#smrgSAHAF Yitik Ruhlar Irmağı: Sınırda Yaşanan Bir Aşkın Anısına -

Stok Kodu:
1199045470
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
272 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Çeviren:
İlknur İgan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199045470
431467
Yitik Ruhlar Irmağı: Sınırda Yaşanan Bir Aşkın Anısına -
Yitik Ruhlar Irmağı: Sınırda Yaşanan Bir Aşkın Anısına - #smrgSAHAF
0.00
Bilinç olmasaydı, zaman olur muydu? Bu soruyu başka bir soruyla perçinlemek ya da içinden çıkılmaz hale dönüştürmek mümkün: Zaman, insanın uydurduğu bir şey mi? Dünyaya fırlatılıp atılan, başlangıca değil de gidişata müdahale etmek isteyen insanın...

Palmen'e göre zaman, hükmetmek, onu kendine ait kılmak, bütünlemek / parçalamak isteyen insanın uydurduğu bir şey...

Peki, bunca kirletilmiş, değersizleştirilmiş, kanatılmış bir ‘zaman'da, yani günümüzde, sınırda yaşanan bir aşk nasıl tarif edilebilir? Gizli ve hafif şehvani mi?.. Yıkıcı, sakınılması ve aklanması gereken utanç verici bir şey mi?.. Ya da küçük bir sır mı?

Palmen, neredeyse insanlığın tarihi kadar eski ve çok çiğnenmiş iki kavramı, ‘aşk ve ölüm'ü, konuşur gibi, bilir de bilmezden gelir gibi anlatıyor. Onca ‘yaşanmışlık'a rağmen, romanda ne ‘hakikat' sırıtıyor, ne de yanılsama zincirinin dişlileri ‘tekrar'ın etrafında dönüyor. Daha ilk satırla içinize sızmayı başarıyor. Tutkuyu, bağımlılığı, mahremiyeti, çıplaklığı, aidiyeti, ihaneti, dostluğu birkaç cümle ile yığıveriyor önünüze. Öyle ki, gündelik hayatta sık sık karşılaştığınız, dokunduğunuz, bildiğiniz şeylere, farklı bir açıdan, daha önce hiç düşünmediğiniz, muhtemelen düşünmeyeceğiniz bir açıdan bakmanıza olanak sunuyor... (Arka kapaktan)

Bilinç olmasaydı, zaman olur muydu? Bu soruyu başka bir soruyla perçinlemek ya da içinden çıkılmaz hale dönüştürmek mümkün: Zaman, insanın uydurduğu bir şey mi? Dünyaya fırlatılıp atılan, başlangıca değil de gidişata müdahale etmek isteyen insanın...

Palmen'e göre zaman, hükmetmek, onu kendine ait kılmak, bütünlemek / parçalamak isteyen insanın uydurduğu bir şey...

Peki, bunca kirletilmiş, değersizleştirilmiş, kanatılmış bir ‘zaman'da, yani günümüzde, sınırda yaşanan bir aşk nasıl tarif edilebilir? Gizli ve hafif şehvani mi?.. Yıkıcı, sakınılması ve aklanması gereken utanç verici bir şey mi?.. Ya da küçük bir sır mı?

Palmen, neredeyse insanlığın tarihi kadar eski ve çok çiğnenmiş iki kavramı, ‘aşk ve ölüm'ü, konuşur gibi, bilir de bilmezden gelir gibi anlatıyor. Onca ‘yaşanmışlık'a rağmen, romanda ne ‘hakikat' sırıtıyor, ne de yanılsama zincirinin dişlileri ‘tekrar'ın etrafında dönüyor. Daha ilk satırla içinize sızmayı başarıyor. Tutkuyu, bağımlılığı, mahremiyeti, çıplaklığı, aidiyeti, ihaneti, dostluğu birkaç cümle ile yığıveriyor önünüze. Öyle ki, gündelik hayatta sık sık karşılaştığınız, dokunduğunuz, bildiğiniz şeylere, farklı bir açıdan, daha önce hiç düşünmediğiniz, muhtemelen düşünmeyeceğiniz bir açıdan bakmanıza olanak sunuyor... (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat