National Geographic Türkiye - Dosya: Geçmişe Özlem İran - Sayı 88 Ağustos
• İran Arkeolojisi
• Bioko Primatları
• Büyük Kar Dağı
• Hedef Dünya
• Moskova Hiç Uyumuyor - Martin Cruz Smith
Fotoğraf: Gerd Ludwig
Rus başkenti uyanmak için güneşin batışını bekliyor.
Geceyarısı kent, Kurtarıcı İsa Katedrali'nin yaldızlı kubbesi, Ukrayna Oteli'nin ürkütücü görkemi ve Moskova Nehri'nin karanlık kıvrımını içeren, göz alıcı bir ışık demeti... Akıntı yönünde çelik ve beton gözden yiterken, gece–gündüz süregiden inşaat ışıkları havada asılı kalıyor. Günün karmaşası gitmiş. Gece berraklığı getiriyor beraberinde, ışıklarsa geleceğe giden yol gibi...
Serçe Tepesi'nde tüm gözler izinsiz motosiklet yarışına dikili: oyuncaklar kadar parlak Japon motosikletleri, sert ve kararlı Rus Vostok'lar, “canavar” Ducati'ler, cilalı kromdan egzoz borularıyla Harley'ler... Yüzlerce motorcu ve meraklı, film yıldızlarının umursamaz edasıyla poz veren makineleri görebilmek için manzaraya hakim terası doldurmuş. Ve bir Harley'nin boğazını şöyle bir temizlemesi, kalabalığı irkiltmeye yetiyor.
Kimi motorları öylesine değiştirmişler ki, önceden neye benzediklerini tahmin etmek olanaksız. Normalde sepetinde patates taşıyan bir motor, roketler ve makineli tüfeklerle bezeli kapkara bir yırtıcı hayvana dönüşmüş. Makineli tüfek namluları oturak ayağı, gidonlar da oturak görevi üstlenmiş olduğu için, ortaya çıkan manzara ürkütücü olmaktan çok teatral. Deri giysi ve aksesuarlarına karşın, aynı şey motorcular için de söylenebilir. Kazınmış kafasına bandana bağlamış iriyarı bir adama gündüzleri ne iş yaptığını soruyorum.
“Uyuyorum” diyor homurdanarak.
Kız arkadaşı, “Fievel bilgisayar programcısı” diye ekliyor.
Gündüz bilgisayar kurdu, gece haydut.
Arkadaşım Saşa da yanımda. Saşa öyle yumuşak bir ses tonuyla konuşuyor ki utangaç sanırsınız. Oysa kelimeleri tartarak konuşan bir cinayet dedektifi o. Onunla yıllar önce Moskova'daki bir İrlanda barında tanışmıştık. Bir hayli zeki olan meslektaşım Luba ile birlikte, bir romanım için yaptığım iki haftalık saha araştırması ve röportajların bitişini kutluyorduk. Saşa az önce bataklıktan ölü bir mafya üyesini sürükleyerek çıkarmıştı ve kurgu kahramanlar için pas verecek havada değildi. Benim müfettiş Renko'nun kendisi gibi sıradan bir müfettiş olması gerektiğinden yakınsa da, artık Luba ile evli olduğu için, bitmek bilmez sorularıma katlanmak zorunda.
• İran Arkeolojisi
• Bioko Primatları
• Büyük Kar Dağı
• Hedef Dünya
• Moskova Hiç Uyumuyor - Martin Cruz Smith
Fotoğraf: Gerd Ludwig
Rus başkenti uyanmak için güneşin batışını bekliyor.
Geceyarısı kent, Kurtarıcı İsa Katedrali'nin yaldızlı kubbesi, Ukrayna Oteli'nin ürkütücü görkemi ve Moskova Nehri'nin karanlık kıvrımını içeren, göz alıcı bir ışık demeti... Akıntı yönünde çelik ve beton gözden yiterken, gece–gündüz süregiden inşaat ışıkları havada asılı kalıyor. Günün karmaşası gitmiş. Gece berraklığı getiriyor beraberinde, ışıklarsa geleceğe giden yol gibi...
Serçe Tepesi'nde tüm gözler izinsiz motosiklet yarışına dikili: oyuncaklar kadar parlak Japon motosikletleri, sert ve kararlı Rus Vostok'lar, “canavar” Ducati'ler, cilalı kromdan egzoz borularıyla Harley'ler... Yüzlerce motorcu ve meraklı, film yıldızlarının umursamaz edasıyla poz veren makineleri görebilmek için manzaraya hakim terası doldurmuş. Ve bir Harley'nin boğazını şöyle bir temizlemesi, kalabalığı irkiltmeye yetiyor.
Kimi motorları öylesine değiştirmişler ki, önceden neye benzediklerini tahmin etmek olanaksız. Normalde sepetinde patates taşıyan bir motor, roketler ve makineli tüfeklerle bezeli kapkara bir yırtıcı hayvana dönüşmüş. Makineli tüfek namluları oturak ayağı, gidonlar da oturak görevi üstlenmiş olduğu için, ortaya çıkan manzara ürkütücü olmaktan çok teatral. Deri giysi ve aksesuarlarına karşın, aynı şey motorcular için de söylenebilir. Kazınmış kafasına bandana bağlamış iriyarı bir adama gündüzleri ne iş yaptığını soruyorum.
“Uyuyorum” diyor homurdanarak.
Kız arkadaşı, “Fievel bilgisayar programcısı” diye ekliyor.
Gündüz bilgisayar kurdu, gece haydut.
Arkadaşım Saşa da yanımda. Saşa öyle yumuşak bir ses tonuyla konuşuyor ki utangaç sanırsınız. Oysa kelimeleri tartarak konuşan bir cinayet dedektifi o. Onunla yıllar önce Moskova'daki bir İrlanda barında tanışmıştık. Bir hayli zeki olan meslektaşım Luba ile birlikte, bir romanım için yaptığım iki haftalık saha araştırması ve röportajların bitişini kutluyorduk. Saşa az önce bataklıktan ölü bir mafya üyesini sürükleyerek çıkarmıştı ve kurgu kahramanlar için pas verecek havada değildi. Benim müfettiş Renko'nun kendisi gibi sıradan bir müfettiş olması gerektiğinden yakınsa da, artık Luba ile evli olduğu için, bitmek bilmez sorularıma katlanmak zorunda.