#smrgKİTABEVİ Son Dağ -

ISBN-10:
9786051418476
Stok Kodu:
1199176058
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
144 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199176058
562163
Son Dağ -
Son Dağ - #smrgKİTABEVİ
0.00
Belli ki bir ağıtçıyım ben,
Karanlık çöktüğünde
Dağların ötesinde
Kimi ansam bakıyor bana acıyla.

Bu bir ağıtsa
Ağlamak henüz başlamadı

“Dağ, Anne, Çocuk ve İnanmak bölümlerinden oluşan “Son Dağ” adlı kitabında Bejan Matur bize, “sonsuz kardeşlik vaat eden, olmayan bir ülke umuduna adanmış yaşamlara, ağaçların ve peygamberlerin rüzgarında büyüyen bağlılığa ve kefensiz ölümlere” karşı duyduğu kutsal çaresizlik ve kederi anlatır.

Onun gözünde adanmış yaşamlar aklın alanında değil; yürek gibi açılmış dağlarda bir olma arzusuyla ışığa yönelen kalbin alanındadır.

O nedenle şair, kitap boyunca kutsal bir saygıyla andığı bu bağlılığı, kadının aşka olan inancının sağlamlığı ve hayata karşı duruşunun gerçekçiliğiyle ilişkilendirir.

Kız çocuklarının tamamlanarak yeniden doğuş ümidiyle başka hayatlara adanmış yaşamlarına” sarmaşık dersek; “dağ”, sarmaşığın bir olmak istediği ağacı; “kardeşlik vaat eden ülke” ise mutlak uyumu, anne sıcağını, yuvayı ve sonsuz aşkı simgeler.

Sonsuzluğa bakan kederli anne bakışı, hüzün, acı, ağıt; çok şeyleri saklayan ve kök gibi duran Anadolu kadını ve ellerindeki mor damarlar...

Dizeleri okurken; hakikati bilen kainatın sonsuz sabrı, zamansızlık, yaradılışın sırrı, bitmeyen acı, hüznü yapan ve her gün içimizde biraz daha çoğalan geçmiş, kırık kaplerdeki ağrı, anne özlemi, yuva ve sonsuz şefkat arayışı siner ruhunuza...

Kitap boyunca; Anadolu kadını gibi suskun yeryüzünü, mor dağların gölgesini, vakarını, uçurumları, kimi zaman “peygamber kızların” nefesi, kimi zamansa Tanrının soluğu olan, ama hep hasretle uğuldayan vadileri, kainatın heybetli sessizliğini, geyikleri, yeryüzünü kanatlarıyla çizen kuşları, efkârlı ağaçları, umudu, salınan kavak ağaçlarını, üzüm kokan rüzgarı, nar ağaçlarının hevesini, Tanrılara sunulan afyon çiçeklerini, kuyuların yankısını, insana yer bırakmayan karanlığı ve karanlıkta ağlayışla aşkı anlatan dalları duyarsınız... - Vedat Özdan

İçindekiler;
Ağıtçılar gelmeden, Ve kelimeler, Harf, Hayal, Gölge, Eski karanlık, Acı, Umut, Kehanet, Bilinmeyende, Göç, Öperken yeryüzünü, O gülüş yaradılıştır,Son Dağ, Bir ağıtsa bu, Dil, Yok oluşun yüzyılı, Biliyorum söylenmeyeli, İki rüyada büyümek, Senin omzuna yaslanmak, Bekleyiş dolu bir dağ, Ağıtçılar gelmeden, Yürümek, Dönselerdi, Ki, Sonra kadınlar, Bir dağdan gidememek, Düğüm, Issızlık başladı sonra, Güneş yarası

Belli ki bir ağıtçıyım ben,
Karanlık çöktüğünde
Dağların ötesinde
Kimi ansam bakıyor bana acıyla.

Bu bir ağıtsa
Ağlamak henüz başlamadı

“Dağ, Anne, Çocuk ve İnanmak bölümlerinden oluşan “Son Dağ” adlı kitabında Bejan Matur bize, “sonsuz kardeşlik vaat eden, olmayan bir ülke umuduna adanmış yaşamlara, ağaçların ve peygamberlerin rüzgarında büyüyen bağlılığa ve kefensiz ölümlere” karşı duyduğu kutsal çaresizlik ve kederi anlatır.

Onun gözünde adanmış yaşamlar aklın alanında değil; yürek gibi açılmış dağlarda bir olma arzusuyla ışığa yönelen kalbin alanındadır.

O nedenle şair, kitap boyunca kutsal bir saygıyla andığı bu bağlılığı, kadının aşka olan inancının sağlamlığı ve hayata karşı duruşunun gerçekçiliğiyle ilişkilendirir.

Kız çocuklarının tamamlanarak yeniden doğuş ümidiyle başka hayatlara adanmış yaşamlarına” sarmaşık dersek; “dağ”, sarmaşığın bir olmak istediği ağacı; “kardeşlik vaat eden ülke” ise mutlak uyumu, anne sıcağını, yuvayı ve sonsuz aşkı simgeler.

Sonsuzluğa bakan kederli anne bakışı, hüzün, acı, ağıt; çok şeyleri saklayan ve kök gibi duran Anadolu kadını ve ellerindeki mor damarlar...

Dizeleri okurken; hakikati bilen kainatın sonsuz sabrı, zamansızlık, yaradılışın sırrı, bitmeyen acı, hüznü yapan ve her gün içimizde biraz daha çoğalan geçmiş, kırık kaplerdeki ağrı, anne özlemi, yuva ve sonsuz şefkat arayışı siner ruhunuza...

Kitap boyunca; Anadolu kadını gibi suskun yeryüzünü, mor dağların gölgesini, vakarını, uçurumları, kimi zaman “peygamber kızların” nefesi, kimi zamansa Tanrının soluğu olan, ama hep hasretle uğuldayan vadileri, kainatın heybetli sessizliğini, geyikleri, yeryüzünü kanatlarıyla çizen kuşları, efkârlı ağaçları, umudu, salınan kavak ağaçlarını, üzüm kokan rüzgarı, nar ağaçlarının hevesini, Tanrılara sunulan afyon çiçeklerini, kuyuların yankısını, insana yer bırakmayan karanlığı ve karanlıkta ağlayışla aşkı anlatan dalları duyarsınız... - Vedat Özdan

İçindekiler;
Ağıtçılar gelmeden, Ve kelimeler, Harf, Hayal, Gölge, Eski karanlık, Acı, Umut, Kehanet, Bilinmeyende, Göç, Öperken yeryüzünü, O gülüş yaradılıştır,Son Dağ, Bir ağıtsa bu, Dil, Yok oluşun yüzyılı, Biliyorum söylenmeyeli, İki rüyada büyümek, Senin omzuna yaslanmak, Bekleyiş dolu bir dağ, Ağıtçılar gelmeden, Yürümek, Dönselerdi, Ki, Sonra kadınlar, Bir dağdan gidememek, Düğüm, Issızlık başladı sonra, Güneş yarası

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat