#smrgSAHAF Rize Tahrir - i Öşür Envanteri 1850 Rize Sülalaleri -

Basıldığı Matbaa:
Has Matbaacılık
ISBN-10:
9789944012409
Stok Kodu:
1199092388
Boyut:
16x38
Sayfa Sayısı:
360 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199092388
478231
Rize Tahrir - i Öşür Envanteri 1850 Rize Sülalaleri  -
Rize Tahrir - i Öşür Envanteri 1850 Rize Sülalaleri - #smrgSAHAF
0.00
Kitap, 1850 yılında, devlete olan vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getirmek için, içinde bulundukları yılla birlikte 1851 senesinin mahsup öşür vergisini de peşinen ödeyerek adlarını, yaşadıkları yerler ve kullandıkları aile lakaplarıyla birlikte kayıtlara geçiren, böylece Rize için emsalsiz ve tarihi bir kaynağın ortaya çıkmasına sebep olan, Rize Tahrir-i Öşür Envanteri'nde isimleri yazılı binlerce dedelerimizin ruhlarına fatiha, amellerine sadaka-i cariye ve nesillerine hayırlı evlat olması dua, temenni ve niyazıyla) ithaf olunmuştur. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nin uzmanlarından Muhammet Safi tarafından hazırlanan ama çok az sayıda basılıp protokole hediye edilen "Rize Tahrir-i Öşür Envanteri" isimli eserde, Başbakan Erdoğan'ın bundan 159 sene öncesine, yani 1850 yılına ait aile kayıtları bulunuyor. Deftere göre, ailesi geçmişte "Bakatoğlu" lâkabını kullanan Başbakan'ın büyük büyük amcası olan ve Rize'nin o yıllarda "Pulihoz" adını taşıyan "Dumankaya" köyünde çiftçilik yapan Bakatoğlu Memiş, devlete 86 kuruş vergi ödemiş. Bu meblâğ, bugünün parasıyla 4 bin lira civarında. YENİ çıkan yayınları takip edip kendi konularıyla alâkalı kitaplara sahip olmak isteyenleri bekleyen bir zorluk vardır: Eşe-dosta yahut protokole dağıtılmak üzere az sayıda basılan, piyasaya verilmeyen, dolayısıyla kataloglarda bile yeralmayan eserlerden haberdar olmak. Bu gibi kitaplara ulaşmak, meraklılar için oldukça zordur. Türkiye'de nâdir de olsa böyle yayınlar yapmak, aslında eskiden beri vârolan bir âdettir. Yazdıklarını çıkartacak yayınevi bulamayan bazı hevesli yeni yazarların bu yola başvurdukları hep bilinir, sözünü ettiğim kapalı asıl devre yayınlar başkadır ve bu şekilde yayınlanmış çok önemli eserler de vardır. Bu kitapların bazıları konularında "tek eser" olma özelliği taşırlar, verdikleri bilgiler o güne kadar bilinenleri değiştirecek mahiyettedir ama ulaşılmaları neredeyse imkânsız gibidir. Elimde şu anda, bu özellikleri taşıyan önemli bir kitap var: Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde uzman olan Muhammet Safi'nin hazırladığı "Rize Tahrir-i Öşür Envanteri"... Kitabın adında geçen kelimelerin ne olduğu bilmeyen, dolayısıyla eserin konusunu anlamayacak olanlar için, önce Muhammet Safi'nin yayınında nelerden bahsedildiğini yazayım: "Öşür", Osmanlı döneminde devletin toprak mahsullerinden, yani tarım ürünlerinden aldığı vergidir. Oranı, 1839, yani Tanzimat öncesinde yüzde yirmi beşler civarındadır, Tanzimat'tan sonra yüzde onda sabitlenmiştir. Devlet, bu verginin mükelleflerini belirlemek maksadıyla vergi memurları ve diğer özel görevliler vasıtasıyla imparatorluğun dört bir yanında asırlarca kontroller yapmış ve mükelleflerin isimleri ile ödeyecekleri vergiler memleketlerine, yani yaşadıkları yerlere göre tasnif edilip defterlere kaydedilmiştir. "Tahrir defteri", işte bu gibi kayıtların genel ismidir ve defterler hazırlanma maksatlarına göre "nüfus tahrir defteri", "vergi tahrir defteri" yahut "tapu tahrir defteri" şeklinde isimler alırlar. Sözünü ettiğim defterlerin en başta gelen önemi, içlerinde aile kayıtlarının bulunmasıdır. Eski döneme ait nüfus sayımlarında, vergi kayıtlarında yahut tapu tesbitlerinde sadece aile reisi olan erkekler kaydedilmiştir. Bir yerin yerlisi olan ve "aile lâkabını" bilenler, bu defterleri görebildikleri takdirde ve şansları da varsa, nesiller öncesine ulaşıp dedelerinin ve cedlerinin kimler olduğunu öğrenebilirler. İşte, kendisi de Rizeli olan Muhammet Safi'nin Osmanlı Arşivleri'nde bulduğu, senelerce uğraşıp hazırladığı, dostu Adnan Ekşioğlu'nun sadece bin adet basıp Rize'nin eşrafına ve protokole hediye olarak dağıttığı "Rize Tahrir-i Öşür Envanteri" isimli eserde, o yıllarda Trabzon'a bağlı bir kaza olan Rize'de bundan tam 159 sene önce, yani 1850 senesinde yaşayan 1682 adet ailenin isimleri ve köyleri, ödedikleri vergilerle birlikte yeralıyor. Defterin bir diğer önemli tarafı, kayıtlar arasında bugünün önde gelen bir politikacısının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın o devirde "Bakatoğlu" lâkabını taşıyan ailesinin de bulunması... Başbakan Erdoğan'ın aile kaydının ayrıntılarını, yandaki kutuda okuyabilirsiniz. Erdoğan'ın amcası Bakatoğlu Memiş, 86 kuruş vergi ödemiş BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesi olan "Bakatoğulları", Rize'nin bugün "Güneysu" adını taşıyan ilçesinin sınırları içerisinde kalan "Pulihoz" köyünde kayıtlı. 1850 senesindeki vergi mükelleflerini belirleyen memurlar, Pulihoz ile hemen yanıbaşındaki Kaluharaf köyünü deftere birarada kaydetmişler ve dolayısıyla köylerle sâkinlerinin ödeyecekleri vergiler, defterde "Karye-i Pulihoz Kaluharaf" başlığı altında yeralıyor. Pulihoz'un bugünkü ismi "Dumankaya", Kaluharaf'ın da "Kiremitköy". "Bakat" ailesinin kaydı işte bu sayfanın ilk sırasında bulunuyor ve "Bakatoğlu Memiş, 86 kuruş" şeklinde yazılı. Defteri yayınlayan Muhammet Safi, Bakatoğlu Memiş'in Başbakan Erdoğan'ın büyük büyük dedesinin kardeşi olduğunu söylüyor. Bakatoğlu Memiş'in ödediği o zamanın 86 kuruşu, bugünün parasıyla yaklaşık 4 bin liraya tekabül ediyor ve büyük büyük amcanın, bu meblâğ ile Pulihoz Köyü'nde en fazla vergiyi ödeyen ikinci mükellef olduğu görünüyor. Köyün vergi rekortmeni 90 kuruş ile Soytarıoğlu Hasan; en az ödeyen ise, yedi kuruşla Abdurrahman oğlu Memiş isimli çiftçi. Başbakan Erdoğan'ın büyük büyük dedesinin, yani asıl cedlerinin kaydı ise Osmanlı Arşivleri'nde bulunan 1831 tarihli defterde kayıtlı, ancak tasnifler senelerden buyana bir türlü tamamlanamadığı için, o dönemin defterleri araştırmacılara hâlen kapalı. Devlet, Rize'deki eşkıyayı bile günügününe listelemiş MUHAMMET Safi'nin kitabından, Rize'nin 1850'li senelerde bağlı olduğu Trabzon'da, valiliğin Rize kazasında faaliyet gösteren eşkıyanın ve eşkıyaya yataklık edenlerin bir listesini çıkardığını da öğreniyoruz. Eşkıya listeleri, İstanbul'daki Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde İ.MLV.272/10521 numarada kayıtlı olan belgeler arasında bulunuyor. Listelerde, eşkıyalık yapanların isimlerinin yanısıra sülâlelerinin isimleri, yani lâkapları da kayıtlı. İşte, artık sadece hoş bir hatıra olan bu eşkıya listelerinde geçen isimlerden bazıları: "Silyan köyünden İslâmoğlu Mustafa ve oğlu İbrahim. Seftar (Yolbaşı, Kalkandere) köyünden Türaboğlu Süleyman. Leroz (Büyükköy, Çayeli) nahiyesinden Çakıroğlu Ali ve oğlu Mustafa. Homeze (Demirkapı, İkizdere) köyünden Ekşioğlu Ali Ağa ve oğulları Keleş ve Ömer ile Memiş Ağa'nın oğulları Hızır ve İlyas. Ekşioğlu Yakup Ağa ve kardeşi Süleyman Ağa. Plakorum (Cevizlik, İkizdere) köyünden Kirlioğlu Küçük Ahmet. Seftar (Yolbaşı, Kalkandere) köyünden Çolakoğlu Yusuf, amcasının oğlu Hasanoğlu Mehmet, diğer Çolak'ın oğlu Hurşit, Mengiloğlu Feyzullah. Mervan (Büyükköy, Çayeli) köyünden Hacı'nın torunları Mehmet ve Cevahir. Kapnes (Dağdibi mahallesi, Kalkandere) köyünden Gençali'nin oğlu, Kolcu Hasan oğlu Tahir. Kandeva (Kırklartepesi, Rize) köyünden Niko'nun oğlu Niko, Alemdaroğlu Yusuf. Filiboz (Halatçılar mahallesi, Rize) köyünden Çolakoğlu Mehmet Alemdar. Kalitozlu (Güneli, Güneysu) Kürt Yanboli. Mapavrili (Çayeli) Cebinoğlu Ahmet. Ğılıçozlu (Selimiye köyü, Rize) Kâmil oğlu Yakup, Kaşkanınoğlu Yusuf".

Osmanlı Arşivleri'nde Y.PRK.UM.2/40 numarada bulunan bir başka belgede ise, yine Trabzon Valiliği tarafından düzenlenmiş olan "Servet ve haysiyet bakımından ileri gelen Rizeliler listesi" yeralıyor. Liste "Hacı Memiş Paşazâde Hacı Ahmet Bey: Servet ve emlâk ve haysiyet bakımından birinci derecededir" sözleriyle başlıyor ve bunu uzun bir liste takip ediyor.

Listede yeralan isimlerden bazıları, şöyle: "Hacı Memiş Paşazâde Hacı Ahmet Bey'in biraderleri Mesut ve Ali Beyler. Tuzcuzâde Mahmut Ağa, Tuzcuzâde Hacı Mehmet Ağa, Mataracızâde Hacı Mustafa Efendi, Güvelizâde Hacı Ali Ağa, Haci Kostioğlu Yorika Ağa, Haci İstavri oğlu Yani Ağa, Sofizâde Hacı Mehmet Efendi, Lâzzade Hacı Mehmet Ağa"

Kitap, 1850 yılında, devlete olan vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getirmek için, içinde bulundukları yılla birlikte 1851 senesinin mahsup öşür vergisini de peşinen ödeyerek adlarını, yaşadıkları yerler ve kullandıkları aile lakaplarıyla birlikte kayıtlara geçiren, böylece Rize için emsalsiz ve tarihi bir kaynağın ortaya çıkmasına sebep olan, Rize Tahrir-i Öşür Envanteri'nde isimleri yazılı binlerce dedelerimizin ruhlarına fatiha, amellerine sadaka-i cariye ve nesillerine hayırlı evlat olması dua, temenni ve niyazıyla) ithaf olunmuştur. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nin uzmanlarından Muhammet Safi tarafından hazırlanan ama çok az sayıda basılıp protokole hediye edilen "Rize Tahrir-i Öşür Envanteri" isimli eserde, Başbakan Erdoğan'ın bundan 159 sene öncesine, yani 1850 yılına ait aile kayıtları bulunuyor. Deftere göre, ailesi geçmişte "Bakatoğlu" lâkabını kullanan Başbakan'ın büyük büyük amcası olan ve Rize'nin o yıllarda "Pulihoz" adını taşıyan "Dumankaya" köyünde çiftçilik yapan Bakatoğlu Memiş, devlete 86 kuruş vergi ödemiş. Bu meblâğ, bugünün parasıyla 4 bin lira civarında. YENİ çıkan yayınları takip edip kendi konularıyla alâkalı kitaplara sahip olmak isteyenleri bekleyen bir zorluk vardır: Eşe-dosta yahut protokole dağıtılmak üzere az sayıda basılan, piyasaya verilmeyen, dolayısıyla kataloglarda bile yeralmayan eserlerden haberdar olmak. Bu gibi kitaplara ulaşmak, meraklılar için oldukça zordur. Türkiye'de nâdir de olsa böyle yayınlar yapmak, aslında eskiden beri vârolan bir âdettir. Yazdıklarını çıkartacak yayınevi bulamayan bazı hevesli yeni yazarların bu yola başvurdukları hep bilinir, sözünü ettiğim kapalı asıl devre yayınlar başkadır ve bu şekilde yayınlanmış çok önemli eserler de vardır. Bu kitapların bazıları konularında "tek eser" olma özelliği taşırlar, verdikleri bilgiler o güne kadar bilinenleri değiştirecek mahiyettedir ama ulaşılmaları neredeyse imkânsız gibidir. Elimde şu anda, bu özellikleri taşıyan önemli bir kitap var: Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde uzman olan Muhammet Safi'nin hazırladığı "Rize Tahrir-i Öşür Envanteri"... Kitabın adında geçen kelimelerin ne olduğu bilmeyen, dolayısıyla eserin konusunu anlamayacak olanlar için, önce Muhammet Safi'nin yayınında nelerden bahsedildiğini yazayım: "Öşür", Osmanlı döneminde devletin toprak mahsullerinden, yani tarım ürünlerinden aldığı vergidir. Oranı, 1839, yani Tanzimat öncesinde yüzde yirmi beşler civarındadır, Tanzimat'tan sonra yüzde onda sabitlenmiştir. Devlet, bu verginin mükelleflerini belirlemek maksadıyla vergi memurları ve diğer özel görevliler vasıtasıyla imparatorluğun dört bir yanında asırlarca kontroller yapmış ve mükelleflerin isimleri ile ödeyecekleri vergiler memleketlerine, yani yaşadıkları yerlere göre tasnif edilip defterlere kaydedilmiştir. "Tahrir defteri", işte bu gibi kayıtların genel ismidir ve defterler hazırlanma maksatlarına göre "nüfus tahrir defteri", "vergi tahrir defteri" yahut "tapu tahrir defteri" şeklinde isimler alırlar. Sözünü ettiğim defterlerin en başta gelen önemi, içlerinde aile kayıtlarının bulunmasıdır. Eski döneme ait nüfus sayımlarında, vergi kayıtlarında yahut tapu tesbitlerinde sadece aile reisi olan erkekler kaydedilmiştir. Bir yerin yerlisi olan ve "aile lâkabını" bilenler, bu defterleri görebildikleri takdirde ve şansları da varsa, nesiller öncesine ulaşıp dedelerinin ve cedlerinin kimler olduğunu öğrenebilirler. İşte, kendisi de Rizeli olan Muhammet Safi'nin Osmanlı Arşivleri'nde bulduğu, senelerce uğraşıp hazırladığı, dostu Adnan Ekşioğlu'nun sadece bin adet basıp Rize'nin eşrafına ve protokole hediye olarak dağıttığı "Rize Tahrir-i Öşür Envanteri" isimli eserde, o yıllarda Trabzon'a bağlı bir kaza olan Rize'de bundan tam 159 sene önce, yani 1850 senesinde yaşayan 1682 adet ailenin isimleri ve köyleri, ödedikleri vergilerle birlikte yeralıyor. Defterin bir diğer önemli tarafı, kayıtlar arasında bugünün önde gelen bir politikacısının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın o devirde "Bakatoğlu" lâkabını taşıyan ailesinin de bulunması... Başbakan Erdoğan'ın aile kaydının ayrıntılarını, yandaki kutuda okuyabilirsiniz. Erdoğan'ın amcası Bakatoğlu Memiş, 86 kuruş vergi ödemiş BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesi olan "Bakatoğulları", Rize'nin bugün "Güneysu" adını taşıyan ilçesinin sınırları içerisinde kalan "Pulihoz" köyünde kayıtlı. 1850 senesindeki vergi mükelleflerini belirleyen memurlar, Pulihoz ile hemen yanıbaşındaki Kaluharaf köyünü deftere birarada kaydetmişler ve dolayısıyla köylerle sâkinlerinin ödeyecekleri vergiler, defterde "Karye-i Pulihoz Kaluharaf" başlığı altında yeralıyor. Pulihoz'un bugünkü ismi "Dumankaya", Kaluharaf'ın da "Kiremitköy". "Bakat" ailesinin kaydı işte bu sayfanın ilk sırasında bulunuyor ve "Bakatoğlu Memiş, 86 kuruş" şeklinde yazılı. Defteri yayınlayan Muhammet Safi, Bakatoğlu Memiş'in Başbakan Erdoğan'ın büyük büyük dedesinin kardeşi olduğunu söylüyor. Bakatoğlu Memiş'in ödediği o zamanın 86 kuruşu, bugünün parasıyla yaklaşık 4 bin liraya tekabül ediyor ve büyük büyük amcanın, bu meblâğ ile Pulihoz Köyü'nde en fazla vergiyi ödeyen ikinci mükellef olduğu görünüyor. Köyün vergi rekortmeni 90 kuruş ile Soytarıoğlu Hasan; en az ödeyen ise, yedi kuruşla Abdurrahman oğlu Memiş isimli çiftçi. Başbakan Erdoğan'ın büyük büyük dedesinin, yani asıl cedlerinin kaydı ise Osmanlı Arşivleri'nde bulunan 1831 tarihli defterde kayıtlı, ancak tasnifler senelerden buyana bir türlü tamamlanamadığı için, o dönemin defterleri araştırmacılara hâlen kapalı. Devlet, Rize'deki eşkıyayı bile günügününe listelemiş MUHAMMET Safi'nin kitabından, Rize'nin 1850'li senelerde bağlı olduğu Trabzon'da, valiliğin Rize kazasında faaliyet gösteren eşkıyanın ve eşkıyaya yataklık edenlerin bir listesini çıkardığını da öğreniyoruz. Eşkıya listeleri, İstanbul'daki Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde İ.MLV.272/10521 numarada kayıtlı olan belgeler arasında bulunuyor. Listelerde, eşkıyalık yapanların isimlerinin yanısıra sülâlelerinin isimleri, yani lâkapları da kayıtlı. İşte, artık sadece hoş bir hatıra olan bu eşkıya listelerinde geçen isimlerden bazıları: "Silyan köyünden İslâmoğlu Mustafa ve oğlu İbrahim. Seftar (Yolbaşı, Kalkandere) köyünden Türaboğlu Süleyman. Leroz (Büyükköy, Çayeli) nahiyesinden Çakıroğlu Ali ve oğlu Mustafa. Homeze (Demirkapı, İkizdere) köyünden Ekşioğlu Ali Ağa ve oğulları Keleş ve Ömer ile Memiş Ağa'nın oğulları Hızır ve İlyas. Ekşioğlu Yakup Ağa ve kardeşi Süleyman Ağa. Plakorum (Cevizlik, İkizdere) köyünden Kirlioğlu Küçük Ahmet. Seftar (Yolbaşı, Kalkandere) köyünden Çolakoğlu Yusuf, amcasının oğlu Hasanoğlu Mehmet, diğer Çolak'ın oğlu Hurşit, Mengiloğlu Feyzullah. Mervan (Büyükköy, Çayeli) köyünden Hacı'nın torunları Mehmet ve Cevahir. Kapnes (Dağdibi mahallesi, Kalkandere) köyünden Gençali'nin oğlu, Kolcu Hasan oğlu Tahir. Kandeva (Kırklartepesi, Rize) köyünden Niko'nun oğlu Niko, Alemdaroğlu Yusuf. Filiboz (Halatçılar mahallesi, Rize) köyünden Çolakoğlu Mehmet Alemdar. Kalitozlu (Güneli, Güneysu) Kürt Yanboli. Mapavrili (Çayeli) Cebinoğlu Ahmet. Ğılıçozlu (Selimiye köyü, Rize) Kâmil oğlu Yakup, Kaşkanınoğlu Yusuf".

Osmanlı Arşivleri'nde Y.PRK.UM.2/40 numarada bulunan bir başka belgede ise, yine Trabzon Valiliği tarafından düzenlenmiş olan "Servet ve haysiyet bakımından ileri gelen Rizeliler listesi" yeralıyor. Liste "Hacı Memiş Paşazâde Hacı Ahmet Bey: Servet ve emlâk ve haysiyet bakımından birinci derecededir" sözleriyle başlıyor ve bunu uzun bir liste takip ediyor.

Listede yeralan isimlerden bazıları, şöyle: "Hacı Memiş Paşazâde Hacı Ahmet Bey'in biraderleri Mesut ve Ali Beyler. Tuzcuzâde Mahmut Ağa, Tuzcuzâde Hacı Mehmet Ağa, Mataracızâde Hacı Mustafa Efendi, Güvelizâde Hacı Ali Ağa, Haci Kostioğlu Yorika Ağa, Haci İstavri oğlu Yani Ağa, Sofizâde Hacı Mehmet Efendi, Lâzzade Hacı Mehmet Ağa"

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat