#smrgKİTABEVİ Sanat ve Çokluk -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Özener Matbaası
Dizi Adı:
Düşünce
ISBN-10:
9786055159054
Stok Kodu:
1199152633
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
128 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Çeviren:
Serkan Sönmezgil
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199152633
538790
Sanat ve Çokluk -
Sanat ve Çokluk - #smrgKİTABEVİ
0.00
O sıra önüme koyduğum mesele, bana tamamıyla kapitalist üretim tarzı tarafından ezilmiş görünen bir toplum algısından çıkmaktı. Etrafımdaki toplum bana bir metalar yığını, paranın ya da finans mekanizmalarının birbirleriyle ikame edilebilir kıldığı bir soyut değerler yığını gibi görünüyordu; tek taraflı bağların içinde yassılaşmış, gerilimleri adeta yürürlükten kaldırılmış bir kapitalist dünya. Bu kapitalist dünyada artık doğal olan, yani sanayi öncesi olan ve imal edilmiş olmayan hiçbir şey bulamıyordum. Marksizm, metaların değişim değerini kullanım değerlerinden ayırır: Tahakküm sistemlerine ve sömürü yöntemlerine rağmen aynı zamanda değişimi de kıymetlendiren şu kullanım değeri hoş, şu kullanım değerinin, en küçük bir izini dahi bulamıyordum. Dünya tamamıyla şeyleşmiş, soyut hale gelmişti: Sanat böyle bir durumda hangi anlama sahip olabilirdi? Bu gerçeklik içinde sanatsal üretim, alternatif yaratım, gerçeğin yeniden icadı süreçleri neler olabilirdi?

Bu algı basitçe felsefi değil, aynı zamanda politikti de.

Mutlak içkinlik tarafından fethedilmiş bir dünyada sanat yapıtlarının var olmayı sürdürmesi nasıl mümkündür? Sanat yapıtlarında her zaman aşkın bir şey var gibi ama biliyoruz ki aşkınlık artık yok; Tanrı öldü.

O sıra önüme koyduğum mesele, bana tamamıyla kapitalist üretim tarzı tarafından ezilmiş görünen bir toplum algısından çıkmaktı. Etrafımdaki toplum bana bir metalar yığını, paranın ya da finans mekanizmalarının birbirleriyle ikame edilebilir kıldığı bir soyut değerler yığını gibi görünüyordu; tek taraflı bağların içinde yassılaşmış, gerilimleri adeta yürürlükten kaldırılmış bir kapitalist dünya. Bu kapitalist dünyada artık doğal olan, yani sanayi öncesi olan ve imal edilmiş olmayan hiçbir şey bulamıyordum. Marksizm, metaların değişim değerini kullanım değerlerinden ayırır: Tahakküm sistemlerine ve sömürü yöntemlerine rağmen aynı zamanda değişimi de kıymetlendiren şu kullanım değeri hoş, şu kullanım değerinin, en küçük bir izini dahi bulamıyordum. Dünya tamamıyla şeyleşmiş, soyut hale gelmişti: Sanat böyle bir durumda hangi anlama sahip olabilirdi? Bu gerçeklik içinde sanatsal üretim, alternatif yaratım, gerçeğin yeniden icadı süreçleri neler olabilirdi?

Bu algı basitçe felsefi değil, aynı zamanda politikti de.

Mutlak içkinlik tarafından fethedilmiş bir dünyada sanat yapıtlarının var olmayı sürdürmesi nasıl mümkündür? Sanat yapıtlarında her zaman aşkın bir şey var gibi ama biliyoruz ki aşkınlık artık yok; Tanrı öldü.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat