#smrgKİTABEVİ Şirvan Şah ve Şema'il Banu Hikayesi: Klasik Türk Edebiyatından Halk Edebiyatına Geçişte Bir Eser -

Stok Kodu:
1199176075
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
504 s.
Basım Yeri:
Erzurum
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199176075
562180
Şirvan Şah ve Şema'il Banu Hikayesi: Klasik Türk Edebiyatından Halk Edebiyatına Geçişte Bir Eser -
Şirvan Şah ve Şema'il Banu Hikayesi: Klasik Türk Edebiyatından Halk Edebiyatına Geçişte Bir Eser - #smrgKİTABEVİ
0.00
Sözlü ve yazılı kültür arasında sürekli bir alış-veriş bulunmaktadır. Bu, hikâye geleneğinde de görülmektedir. Klasik Türk edebiyatında hikâye geleneği başlangıçta Farsça ve Arapçadan yapılan tercümeler veya adaptasyonlar yoluyla ortaya çıkmış, daha sonra bu üslup etrafında gelişen telif eserler meydana getirilmiştir. Halk tarafından beğenilen bazı eserlerin zamanla sözlü kültürün bir parçası oldukları da görülmektedir. Bu durum iki kültür arasındaki etkileşimin göstergesidir.

Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesi de klasik Türk edebiyatı muhitinde tercüme edilmiş eserlerden biridir. Bekâyi tarafından Farsçadan çevrilen eser, 1574'te Şehzade Murad (III. Murad)'a sunulmuştur. Eserin bilinen sekiz nüshası vardır. İncelemeye altısı dâhil edilmiştir. Bunlar XVIII. ve XIX. yüzyıllarda müstensihler tarafından kopya edilen metinlerdir. Nüshalar, yazarı bilinen bir eserin kopyaları olmalarına rağmen birbirlerinin aynısı değildir. Bu çalışmada, müstensihler tarafından çoğaltılan bir metnin, tıpkı sözlü kültürde gelişen halk hikâyelerindeki gibi, eş veya benzer metinlerinin oluştuğu, yazar veya kopya edenlerin beğenileriyle hikâyenin içerisine halk bilimine ait unsurların ciddi oranda yerleştirildiği ve böylelikle yeni eserlerin meydana getirildiği tezinden yola çıkılmıştır.

İncelemede, Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin klasik Türk edebiyatı ile halk bilimi başlıklarında ele alınması, alanlar arasındaki sınırı keskinleştirmek amacıyla yapılmamıştır. Çalışma, edebiyatın ortak bir zevkten ortaya çıktığı, sözlü ve yazılı kültür arasında benzer özelliklerin bulunduğu düşüncesiyle hazırlanmıştır.

Çalışma giriş ile dört bölümden oluşmaktadır. Girişte araştırmanın amacı ve nüsha okumada uygulanan yöntemin sınırları belirlendikten sonra Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin nüshaları, hikâye üzerine yapılan araştırmalar, hikâyenin kaynağı ve klasik Türk edebiyatı ile halk edebiyatında hikâyenin tanımı, tasnifi ve diğer özellikleri hakkında bilgi verilmiştir.

Birinci bölümde Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin yazarı İznikli Bekâyi'nin hayatı, edebi şahsiyeti ve eserleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin şekil ve muhtevası klasik Türk edebiyatındaki mesneviler ve mensur hikâyelerin özellikleri dikkate alınarak incelenmiştir. Çalışmada üçüncü bölüm hikâyenin halk bilimi unsurlarına ayrılmıştır. Bu kısımda önce hikâyenin şahıs kadrosu tanıtılmış, zaman-mekân ve kişi ilişkisi üzerinde durulmuştur. Daha sonra ulaşılan altı nüsha dikkate alınarak Şirvan Şah ve Şemail Banu'nun epizotları, motifleri, şiirleri, söz kalıpları, arasözleri ile diğer halk edebiyatı unsurları hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca bu bölümde hikâyedeki geçiş merasimleri, halk eğlenceleri ve halk hekimliği uygulamaları Türk kültüründeki örnekleriyle mukayese edilmiştir.

Dördüncü bölüm Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin Agâh Sırrı Levend (ASL) nüshasına ait metninden oluşmaktadır. Çalışma sonuç, kaynaklar, sözlük ve dizinle sona ermektedir. Ekler kısmında ise ASL nüshasının tıpkıbasımı yer almaktadır.

Sözlü ve yazılı kültür arasında sürekli bir alış-veriş bulunmaktadır. Bu, hikâye geleneğinde de görülmektedir. Klasik Türk edebiyatında hikâye geleneği başlangıçta Farsça ve Arapçadan yapılan tercümeler veya adaptasyonlar yoluyla ortaya çıkmış, daha sonra bu üslup etrafında gelişen telif eserler meydana getirilmiştir. Halk tarafından beğenilen bazı eserlerin zamanla sözlü kültürün bir parçası oldukları da görülmektedir. Bu durum iki kültür arasındaki etkileşimin göstergesidir.

Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesi de klasik Türk edebiyatı muhitinde tercüme edilmiş eserlerden biridir. Bekâyi tarafından Farsçadan çevrilen eser, 1574'te Şehzade Murad (III. Murad)'a sunulmuştur. Eserin bilinen sekiz nüshası vardır. İncelemeye altısı dâhil edilmiştir. Bunlar XVIII. ve XIX. yüzyıllarda müstensihler tarafından kopya edilen metinlerdir. Nüshalar, yazarı bilinen bir eserin kopyaları olmalarına rağmen birbirlerinin aynısı değildir. Bu çalışmada, müstensihler tarafından çoğaltılan bir metnin, tıpkı sözlü kültürde gelişen halk hikâyelerindeki gibi, eş veya benzer metinlerinin oluştuğu, yazar veya kopya edenlerin beğenileriyle hikâyenin içerisine halk bilimine ait unsurların ciddi oranda yerleştirildiği ve böylelikle yeni eserlerin meydana getirildiği tezinden yola çıkılmıştır.

İncelemede, Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin klasik Türk edebiyatı ile halk bilimi başlıklarında ele alınması, alanlar arasındaki sınırı keskinleştirmek amacıyla yapılmamıştır. Çalışma, edebiyatın ortak bir zevkten ortaya çıktığı, sözlü ve yazılı kültür arasında benzer özelliklerin bulunduğu düşüncesiyle hazırlanmıştır.

Çalışma giriş ile dört bölümden oluşmaktadır. Girişte araştırmanın amacı ve nüsha okumada uygulanan yöntemin sınırları belirlendikten sonra Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin nüshaları, hikâye üzerine yapılan araştırmalar, hikâyenin kaynağı ve klasik Türk edebiyatı ile halk edebiyatında hikâyenin tanımı, tasnifi ve diğer özellikleri hakkında bilgi verilmiştir.

Birinci bölümde Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin yazarı İznikli Bekâyi'nin hayatı, edebi şahsiyeti ve eserleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin şekil ve muhtevası klasik Türk edebiyatındaki mesneviler ve mensur hikâyelerin özellikleri dikkate alınarak incelenmiştir. Çalışmada üçüncü bölüm hikâyenin halk bilimi unsurlarına ayrılmıştır. Bu kısımda önce hikâyenin şahıs kadrosu tanıtılmış, zaman-mekân ve kişi ilişkisi üzerinde durulmuştur. Daha sonra ulaşılan altı nüsha dikkate alınarak Şirvan Şah ve Şemail Banu'nun epizotları, motifleri, şiirleri, söz kalıpları, arasözleri ile diğer halk edebiyatı unsurları hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca bu bölümde hikâyedeki geçiş merasimleri, halk eğlenceleri ve halk hekimliği uygulamaları Türk kültüründeki örnekleriyle mukayese edilmiştir.

Dördüncü bölüm Şirvan Şah ve Şemail Banu hikâyesinin Agâh Sırrı Levend (ASL) nüshasına ait metninden oluşmaktadır. Çalışma sonuç, kaynaklar, sözlük ve dizinle sona ermektedir. Ekler kısmında ise ASL nüshasının tıpkıbasımı yer almaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat