00
İÇİNDEKİLERDEN BAZILARI:
• Doğanın hilebazları

• Kaybolan Venedik

• Ne şirin, değil mi?

• Bando Aşkı

• Çay - NEVİN SUNGUR

FOTOĞRAFLAR: KEREM UZEL

Vatanı Doğu Karadeniz; Çay

Rize'nin Çayeli ilçesi, Haramtepe köyündeki çay bahçeleri, tepelerden yamaçlara doğru, yeryüzüne dokunmuş bir halı gibi her yeri kaplıyor. Çay, Anadolu'dan binlerce kilometre ötede keşfedilmesine karşın, bu topraklara geldiği andan itibaren kırk yıl hatırlı kahvenin tahtını sarsmış; en koyu muhabbetlerin "vazgeçilmez"i olmuş; Türkler'in en önemli, hatta milli içeceği mertebesine yükselmiş. Türk insanı için, çocukluktan yetişkinliğe, yaşamın her evresinde çayın özel bir yeri vardır. Önemli kararlar çay içerken alınır; en iştahlı dedikodulardan önce ocaktaki çaydanlığın altı yakılır. Kimi zaman, bir sigaranın dumanıyla karışır buruk tadı, efkâr dağıtır; kimi zaman da soğuk havada yapılan bir vapur yolculuğunda iç ısıtır. Fırından yeni çıkmış sıcacık bir simitle sabah kahvaltısıdır; öğle ve akşam yemeklerinden sonra ise keyif anıdır. Evde, işyerinde misafire en büyük ikram; ev sahibinin, karşısındakine sevgi, nezaket ve saygı göstergesidir. Her bölgede sevilip içilse de, Türkiye'deki çayın vatanı Doğu Karadeniz Bölgesi'dir. Bugün, Rize başta olmak üzere Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun'da, kimi zaman bin metreye kadar yükselen, 758 bin dekar alanda çay tarımı yapılıyor. Aslında bir Cammellia (Kamelya) türü olan çay bitkisinin bilimsel adı "Camellia sinensis" yani "Çin Çayı"... Herdem yeşil kalan çay, son derece nazlıdır ve yetişmesi için çok özel koşullar gerekir. Kafkas Dağları'nın oluşturduğu setin arkasında kalan Doğu Karadeniz Bölgesi'ni sevmesinin nedeni de buradaki ılık ve bol yağışlı iklimdir. Bölgeye ayak bastığınız andan itibaren çay, her yerde karşınıza çıkar. Şehirlerin sembolleri, çarşı merkezlerindeki heykeller, televizyon ve futbol takımlarının isimleri çaydan esinlenmiş, halkın günlük sosyal ritmi bu bitki etrafında şekillenmiştir. Evler, mezarlar bile çay bahçelerinin yanında yapılır; düğün dernek için hasat mevsimi beklenir. Çayın Türkiye'deki serüvenini anlamak için de önce buradaki öyküleri dinlemek gerekir. Günümüzde Türkiye'de yaklaşık bir milyonu aşkın insanın geçimi bu bodur, çalıya benzer minik ağaçlara bağlı. Dallarından binbir zahmetle toplanan yeşil yaprakların; ince belli, zarif bardaklarda sunulan "tavşan kanı" mayie dönüşmesinin her aşamasında da bu insanların emeği var. Rize'nin Çayeli ilçesine 6 kilometre uzaklıkta bulunan Haremtepe'de bir çay sofrasındayız. Haremtepe, deniz seviyesinden yaklaşık 600 metre yükseklikte, 300 haneli bir köy. İnsana dünyanın en tepesindeymiş hissi veren garip bir coğrafyası var buraların. Bulutlar, parmak uçlarında biraz yükselince, değiverecek kadar yakın. Tepeler mi çok yüksek, bulutlar mı çok alçak? Ayırt etmek zor. Her an yüklerini boşaltıp kaçacakmış gibi sabırsızca dönüp duran bulutların gri-beyazı, yeşile dönüyor aşağıya doğru indikçe. Aşağıda birbirine yaslanmış tepeler, art arda dik yamaçlar, aralara serpiştirilmiş evler ve yeşiliyle her kıvrımı bezeyen, göz alabildiğine uzanan çay tarlaları var. Burada yeşilin adı çay, çay ise bereket, bolluk, varlık; kısaca yaşam demek

İÇİNDEKİLERDEN BAZILARI:
• Doğanın hilebazları

• Kaybolan Venedik

• Ne şirin, değil mi?

• Bando Aşkı

• Çay - NEVİN SUNGUR

FOTOĞRAFLAR: KEREM UZEL

Vatanı Doğu Karadeniz; Çay

Rize'nin Çayeli ilçesi, Haramtepe köyündeki çay bahçeleri, tepelerden yamaçlara doğru, yeryüzüne dokunmuş bir halı gibi her yeri kaplıyor. Çay, Anadolu'dan binlerce kilometre ötede keşfedilmesine karşın, bu topraklara geldiği andan itibaren kırk yıl hatırlı kahvenin tahtını sarsmış; en koyu muhabbetlerin "vazgeçilmez"i olmuş; Türkler'in en önemli, hatta milli içeceği mertebesine yükselmiş. Türk insanı için, çocukluktan yetişkinliğe, yaşamın her evresinde çayın özel bir yeri vardır. Önemli kararlar çay içerken alınır; en iştahlı dedikodulardan önce ocaktaki çaydanlığın altı yakılır. Kimi zaman, bir sigaranın dumanıyla karışır buruk tadı, efkâr dağıtır; kimi zaman da soğuk havada yapılan bir vapur yolculuğunda iç ısıtır. Fırından yeni çıkmış sıcacık bir simitle sabah kahvaltısıdır; öğle ve akşam yemeklerinden sonra ise keyif anıdır. Evde, işyerinde misafire en büyük ikram; ev sahibinin, karşısındakine sevgi, nezaket ve saygı göstergesidir. Her bölgede sevilip içilse de, Türkiye'deki çayın vatanı Doğu Karadeniz Bölgesi'dir. Bugün, Rize başta olmak üzere Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun'da, kimi zaman bin metreye kadar yükselen, 758 bin dekar alanda çay tarımı yapılıyor. Aslında bir Cammellia (Kamelya) türü olan çay bitkisinin bilimsel adı "Camellia sinensis" yani "Çin Çayı"... Herdem yeşil kalan çay, son derece nazlıdır ve yetişmesi için çok özel koşullar gerekir. Kafkas Dağları'nın oluşturduğu setin arkasında kalan Doğu Karadeniz Bölgesi'ni sevmesinin nedeni de buradaki ılık ve bol yağışlı iklimdir. Bölgeye ayak bastığınız andan itibaren çay, her yerde karşınıza çıkar. Şehirlerin sembolleri, çarşı merkezlerindeki heykeller, televizyon ve futbol takımlarının isimleri çaydan esinlenmiş, halkın günlük sosyal ritmi bu bitki etrafında şekillenmiştir. Evler, mezarlar bile çay bahçelerinin yanında yapılır; düğün dernek için hasat mevsimi beklenir. Çayın Türkiye'deki serüvenini anlamak için de önce buradaki öyküleri dinlemek gerekir. Günümüzde Türkiye'de yaklaşık bir milyonu aşkın insanın geçimi bu bodur, çalıya benzer minik ağaçlara bağlı. Dallarından binbir zahmetle toplanan yeşil yaprakların; ince belli, zarif bardaklarda sunulan "tavşan kanı" mayie dönüşmesinin her aşamasında da bu insanların emeği var. Rize'nin Çayeli ilçesine 6 kilometre uzaklıkta bulunan Haremtepe'de bir çay sofrasındayız. Haremtepe, deniz seviyesinden yaklaşık 600 metre yükseklikte, 300 haneli bir köy. İnsana dünyanın en tepesindeymiş hissi veren garip bir coğrafyası var buraların. Bulutlar, parmak uçlarında biraz yükselince, değiverecek kadar yakın. Tepeler mi çok yüksek, bulutlar mı çok alçak? Ayırt etmek zor. Her an yüklerini boşaltıp kaçacakmış gibi sabırsızca dönüp duran bulutların gri-beyazı, yeşile dönüyor aşağıya doğru indikçe. Aşağıda birbirine yaslanmış tepeler, art arda dik yamaçlar, aralara serpiştirilmiş evler ve yeşiliyle her kıvrımı bezeyen, göz alabildiğine uzanan çay tarlaları var. Burada yeşilin adı çay, çay ise bereket, bolluk, varlık; kısaca yaşam demek

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat