Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
#smrgKİTABEVİ Safranbolu'da Bin İkinci Gece - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
234,00
Havale/EFT ile:
226,98
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199252824
639895
https://www.simurgkitabevi.com/safranboluda-bin-ikinci-gece-2025
Safranbolu'da Bin İkinci Gece - 2025 #smrgKİTABEVİ
234.00
“Bebeğin ölü doğdu dediler. İnsan ölünce doğmaz ki.” Çiçeği burnunda gelin Meryem, Mermerli Konak'tan yalın ayak fırladı. “Ben kocamı öldürdüm!” Safranbolu'nun taş döşeli sokaklarında bu gecenin yankısı yıllarca dinmeyecekti. O gece başlayan söylentiler, yıllar boyunca şehirle birlikte yaşadı; ta ki yirmi beş yıl sonra, aynı topraklarda düzenlenen uluslararası bir festivalde yaşanan esrarengiz olaya kadar… Mermerli Konak'ın gölgesinde yaşanan o ilk geceden bu yana, Safranbolu'nun havasına karışan bir sessizlik var: Kimin hikâyesi tamamlanamadı? Kimin ölümü, başka bir masalın başlangıcıydı? Tuğba Turan, Safranbolu'ya ait gelenekleri, kadınların kuşaklar boyu süren hikâyelerini ve polisiyenin gerilimini daha önce örneğine rastlanmayan bir kurguyla bu kitapta bir araya getiriyor. Safranbolu'da Bin İkinci Gece, ilk sayfasından itibaren merak duygusunu diri tutan, okurunu hem geçmişe hem bugüne taşıyan, atmosferiyle büyüleyen bir roman. Bu, soğukkanlılıkla işlenmiş bir cinayet mi, alın yazısına nakşedilmiş bir kader mi, yoksa Atwood'un “iki bacaklı rahimler” olarak nitelendirdiği kadınların kendi masallarının kahramanı olabilmek için ödedikleri bedel mi? Bu hikâye, hiçbir zaman bittiği yerden başlamıyor…
“Bebeğin ölü doğdu dediler. İnsan ölünce doğmaz ki.” Çiçeği burnunda gelin Meryem, Mermerli Konak'tan yalın ayak fırladı. “Ben kocamı öldürdüm!” Safranbolu'nun taş döşeli sokaklarında bu gecenin yankısı yıllarca dinmeyecekti. O gece başlayan söylentiler, yıllar boyunca şehirle birlikte yaşadı; ta ki yirmi beş yıl sonra, aynı topraklarda düzenlenen uluslararası bir festivalde yaşanan esrarengiz olaya kadar… Mermerli Konak'ın gölgesinde yaşanan o ilk geceden bu yana, Safranbolu'nun havasına karışan bir sessizlik var: Kimin hikâyesi tamamlanamadı? Kimin ölümü, başka bir masalın başlangıcıydı? Tuğba Turan, Safranbolu'ya ait gelenekleri, kadınların kuşaklar boyu süren hikâyelerini ve polisiyenin gerilimini daha önce örneğine rastlanmayan bir kurguyla bu kitapta bir araya getiriyor. Safranbolu'da Bin İkinci Gece, ilk sayfasından itibaren merak duygusunu diri tutan, okurunu hem geçmişe hem bugüne taşıyan, atmosferiyle büyüleyen bir roman. Bu, soğukkanlılıkla işlenmiş bir cinayet mi, alın yazısına nakşedilmiş bir kader mi, yoksa Atwood'un “iki bacaklı rahimler” olarak nitelendirdiği kadınların kendi masallarının kahramanı olabilmek için ödedikleri bedel mi? Bu hikâye, hiçbir zaman bittiği yerden başlamıyor…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.