Seksoloji Dergisi - Doğumu Tanzim - Sayı: 9 - 10 Ağustos

Stok Kodu:
1199072352
Boyut:
12x16
Sayfa Sayısı:
117 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1952
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199072352
458253
Seksoloji Dergisi - Doğumu Tanzim - Sayı: 9 - 10      Ağustos
Seksoloji Dergisi - Doğumu Tanzim - Sayı: 9 - 10 Ağustos
0.00
İçindekiler

Kadının tenasül uzuvları

Erkeğin tenasül uzuvları

Kısırlığın sebepleri

Kısırlığın tedavisi

Gebe kalmayı kolaylaştırmak için

Ogino - Knaus ulusünün esası

Takvimler nasıl kullanılacak

Takvim

Hakikat şudur ki, en eski devirlerden beri evlilik saadeti ile çocuk yapma kabiliyeti daima birbirine bağlı kalmış ve çocuk yuvanın devamını sağlayan esas unsurlardan biri olmuştur. Çocuk doğumu yüzünden yıkılan yuva görülmemiştir ama, çocuk yapamamak yüzünden boşanan karı kocalara çok rastlanmıştır. Bugün dahi kısırlık dolayısıyla birbirine düşman kesilen, hiç durmadan kavga eden, hatta sonunda boşanmaya kadar giden karı kocalar, bilhassa Türk aileleri arasında pek boldur.

Gayrı ilmî tabiplik ve kocakarı ilâçlarının en çok tatbik edildikleri sahalardan biri de yine burasıdır. Bir kadının hamile kalabilmesi ve çocuk doğurabilmesi için, bu konuda âdeta birer mütehassıs sayılan yaşlı kadın ve erkeklerin tavsiye ettikleri sayısız usuller ve ilâçlar vardır.

Bunların hiçbirisi (tesadüfler hariç) başarılı sonuçlar sağlayamaz ve karı kocayı bir zaman için oyalamak, yahut hekime danışmalarını geciktirmekten başka bir işe yaramaz. Bu sebeple halkımızı çocuk yapma kabiliyeti ve { kısırlık konusunda ilmî bakımdan aydınlatmak şüphesiz pek faydalı ve lüzumlu olacaktır. Eğer bu küçük kitap bu hususta biraz olsun faydalı olabilirse, kendimizi bahtiyar sayacağız.

SUÇ KADINDA MI, ERKEKTE MİDİR?

Gebe kalma ve doğum hadiselerinin nasıl cereyan ettiğini doğru olarak bilmeyen kimseler arasında çok yanlış bir inanış hüküm sürmektedir. Bu gibi kimseler bir karı kocanın çocukları olamayışından yalnızca kadını sorumlu tutar, bütün suçu ona yüklerler. Bu yüzden ilk karısı çocuk doğuramayınca onu boşayan, yahut kanunsuz olarak bir başka kadını, arkasından bir üçüncüyü eve getirip karısına "ortak" yapan erkekler az değildir.

Halbuki kısırlık sebebinin kadında olması ne kadar muhtemel ise, erkekte olması da aynı derece, belki daha fazla muhtemeldir. Nitekim SEKSOLOJİ YILLIĞI'ndaki "Bir Çiftçi Kızın Hikâyesi"nde çiftlik ağası, bir çocukları olamayışının bütün suçunu karşısında gördüğü, kendisine bir "evlât kazandıramadığı" için ona durmadan işkence yaptığı halde, sonradan asıl kısırlığın kendisinde olduğunu anlayarak utanmıştır.

Bu sebeple evlendikten sonra iki yıl geçtiği halde hâlâ çocuk yapamayan karı - kocalar, suçu birbirlerinin üstüne atmadan önce, ikisi de ayrı ayrı doktora gidip muayene olmalıdırlar. Kadının bir kadın hastalıkları mütehassısına, erkeğin de bir ürologa, yani idrar yolu ve tenasül hastalıkları mütehassısına gitmeleri lâzımdır.

İkisi de doktorların bütün sorularına doğru cevaplar vermeli ve onların söyleyecekleri laboratuar tahlille-yaptırmalıdırlar. Böylece kısırlığın hangisinde olduğu, hangi sebepten ileri geldiği meydana çıkar ve gerekli tedavi yapılır.

Biz bu kitapta gebe kalma hadisesinin nasıl cereyan ettiğini, kadında ve erkekte kısırlığın hangi sebeplerden ileri geldiğini ve ne çeşit bir tedavi yolu kullanılacağını kısa ve özlü bir şekilde anlatmaya çalıştık.

Kısırlık doğuran sebeplerden bazıları ya doğuştan veya sonraki bir hastalık yüzünden kadın veya erkek tenasül uzuvlarının ve iç ifraz guddelerinin iyi çalışmaması böylece sağlam yumurta veya tohum hücresi meydana getirememeleridir. Bu yüzden ileri gelen kısırlıkları ancak mütehassıs hekimler tedavi eder. (Giriş'ten)

İçindekiler

Kadının tenasül uzuvları

Erkeğin tenasül uzuvları

Kısırlığın sebepleri

Kısırlığın tedavisi

Gebe kalmayı kolaylaştırmak için

Ogino - Knaus ulusünün esası

Takvimler nasıl kullanılacak

Takvim

Hakikat şudur ki, en eski devirlerden beri evlilik saadeti ile çocuk yapma kabiliyeti daima birbirine bağlı kalmış ve çocuk yuvanın devamını sağlayan esas unsurlardan biri olmuştur. Çocuk doğumu yüzünden yıkılan yuva görülmemiştir ama, çocuk yapamamak yüzünden boşanan karı kocalara çok rastlanmıştır. Bugün dahi kısırlık dolayısıyla birbirine düşman kesilen, hiç durmadan kavga eden, hatta sonunda boşanmaya kadar giden karı kocalar, bilhassa Türk aileleri arasında pek boldur.

Gayrı ilmî tabiplik ve kocakarı ilâçlarının en çok tatbik edildikleri sahalardan biri de yine burasıdır. Bir kadının hamile kalabilmesi ve çocuk doğurabilmesi için, bu konuda âdeta birer mütehassıs sayılan yaşlı kadın ve erkeklerin tavsiye ettikleri sayısız usuller ve ilâçlar vardır.

Bunların hiçbirisi (tesadüfler hariç) başarılı sonuçlar sağlayamaz ve karı kocayı bir zaman için oyalamak, yahut hekime danışmalarını geciktirmekten başka bir işe yaramaz. Bu sebeple halkımızı çocuk yapma kabiliyeti ve { kısırlık konusunda ilmî bakımdan aydınlatmak şüphesiz pek faydalı ve lüzumlu olacaktır. Eğer bu küçük kitap bu hususta biraz olsun faydalı olabilirse, kendimizi bahtiyar sayacağız.

SUÇ KADINDA MI, ERKEKTE MİDİR?

Gebe kalma ve doğum hadiselerinin nasıl cereyan ettiğini doğru olarak bilmeyen kimseler arasında çok yanlış bir inanış hüküm sürmektedir. Bu gibi kimseler bir karı kocanın çocukları olamayışından yalnızca kadını sorumlu tutar, bütün suçu ona yüklerler. Bu yüzden ilk karısı çocuk doğuramayınca onu boşayan, yahut kanunsuz olarak bir başka kadını, arkasından bir üçüncüyü eve getirip karısına "ortak" yapan erkekler az değildir.

Halbuki kısırlık sebebinin kadında olması ne kadar muhtemel ise, erkekte olması da aynı derece, belki daha fazla muhtemeldir. Nitekim SEKSOLOJİ YILLIĞI'ndaki "Bir Çiftçi Kızın Hikâyesi"nde çiftlik ağası, bir çocukları olamayışının bütün suçunu karşısında gördüğü, kendisine bir "evlât kazandıramadığı" için ona durmadan işkence yaptığı halde, sonradan asıl kısırlığın kendisinde olduğunu anlayarak utanmıştır.

Bu sebeple evlendikten sonra iki yıl geçtiği halde hâlâ çocuk yapamayan karı - kocalar, suçu birbirlerinin üstüne atmadan önce, ikisi de ayrı ayrı doktora gidip muayene olmalıdırlar. Kadının bir kadın hastalıkları mütehassısına, erkeğin de bir ürologa, yani idrar yolu ve tenasül hastalıkları mütehassısına gitmeleri lâzımdır.

İkisi de doktorların bütün sorularına doğru cevaplar vermeli ve onların söyleyecekleri laboratuar tahlille-yaptırmalıdırlar. Böylece kısırlığın hangisinde olduğu, hangi sebepten ileri geldiği meydana çıkar ve gerekli tedavi yapılır.

Biz bu kitapta gebe kalma hadisesinin nasıl cereyan ettiğini, kadında ve erkekte kısırlığın hangi sebeplerden ileri geldiğini ve ne çeşit bir tedavi yolu kullanılacağını kısa ve özlü bir şekilde anlatmaya çalıştık.

Kısırlık doğuran sebeplerden bazıları ya doğuştan veya sonraki bir hastalık yüzünden kadın veya erkek tenasül uzuvlarının ve iç ifraz guddelerinin iyi çalışmaması böylece sağlam yumurta veya tohum hücresi meydana getirememeleridir. Bu yüzden ileri gelen kısırlıkları ancak mütehassıs hekimler tedavi eder. (Giriş'ten)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat