#smrgSAHAF Türklerde Yazı Sanatı: Türk Sanat Yazılarının Grafolojisi ve Estetiği Üzerine Sosyo - Psikolojik Deneme - 1958

Basıldığı Matbaa:
Mars Ticaret ve Sanayi A. Ş. Matbaası
Stok Kodu:
1199064121
Boyut:
24x30
Sayfa Sayısı:
88 s. + Örnekler
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1958
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199064121
450058
Türklerde Yazı Sanatı: Türk Sanat Yazılarının Grafolojisi ve Estetiği Üzerine Sosyo - Psikolojik Deneme -        1958
Türklerde Yazı Sanatı: Türk Sanat Yazılarının Grafolojisi ve Estetiği Üzerine Sosyo - Psikolojik Deneme - 1958 #smrgSAHAF
0.00
Hattatlık dediğimiz yazı sanatı benim çocukluğumun, gençliğimin büyük bir kısmını doldurur. Daha küçücük bir çocukken İstanbul'da Tophane'de Kışla arkası mektebinde Hacı Mustafa Efendi'den sülüs dersi aldım. Sonra yine Tophane'de Salıpazarı'nda Mektebi Feyziye'de onun da hocası olan hattat Çukurcumalı Hoca Kadri Efendi'den sülüs, nesih dersleri aldım. Sonra, idadide okurken yine Hattat Kadri Efendiden yıllarca sülüs, nesih dersleri aldım. Meşrutiyetten önce. Babıâli Divanı Hümâyûn Mühimme Kaleminde iken reisülhattatin olan Kâmil Efendi'den sülüs, nesih, divanî dersleri aldım. O sırada reisülhattatin Hacı Sami Efendi'den de sülüs celisi dersleri aldım. 1908'de İstanbul'da Çarşamba'da açılan Darülmuallimini İptidaiye'ye hat öğretmeni oldum. Yıllarca bu işi gördüm. Yaşamım boyunca mimarlık, resim, bezeme estetiğinin sırlarına akıl erdirmeye çabaladım. Bu arada yazı estetiğine de merak sardım. Eliflerin, ayınların, kafların, vavların güzellik sırlarını deşmeye çabaladım. Bu işi yapmak için ortada aydınlatacak hiç bir ışık, yazılı hiç bir düşünce yoktu. Hiç bir hattat, hiç bir yazı sanatçısı da düşünceleri ile beni aydınlatmış değildi. Yazı tarihçileri de öyle. Bu insanların bütün bildikleri "yazı sanayii nefisedendir, yazı ince bir sanattır" demekti! Ne yapacaktım? Mânevi bilimlerle uğraşan bir insandım. Bütün hattatlık denemelerimi psikoloji, estetik, sosyoloji bilgilerimle aydınlatmıya çabalıyacaktım. İşte yaşamım boyunca ben de bunu yaptım. -Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu (Başlangıçtan)
Hattatlık dediğimiz yazı sanatı benim çocukluğumun, gençliğimin büyük bir kısmını doldurur. Daha küçücük bir çocukken İstanbul'da Tophane'de Kışla arkası mektebinde Hacı Mustafa Efendi'den sülüs dersi aldım. Sonra yine Tophane'de Salıpazarı'nda Mektebi Feyziye'de onun da hocası olan hattat Çukurcumalı Hoca Kadri Efendi'den sülüs, nesih dersleri aldım. Sonra, idadide okurken yine Hattat Kadri Efendiden yıllarca sülüs, nesih dersleri aldım. Meşrutiyetten önce. Babıâli Divanı Hümâyûn Mühimme Kaleminde iken reisülhattatin olan Kâmil Efendi'den sülüs, nesih, divanî dersleri aldım. O sırada reisülhattatin Hacı Sami Efendi'den de sülüs celisi dersleri aldım. 1908'de İstanbul'da Çarşamba'da açılan Darülmuallimini İptidaiye'ye hat öğretmeni oldum. Yıllarca bu işi gördüm. Yaşamım boyunca mimarlık, resim, bezeme estetiğinin sırlarına akıl erdirmeye çabaladım. Bu arada yazı estetiğine de merak sardım. Eliflerin, ayınların, kafların, vavların güzellik sırlarını deşmeye çabaladım. Bu işi yapmak için ortada aydınlatacak hiç bir ışık, yazılı hiç bir düşünce yoktu. Hiç bir hattat, hiç bir yazı sanatçısı da düşünceleri ile beni aydınlatmış değildi. Yazı tarihçileri de öyle. Bu insanların bütün bildikleri "yazı sanayii nefisedendir, yazı ince bir sanattır" demekti! Ne yapacaktım? Mânevi bilimlerle uğraşan bir insandım. Bütün hattatlık denemelerimi psikoloji, estetik, sosyoloji bilgilerimle aydınlatmıya çabalıyacaktım. İşte yaşamım boyunca ben de bunu yaptım. -Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu (Başlangıçtan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat