#smrgKİTABEVİ Orta Sınıfın Utancı: Duygular Sosyolojisi Penceresinden 80'lerde Türkiye - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6255888242
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
440
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
419,30
Havale/EFT ile:
406,72
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199243136
630377
https://www.simurgkitabevi.com/orta-sinifin-utanci-duygular-sosyolojisi-penceresinden-80lerde-turkiye-2025
Orta Sınıfın Utancı: Duygular Sosyolojisi Penceresinden 80'lerde Türkiye - 2025 #smrgKİTABEVİ
419.30
Toplumsal dönüşümler yalnızca siyasal kararlarla, ekonomik hamlelerle değil; insanların hissettikleriyle, utandıklarıyla ve arzularıyla da yazılır. Merve Betül Üçer, sosyolojinin sıklıkla sessiz bıraktığı duyguların dünyasına eğilerek, Türkiye'nin neo-liberalizmle tanıştığı sancılı yıllarına yeni bir kapı aralıyor. Orta Sınıfın Utancı: Duygular Sosyolojisi Penceresinden 80'lerde Türkiye, serbest piyasa ekonomisine geçişin ve kültürel dönüşümün toplumsal ruh hali üzerindeki etkilerini, özellikle de "utanma duygusu"nun geçirdiği dönüşümü analiz ediyor.
Kitapta ele alınan 1980'ler, yalnızca liberal politikaların değil, aynı zamanda görünür olmanın ve sahip olduklarını sergilemenin yüceltildiği bir çağın eşiğidir. Yeni orta sınıf, artık yalnızca kazandıklarıyla değil; neyi tükettiğiyle, nasıl göründüğüyle, neleri arzuladığıyla tanımlanır. Bu süreçte utanç, eski anlamlarını yitirirken; yerini gösterişin gölgesinde şekillenen yeni mahcubiyetlere bırakır. Üçer de dönemin dergilerinden medya söylemlerine, gündelik hayatın izlerinden sınıfsal hayallerin kırık dökük yüzeylerine uzanarak, utanmanın görünmeyen haritasını çiziyor. Dolayısıyla bu eser, sadece 80'li yılları anlamak isteyenler için değil; bugünün değer dünyasının kökenlerini sorgulamak isteyen okurlar için de bir başvuru kaynağı.
Kitapta ele alınan 1980'ler, yalnızca liberal politikaların değil, aynı zamanda görünür olmanın ve sahip olduklarını sergilemenin yüceltildiği bir çağın eşiğidir. Yeni orta sınıf, artık yalnızca kazandıklarıyla değil; neyi tükettiğiyle, nasıl göründüğüyle, neleri arzuladığıyla tanımlanır. Bu süreçte utanç, eski anlamlarını yitirirken; yerini gösterişin gölgesinde şekillenen yeni mahcubiyetlere bırakır. Üçer de dönemin dergilerinden medya söylemlerine, gündelik hayatın izlerinden sınıfsal hayallerin kırık dökük yüzeylerine uzanarak, utanmanın görünmeyen haritasını çiziyor. Dolayısıyla bu eser, sadece 80'li yılları anlamak isteyenler için değil; bugünün değer dünyasının kökenlerini sorgulamak isteyen okurlar için de bir başvuru kaynağı.
Toplumsal dönüşümler yalnızca siyasal kararlarla, ekonomik hamlelerle değil; insanların hissettikleriyle, utandıklarıyla ve arzularıyla da yazılır. Merve Betül Üçer, sosyolojinin sıklıkla sessiz bıraktığı duyguların dünyasına eğilerek, Türkiye'nin neo-liberalizmle tanıştığı sancılı yıllarına yeni bir kapı aralıyor. Orta Sınıfın Utancı: Duygular Sosyolojisi Penceresinden 80'lerde Türkiye, serbest piyasa ekonomisine geçişin ve kültürel dönüşümün toplumsal ruh hali üzerindeki etkilerini, özellikle de "utanma duygusu"nun geçirdiği dönüşümü analiz ediyor.
Kitapta ele alınan 1980'ler, yalnızca liberal politikaların değil, aynı zamanda görünür olmanın ve sahip olduklarını sergilemenin yüceltildiği bir çağın eşiğidir. Yeni orta sınıf, artık yalnızca kazandıklarıyla değil; neyi tükettiğiyle, nasıl göründüğüyle, neleri arzuladığıyla tanımlanır. Bu süreçte utanç, eski anlamlarını yitirirken; yerini gösterişin gölgesinde şekillenen yeni mahcubiyetlere bırakır. Üçer de dönemin dergilerinden medya söylemlerine, gündelik hayatın izlerinden sınıfsal hayallerin kırık dökük yüzeylerine uzanarak, utanmanın görünmeyen haritasını çiziyor. Dolayısıyla bu eser, sadece 80'li yılları anlamak isteyenler için değil; bugünün değer dünyasının kökenlerini sorgulamak isteyen okurlar için de bir başvuru kaynağı.
Kitapta ele alınan 1980'ler, yalnızca liberal politikaların değil, aynı zamanda görünür olmanın ve sahip olduklarını sergilemenin yüceltildiği bir çağın eşiğidir. Yeni orta sınıf, artık yalnızca kazandıklarıyla değil; neyi tükettiğiyle, nasıl göründüğüyle, neleri arzuladığıyla tanımlanır. Bu süreçte utanç, eski anlamlarını yitirirken; yerini gösterişin gölgesinde şekillenen yeni mahcubiyetlere bırakır. Üçer de dönemin dergilerinden medya söylemlerine, gündelik hayatın izlerinden sınıfsal hayallerin kırık dökük yüzeylerine uzanarak, utanmanın görünmeyen haritasını çiziyor. Dolayısıyla bu eser, sadece 80'li yılları anlamak isteyenler için değil; bugünün değer dünyasının kökenlerini sorgulamak isteyen okurlar için de bir başvuru kaynağı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.