National Geographic Türkiye - Dosya: En Uzun Ağaç Sekoya - Sayı: 102 Ekim

Hazırlayan:
Chris Johns / Nesibe Bat
Stok Kodu:
1199138882
Boyut:
18x26
Sayfa Sayısı:
160 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Çeviren:
Gülşah Seral Aksakal; Fahire Kurt; Boğaç Erkan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
0,00
1199138882
524970
National Geographic Türkiye - Dosya: En Uzun Ağaç Sekoya - Sayı: 102      Ekim
National Geographic Türkiye - Dosya: En Uzun Ağaç Sekoya - Sayı: 102 Ekim
0.00
İÇİNDEKİLERDEN BAZILARI:
• Dicle

• Süper Ağaç: Sekoya

• Yarasa Kolonileri

• Fanatikleri Sindirmek

• Fizan

• SEKOYALAR Süper Ağaç - Joel K. Bourne, Jr.

Fotoğraflar: Michael Nichols

Onlar Dünya'nın en uzun ağaçları. Kereste ve iş kaynağı. Temiz suların bekçisi. Ormanda yaşayan sayısız türün sığınağı. Tabii, biz izin verirsek...

Kaliforniya'da bodur sekoyalar süpürge çalıları ve zehirli meşe kaplı tıraşlanmış bir yamaçta attığı ters bir adımın ardından kaymaya başladı Mike Fay. Sol ayağına bir şey batmıştı. Ormanda yüzlerce kilometreyi sandaletlerle kat etmişti ve 52 yaşındaki ayakları bu tür tacizlere alışkındı. Ama bu defaki, kıymıkların ağababasıydı. Kemikten sekip bir tendona saplanmıştı ve kesinlikle çıkmıyordu. Yürüyüş partneri Lindsey Holm en sonunda kıymığı bir kerpetenle yakaladı, birkaç kez sertçe çekiştirdi ve kıymık çıktı. Fay, "Çığlıklarım tepelerden duyulmuştur," diyor. "Hayatta yaşadığım en büyük acılardan biriydi." Zamanında bir fil tarafından 16 kez deşilen bir adam böyle diyorsa eğer, canı gerçekten acımış olmalı. Fay yarasını sardı. Çantasını sırtlandı. Ve son üç aydır yaptığı gibi, yürümeye devam etti. Otuz yıldır Afrika ormanlarının korunmasına destek veren, Yaban Hayatı Koruma Derneği (WCS) biyoloğu ve NG Society Alan Araştırmacısı Mike Fay'in son saplantısı, sekoyalar. ABD'nin simgeleşmiş ağaçlarına duyduğu tutku, Afrika'da bozulmadan bugüne gelebilmiş en büyük ormanlık alanı araştırdığı büyük yürüyüşü, Megatransekt'i tamamlamasından birkaç yıl sonra başlamış. (Bkz: Haziran, Temmuz ve Ağustos 2001 sayıları.) Bir gün, Kaliforniya'nın kuzey kıyısı boyunca araba sürerken, tıraşlanmış geniş alanlara ve çalımsı ikincil ormanlara bakarken bulmuş kendini. Bir başka gün de, bir eyalet parkındayken, 1,8 metre yüksekliğindeki eski bir sekoya kütüğü dikkatini çekmiş. Kütüğün bordo renkli merkezine yakın bir etikette "1492 Kolomb" yazıyormuş. "Beni en çok etkileyen şey, en dış kenardan 8 santimetre kadar içerideki etiket oldu," diyor Fay. "Altına Hücum, 1849 yazan o etiketi gördüğümde, işte tam o an, bu ağacın son birkaç santimlik ömrü dahilinde tam 2 bin yıllık bir ormanı neredeyse tümden yok etmiş olduğumuzu fark ettim." 2007 sonbaharında Fay, yeryüzündeki en uzun ormanın geçmişte nasıl kullanıldığını ve bugün nasıl yönetildiğini bizzat görmeye karar vermiş. Kaliforniya'daki efsanevi orman boyunca, Big Sur'dan başlayıp Oregon sınırının biraz ötesine kadar uzanan bir arazide yürüyerek hem kereste üretimini, hem de mevcut ormanların sağladığı pek çok ekolojik ve sosyal faydayı maksimuma çıkarmanın bir yolu olup olmadığını görmek istemiş. Yola çıkış amacı mı? Bu tür bir denge sekoyalar için mümkünse eğer, bu durumda yeryüzünde kısa vadeli kazanç elde etmek için ormanların katledildiği her yerde bunun yapılabileceği inancı.

Devamı NATIONAL GEOGRAPHIC Ekim sayısında.

İÇİNDEKİLERDEN BAZILARI:
• Dicle

• Süper Ağaç: Sekoya

• Yarasa Kolonileri

• Fanatikleri Sindirmek

• Fizan

• SEKOYALAR Süper Ağaç - Joel K. Bourne, Jr.

Fotoğraflar: Michael Nichols

Onlar Dünya'nın en uzun ağaçları. Kereste ve iş kaynağı. Temiz suların bekçisi. Ormanda yaşayan sayısız türün sığınağı. Tabii, biz izin verirsek...

Kaliforniya'da bodur sekoyalar süpürge çalıları ve zehirli meşe kaplı tıraşlanmış bir yamaçta attığı ters bir adımın ardından kaymaya başladı Mike Fay. Sol ayağına bir şey batmıştı. Ormanda yüzlerce kilometreyi sandaletlerle kat etmişti ve 52 yaşındaki ayakları bu tür tacizlere alışkındı. Ama bu defaki, kıymıkların ağababasıydı. Kemikten sekip bir tendona saplanmıştı ve kesinlikle çıkmıyordu. Yürüyüş partneri Lindsey Holm en sonunda kıymığı bir kerpetenle yakaladı, birkaç kez sertçe çekiştirdi ve kıymık çıktı. Fay, "Çığlıklarım tepelerden duyulmuştur," diyor. "Hayatta yaşadığım en büyük acılardan biriydi." Zamanında bir fil tarafından 16 kez deşilen bir adam böyle diyorsa eğer, canı gerçekten acımış olmalı. Fay yarasını sardı. Çantasını sırtlandı. Ve son üç aydır yaptığı gibi, yürümeye devam etti. Otuz yıldır Afrika ormanlarının korunmasına destek veren, Yaban Hayatı Koruma Derneği (WCS) biyoloğu ve NG Society Alan Araştırmacısı Mike Fay'in son saplantısı, sekoyalar. ABD'nin simgeleşmiş ağaçlarına duyduğu tutku, Afrika'da bozulmadan bugüne gelebilmiş en büyük ormanlık alanı araştırdığı büyük yürüyüşü, Megatransekt'i tamamlamasından birkaç yıl sonra başlamış. (Bkz: Haziran, Temmuz ve Ağustos 2001 sayıları.) Bir gün, Kaliforniya'nın kuzey kıyısı boyunca araba sürerken, tıraşlanmış geniş alanlara ve çalımsı ikincil ormanlara bakarken bulmuş kendini. Bir başka gün de, bir eyalet parkındayken, 1,8 metre yüksekliğindeki eski bir sekoya kütüğü dikkatini çekmiş. Kütüğün bordo renkli merkezine yakın bir etikette "1492 Kolomb" yazıyormuş. "Beni en çok etkileyen şey, en dış kenardan 8 santimetre kadar içerideki etiket oldu," diyor Fay. "Altına Hücum, 1849 yazan o etiketi gördüğümde, işte tam o an, bu ağacın son birkaç santimlik ömrü dahilinde tam 2 bin yıllık bir ormanı neredeyse tümden yok etmiş olduğumuzu fark ettim." 2007 sonbaharında Fay, yeryüzündeki en uzun ormanın geçmişte nasıl kullanıldığını ve bugün nasıl yönetildiğini bizzat görmeye karar vermiş. Kaliforniya'daki efsanevi orman boyunca, Big Sur'dan başlayıp Oregon sınırının biraz ötesine kadar uzanan bir arazide yürüyerek hem kereste üretimini, hem de mevcut ormanların sağladığı pek çok ekolojik ve sosyal faydayı maksimuma çıkarmanın bir yolu olup olmadığını görmek istemiş. Yola çıkış amacı mı? Bu tür bir denge sekoyalar için mümkünse eğer, bu durumda yeryüzünde kısa vadeli kazanç elde etmek için ormanların katledildiği her yerde bunun yapılabileceği inancı.

Devamı NATIONAL GEOGRAPHIC Ekim sayısında.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat