#smrgKİTABEVİ Osmanlı'ya Üçüncü Pencereden Bakmak 1 - Taht Savaşları (1299 - 1451) - 2025
Editör:
Murat Şerefoğlu
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6256086517
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
350
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
325,00
Havale/EFT ile:
315,25
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242870
630071

https://www.simurgkitabevi.com/osmanliya-ucuncu-pencereden-bakmak-1-taht-savaslari-1299-1451-2025
Osmanlı'ya Üçüncü Pencereden Bakmak 1 - Taht Savaşları (1299 - 1451) - 2025 #smrgKİTABEVİ
325.00
Bir taraftan dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan “Muhteşem Osmanlı'”..
“Yedi evliya gücünde” padişahlar...
Tarih olmaktan uzaklaşarak destanlaşan anlatılar...
Doğruluğuna iman edilen rivayetler... Diğer taraftan bunları tamamen reddeden inkârcı tavırlar, ideolojik tutumlar...
Hayalin ve nefretin rengine bürünmüş anlatımlar...
Peki, ya bunların üzerini örttüğü gerçekler? Osmanlı'yı zaaflarıyla ve güçlü yanlarıyla kabul ederek “olmuşu” olduğu gibi anlatma yolunu tutan bu eser, “abartılı övgü” veya “ölçüsüz yergi”den uzaklaşıp düşünce ufkumuzda yeni bir pencere açıyor. İnsanı merkeze alan tavrı ve akademik referanslarıyla okurlarını gerçeğin peşinde yeni bir yolculuğa davet ediyor. Her kovboy hikâyesinin bir de Kızılderili versiyonu olduğunu fark etmemizi sağlıyor. Gerçeğin üzerini örten yalanlara, yanılgılara, geriye doğru ideolojik okumalara karşı bu eser; tarihe akıl, bilgi ve şüphe rehberliğinde yeni bir pencereden bakmaya çağırıyor bizi.
İdeolojik genellemelerin uzağında, insanı zaaflarıyla ve erdemleriyle bir bütün olarak gösteren bu pencerenin daha az heyecan vadetmediği sözünü verebiliriz.
“Yedi evliya gücünde” padişahlar...
Tarih olmaktan uzaklaşarak destanlaşan anlatılar...
Doğruluğuna iman edilen rivayetler... Diğer taraftan bunları tamamen reddeden inkârcı tavırlar, ideolojik tutumlar...
Hayalin ve nefretin rengine bürünmüş anlatımlar...
Peki, ya bunların üzerini örttüğü gerçekler? Osmanlı'yı zaaflarıyla ve güçlü yanlarıyla kabul ederek “olmuşu” olduğu gibi anlatma yolunu tutan bu eser, “abartılı övgü” veya “ölçüsüz yergi”den uzaklaşıp düşünce ufkumuzda yeni bir pencere açıyor. İnsanı merkeze alan tavrı ve akademik referanslarıyla okurlarını gerçeğin peşinde yeni bir yolculuğa davet ediyor. Her kovboy hikâyesinin bir de Kızılderili versiyonu olduğunu fark etmemizi sağlıyor. Gerçeğin üzerini örten yalanlara, yanılgılara, geriye doğru ideolojik okumalara karşı bu eser; tarihe akıl, bilgi ve şüphe rehberliğinde yeni bir pencereden bakmaya çağırıyor bizi.
İdeolojik genellemelerin uzağında, insanı zaaflarıyla ve erdemleriyle bir bütün olarak gösteren bu pencerenin daha az heyecan vadetmediği sözünü verebiliriz.
Bir taraftan dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan “Muhteşem Osmanlı'”..
“Yedi evliya gücünde” padişahlar...
Tarih olmaktan uzaklaşarak destanlaşan anlatılar...
Doğruluğuna iman edilen rivayetler... Diğer taraftan bunları tamamen reddeden inkârcı tavırlar, ideolojik tutumlar...
Hayalin ve nefretin rengine bürünmüş anlatımlar...
Peki, ya bunların üzerini örttüğü gerçekler? Osmanlı'yı zaaflarıyla ve güçlü yanlarıyla kabul ederek “olmuşu” olduğu gibi anlatma yolunu tutan bu eser, “abartılı övgü” veya “ölçüsüz yergi”den uzaklaşıp düşünce ufkumuzda yeni bir pencere açıyor. İnsanı merkeze alan tavrı ve akademik referanslarıyla okurlarını gerçeğin peşinde yeni bir yolculuğa davet ediyor. Her kovboy hikâyesinin bir de Kızılderili versiyonu olduğunu fark etmemizi sağlıyor. Gerçeğin üzerini örten yalanlara, yanılgılara, geriye doğru ideolojik okumalara karşı bu eser; tarihe akıl, bilgi ve şüphe rehberliğinde yeni bir pencereden bakmaya çağırıyor bizi.
İdeolojik genellemelerin uzağında, insanı zaaflarıyla ve erdemleriyle bir bütün olarak gösteren bu pencerenin daha az heyecan vadetmediği sözünü verebiliriz.
“Yedi evliya gücünde” padişahlar...
Tarih olmaktan uzaklaşarak destanlaşan anlatılar...
Doğruluğuna iman edilen rivayetler... Diğer taraftan bunları tamamen reddeden inkârcı tavırlar, ideolojik tutumlar...
Hayalin ve nefretin rengine bürünmüş anlatımlar...
Peki, ya bunların üzerini örttüğü gerçekler? Osmanlı'yı zaaflarıyla ve güçlü yanlarıyla kabul ederek “olmuşu” olduğu gibi anlatma yolunu tutan bu eser, “abartılı övgü” veya “ölçüsüz yergi”den uzaklaşıp düşünce ufkumuzda yeni bir pencere açıyor. İnsanı merkeze alan tavrı ve akademik referanslarıyla okurlarını gerçeğin peşinde yeni bir yolculuğa davet ediyor. Her kovboy hikâyesinin bir de Kızılderili versiyonu olduğunu fark etmemizi sağlıyor. Gerçeğin üzerini örten yalanlara, yanılgılara, geriye doğru ideolojik okumalara karşı bu eser; tarihe akıl, bilgi ve şüphe rehberliğinde yeni bir pencereden bakmaya çağırıyor bizi.
İdeolojik genellemelerin uzağında, insanı zaaflarıyla ve erdemleriyle bir bütün olarak gösteren bu pencerenin daha az heyecan vadetmediği sözünü verebiliriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.