#smrgKİTABEVİ Sultan (II) Mahmud'un Ölümü - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
144,00
Havale/EFT ile:
139,68
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199251360
638357
https://www.simurgkitabevi.com/sultan-ii-mahmudun-olumu-2025
Sultan (II) Mahmud'un Ölümü - 2025 #smrgKİTABEVİ
144.00
Hiç Bir abide o suskun ve dik, yüzü yok başı kesik. Toprak saklarken canı, ateşten yazılmış kanlı fermanı. Kim bilir hangi bahtsız yatar göğsünde, karanlığın içinde. Yazıt silik, harfler gömülü, zaman durmuş; ne diri ne ölü. Ve bilir o tanık: Mühürlense de sesi, kalır çağlara direnen nefesi. İhanet solar hakikat yeşerir, her suskun yazıt bir gün dile gelir. Dua bilmez yüreği sızlar, bir damla gözyaşında maziyi anar. Unutma! Suskun gölge konuşur; unutansa kendiyle avunur. Mezar değil çağların saklı hecesi, devlete adanmış başın nefesi. Bir çift göz deler gecenin bağrını, yarınsız çağırır intikamını. Asırlar geçse de abidenin önünde, suskunluğun en gür sesinde. Kanla yoğrulmuş yemin taşır, hangi el değse geçmişi çağırır. Kimi ışıklarla uyur, kimi rahmet okur. Kimi dua ile yükselir, kimi şarkıyla süslenir. Geçersen bir gün önünden, hakikat seslenir derinden. Ama ölüm hep terazidir; zaferin izi kalıcı, ufukta sessizdir. Aralanır sonsuzluğun kapısı, kapanırken insanın o son yarası. Bir ses yükselir hiçliğin ortasında; Ölümden daha ciddi ne var bu dünyada?
Hiç Bir abide o suskun ve dik, yüzü yok başı kesik. Toprak saklarken canı, ateşten yazılmış kanlı fermanı. Kim bilir hangi bahtsız yatar göğsünde, karanlığın içinde. Yazıt silik, harfler gömülü, zaman durmuş; ne diri ne ölü. Ve bilir o tanık: Mühürlense de sesi, kalır çağlara direnen nefesi. İhanet solar hakikat yeşerir, her suskun yazıt bir gün dile gelir. Dua bilmez yüreği sızlar, bir damla gözyaşında maziyi anar. Unutma! Suskun gölge konuşur; unutansa kendiyle avunur. Mezar değil çağların saklı hecesi, devlete adanmış başın nefesi. Bir çift göz deler gecenin bağrını, yarınsız çağırır intikamını. Asırlar geçse de abidenin önünde, suskunluğun en gür sesinde. Kanla yoğrulmuş yemin taşır, hangi el değse geçmişi çağırır. Kimi ışıklarla uyur, kimi rahmet okur. Kimi dua ile yükselir, kimi şarkıyla süslenir. Geçersen bir gün önünden, hakikat seslenir derinden. Ama ölüm hep terazidir; zaferin izi kalıcı, ufukta sessizdir. Aralanır sonsuzluğun kapısı, kapanırken insanın o son yarası. Bir ses yükselir hiçliğin ortasında; Ölümden daha ciddi ne var bu dünyada?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.