#smrgKİTABEVİ Temsili Roma - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6257107990
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
227,50
Havale/EFT ile:
220,68
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199244484
631727
https://www.simurgkitabevi.com/temsili-roma-2025
Temsili Roma - 2025 #smrgKİTABEVİ
227.50
Roma ile Osmanlı İmparatorluğu arasında bir bağ kurulabilir mi?
Antik çağın Roma mirası Osmanlı eliyle yakın çağa taşındı mı?
Zümrüd-ü Anka, pek çok kültürlerde yaşayan efsanevi bir kuştur.
Antik Çağın son dönemlerinde de ölümsüzlükle Zümrüd-ü Anka kuşu arasında bir ilişki olduğu düşünülmüştü. Ölümsüz Roma'ya benzetilen Anka kuşu, geç dönem Roma İmparatorluğunun madeni paralarında Sonsuz Kentin simgesi olarak yer alırdı. Ayrıca, yeniden diriliş ve ölümden sonraki yaşam gibi, yeni gelişmekte olan Hıristiyanlıktaki bazı görüşlerin de mecazi bir anlatımı olarak yorumlanırdı.
Osmanlıların Anka veya Zümrüdü Anka dedikleri Simurg, devlet kuşu olarak da bilinmektedir. Osmanlı Sarayında da Simurg minyatürleri Zübdetüt-Tevârih, Hümayunnâme ve Falnâme gibi eserlerde yer almaktadır.
Osmanlılar, adeta bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi Roma İmparatorluğu'nun yanmış küllerinden yükselen muazzam bir medeniyet olarak tezahür etmiştir. Bu epik diriliş, yalnızca coğrafi bir mirasın devralınmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda siyasi, kültürel ve idari bir sentezin de benzersiz bir örneğini teşkil etmiştir. Roma'nın hukuki ve mimari mirasını, İslam'ın ruhani ve ahlaki değerleriyle harmanlayan Osmanlılar, üç kıtaya yayılan bir imparatorluk kurarak, antik dünyanın görkemini yeni ve yakın çağa taşımışlardır. İstanbul'un fethi, bu dirilişin en sembolik anlarından biri olarak, Romanın son kalıntılarını da içine alarak, Osmanlı'yı bir "cihan devleti" haline getirmiştir. Bu süreçte, devletin kurumsal yapısı, askeri disiplini ve hoşgörüye dayalı toplumsal düzeni, Roma'nın evrenselci ideallerini adeta yeniden canlandırmıştır. Dolayısıyla, Osmanlı Devleti, yalnızca bir siyasi varlık olmanın ötesinde, antikitenin ruhunu taşıyan ve onu yeni bir medeniyet projesine dönüştüren bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi tarih sahnesinde yerini almıştır.
Antik çağın Roma mirası Osmanlı eliyle yakın çağa taşındı mı?
Zümrüd-ü Anka, pek çok kültürlerde yaşayan efsanevi bir kuştur.
Antik Çağın son dönemlerinde de ölümsüzlükle Zümrüd-ü Anka kuşu arasında bir ilişki olduğu düşünülmüştü. Ölümsüz Roma'ya benzetilen Anka kuşu, geç dönem Roma İmparatorluğunun madeni paralarında Sonsuz Kentin simgesi olarak yer alırdı. Ayrıca, yeniden diriliş ve ölümden sonraki yaşam gibi, yeni gelişmekte olan Hıristiyanlıktaki bazı görüşlerin de mecazi bir anlatımı olarak yorumlanırdı.
Osmanlıların Anka veya Zümrüdü Anka dedikleri Simurg, devlet kuşu olarak da bilinmektedir. Osmanlı Sarayında da Simurg minyatürleri Zübdetüt-Tevârih, Hümayunnâme ve Falnâme gibi eserlerde yer almaktadır.
Osmanlılar, adeta bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi Roma İmparatorluğu'nun yanmış küllerinden yükselen muazzam bir medeniyet olarak tezahür etmiştir. Bu epik diriliş, yalnızca coğrafi bir mirasın devralınmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda siyasi, kültürel ve idari bir sentezin de benzersiz bir örneğini teşkil etmiştir. Roma'nın hukuki ve mimari mirasını, İslam'ın ruhani ve ahlaki değerleriyle harmanlayan Osmanlılar, üç kıtaya yayılan bir imparatorluk kurarak, antik dünyanın görkemini yeni ve yakın çağa taşımışlardır. İstanbul'un fethi, bu dirilişin en sembolik anlarından biri olarak, Romanın son kalıntılarını da içine alarak, Osmanlı'yı bir "cihan devleti" haline getirmiştir. Bu süreçte, devletin kurumsal yapısı, askeri disiplini ve hoşgörüye dayalı toplumsal düzeni, Roma'nın evrenselci ideallerini adeta yeniden canlandırmıştır. Dolayısıyla, Osmanlı Devleti, yalnızca bir siyasi varlık olmanın ötesinde, antikitenin ruhunu taşıyan ve onu yeni bir medeniyet projesine dönüştüren bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi tarih sahnesinde yerini almıştır.
Roma ile Osmanlı İmparatorluğu arasında bir bağ kurulabilir mi?
Antik çağın Roma mirası Osmanlı eliyle yakın çağa taşındı mı?
Zümrüd-ü Anka, pek çok kültürlerde yaşayan efsanevi bir kuştur.
Antik Çağın son dönemlerinde de ölümsüzlükle Zümrüd-ü Anka kuşu arasında bir ilişki olduğu düşünülmüştü. Ölümsüz Roma'ya benzetilen Anka kuşu, geç dönem Roma İmparatorluğunun madeni paralarında Sonsuz Kentin simgesi olarak yer alırdı. Ayrıca, yeniden diriliş ve ölümden sonraki yaşam gibi, yeni gelişmekte olan Hıristiyanlıktaki bazı görüşlerin de mecazi bir anlatımı olarak yorumlanırdı.
Osmanlıların Anka veya Zümrüdü Anka dedikleri Simurg, devlet kuşu olarak da bilinmektedir. Osmanlı Sarayında da Simurg minyatürleri Zübdetüt-Tevârih, Hümayunnâme ve Falnâme gibi eserlerde yer almaktadır.
Osmanlılar, adeta bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi Roma İmparatorluğu'nun yanmış küllerinden yükselen muazzam bir medeniyet olarak tezahür etmiştir. Bu epik diriliş, yalnızca coğrafi bir mirasın devralınmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda siyasi, kültürel ve idari bir sentezin de benzersiz bir örneğini teşkil etmiştir. Roma'nın hukuki ve mimari mirasını, İslam'ın ruhani ve ahlaki değerleriyle harmanlayan Osmanlılar, üç kıtaya yayılan bir imparatorluk kurarak, antik dünyanın görkemini yeni ve yakın çağa taşımışlardır. İstanbul'un fethi, bu dirilişin en sembolik anlarından biri olarak, Romanın son kalıntılarını da içine alarak, Osmanlı'yı bir "cihan devleti" haline getirmiştir. Bu süreçte, devletin kurumsal yapısı, askeri disiplini ve hoşgörüye dayalı toplumsal düzeni, Roma'nın evrenselci ideallerini adeta yeniden canlandırmıştır. Dolayısıyla, Osmanlı Devleti, yalnızca bir siyasi varlık olmanın ötesinde, antikitenin ruhunu taşıyan ve onu yeni bir medeniyet projesine dönüştüren bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi tarih sahnesinde yerini almıştır.
Antik çağın Roma mirası Osmanlı eliyle yakın çağa taşındı mı?
Zümrüd-ü Anka, pek çok kültürlerde yaşayan efsanevi bir kuştur.
Antik Çağın son dönemlerinde de ölümsüzlükle Zümrüd-ü Anka kuşu arasında bir ilişki olduğu düşünülmüştü. Ölümsüz Roma'ya benzetilen Anka kuşu, geç dönem Roma İmparatorluğunun madeni paralarında Sonsuz Kentin simgesi olarak yer alırdı. Ayrıca, yeniden diriliş ve ölümden sonraki yaşam gibi, yeni gelişmekte olan Hıristiyanlıktaki bazı görüşlerin de mecazi bir anlatımı olarak yorumlanırdı.
Osmanlıların Anka veya Zümrüdü Anka dedikleri Simurg, devlet kuşu olarak da bilinmektedir. Osmanlı Sarayında da Simurg minyatürleri Zübdetüt-Tevârih, Hümayunnâme ve Falnâme gibi eserlerde yer almaktadır.
Osmanlılar, adeta bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi Roma İmparatorluğu'nun yanmış küllerinden yükselen muazzam bir medeniyet olarak tezahür etmiştir. Bu epik diriliş, yalnızca coğrafi bir mirasın devralınmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda siyasi, kültürel ve idari bir sentezin de benzersiz bir örneğini teşkil etmiştir. Roma'nın hukuki ve mimari mirasını, İslam'ın ruhani ve ahlaki değerleriyle harmanlayan Osmanlılar, üç kıtaya yayılan bir imparatorluk kurarak, antik dünyanın görkemini yeni ve yakın çağa taşımışlardır. İstanbul'un fethi, bu dirilişin en sembolik anlarından biri olarak, Romanın son kalıntılarını da içine alarak, Osmanlı'yı bir "cihan devleti" haline getirmiştir. Bu süreçte, devletin kurumsal yapısı, askeri disiplini ve hoşgörüye dayalı toplumsal düzeni, Roma'nın evrenselci ideallerini adeta yeniden canlandırmıştır. Dolayısıyla, Osmanlı Devleti, yalnızca bir siyasi varlık olmanın ötesinde, antikitenin ruhunu taşıyan ve onu yeni bir medeniyet projesine dönüştüren bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi tarih sahnesinde yerini almıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.