#smrgKİTABEVİ ABD - Çin Arasında Artan Güç Mücadelesi : Sistemsel Rekabetin Geri Dönüşü - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253763206
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
392
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
337,50
Havale/EFT ile:
327,38
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242586
629786
https://www.simurgkitabevi.com/abd-cin-arasinda-artan-guc-mucadelesi-sistemsel-rekabetin-geri-donusu-2025
ABD - Çin Arasında Artan Güç Mücadelesi : Sistemsel Rekabetin Geri Dönüşü - 2025 #smrgKİTABEVİ
337.50
Kaçınılmaz çatışma mı yeni bir iki kutuplu düzen mi?
ABD-Çin rekabeti, günümüzde uluslararası ilişkilerin ve küresel ekonominin en önemli dinamiklerinden birini ifade etmektedir. 21. yüzyılın büyük güç rekabeti sadece askerî, ekonomik ya da jeopolitik değil teknolojik ve ideolojik alanda da derinleşen bir mücadeledir. ABD-Çin arasında yaşanan rekabet, Soğuk Savaş sonrası dönemin yeni güç mücadelesidir. Her ne kadar bu rekabet, ideolojik ve askerî olduğu kadar aynı zamanda birbirine bağımlı iki dev ekonomi arasında geçen bir karşılıklı bağımlılık çatışmasıdır. Bu nedenle klasik Soğuk Savaş'tan farklı dinamiklere sahiptir.
Bu kitap; “Süper Güç” olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tarafta ise yükselen bir güç olan olan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasında yaşanan rekabet ilişkisini neorealist kuram çerçevesinde ele almakta, güç geçişini hızlandıran önemli gelişmeleri ve yaşanan değişimleri okuyucuyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Çin, 19. yüzyıldan itibaren “utanç yüzyılı” olarak tanımladığı dönemin kapanışını yaparken ABD kendi savunduğu değerlerin aksine bir yoldan ilerleyerek kendi normatif kimliğini, liberal değerlerini ve mevcut ilkelerini yok sayarak yeni bir utanç yüzyılın kapısını aralamaktadır.
Çin'in dünya siyasetinin hemen her oyuncusu için ilgi odağı hâline gelmesi, küresel rekabet oyununu kendi kurallarına göre oynayarak ABD'nin karşısında ana rakip olarak belirlediği aşikârdır. Bu kitap, Batı'nın gerilerken Doğu'nun yükselişe geçtiğini, Çin'in sistem içerisindeki istikrarlı yükselişi karşısında ABD tarafından hissedilen çok yönlü tehdit algısının ikili ilişkileri daha kırılgan hâle getirdiğini ve güç rekabetinin devletleri ''Tukidides Tuzağı'' içerisine çektiği yöndeki argümanından yola çıkarak değişen güç ilişkisini geniş bir yelpaze içerisinde irdelemektedir.
ABD-Çin rekabeti, günümüzde uluslararası ilişkilerin ve küresel ekonominin en önemli dinamiklerinden birini ifade etmektedir. 21. yüzyılın büyük güç rekabeti sadece askerî, ekonomik ya da jeopolitik değil teknolojik ve ideolojik alanda da derinleşen bir mücadeledir. ABD-Çin arasında yaşanan rekabet, Soğuk Savaş sonrası dönemin yeni güç mücadelesidir. Her ne kadar bu rekabet, ideolojik ve askerî olduğu kadar aynı zamanda birbirine bağımlı iki dev ekonomi arasında geçen bir karşılıklı bağımlılık çatışmasıdır. Bu nedenle klasik Soğuk Savaş'tan farklı dinamiklere sahiptir.
Bu kitap; “Süper Güç” olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tarafta ise yükselen bir güç olan olan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasında yaşanan rekabet ilişkisini neorealist kuram çerçevesinde ele almakta, güç geçişini hızlandıran önemli gelişmeleri ve yaşanan değişimleri okuyucuyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Çin, 19. yüzyıldan itibaren “utanç yüzyılı” olarak tanımladığı dönemin kapanışını yaparken ABD kendi savunduğu değerlerin aksine bir yoldan ilerleyerek kendi normatif kimliğini, liberal değerlerini ve mevcut ilkelerini yok sayarak yeni bir utanç yüzyılın kapısını aralamaktadır.
Çin'in dünya siyasetinin hemen her oyuncusu için ilgi odağı hâline gelmesi, küresel rekabet oyununu kendi kurallarına göre oynayarak ABD'nin karşısında ana rakip olarak belirlediği aşikârdır. Bu kitap, Batı'nın gerilerken Doğu'nun yükselişe geçtiğini, Çin'in sistem içerisindeki istikrarlı yükselişi karşısında ABD tarafından hissedilen çok yönlü tehdit algısının ikili ilişkileri daha kırılgan hâle getirdiğini ve güç rekabetinin devletleri ''Tukidides Tuzağı'' içerisine çektiği yöndeki argümanından yola çıkarak değişen güç ilişkisini geniş bir yelpaze içerisinde irdelemektedir.
Kaçınılmaz çatışma mı yeni bir iki kutuplu düzen mi?
ABD-Çin rekabeti, günümüzde uluslararası ilişkilerin ve küresel ekonominin en önemli dinamiklerinden birini ifade etmektedir. 21. yüzyılın büyük güç rekabeti sadece askerî, ekonomik ya da jeopolitik değil teknolojik ve ideolojik alanda da derinleşen bir mücadeledir. ABD-Çin arasında yaşanan rekabet, Soğuk Savaş sonrası dönemin yeni güç mücadelesidir. Her ne kadar bu rekabet, ideolojik ve askerî olduğu kadar aynı zamanda birbirine bağımlı iki dev ekonomi arasında geçen bir karşılıklı bağımlılık çatışmasıdır. Bu nedenle klasik Soğuk Savaş'tan farklı dinamiklere sahiptir.
Bu kitap; “Süper Güç” olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tarafta ise yükselen bir güç olan olan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasında yaşanan rekabet ilişkisini neorealist kuram çerçevesinde ele almakta, güç geçişini hızlandıran önemli gelişmeleri ve yaşanan değişimleri okuyucuyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Çin, 19. yüzyıldan itibaren “utanç yüzyılı” olarak tanımladığı dönemin kapanışını yaparken ABD kendi savunduğu değerlerin aksine bir yoldan ilerleyerek kendi normatif kimliğini, liberal değerlerini ve mevcut ilkelerini yok sayarak yeni bir utanç yüzyılın kapısını aralamaktadır.
Çin'in dünya siyasetinin hemen her oyuncusu için ilgi odağı hâline gelmesi, küresel rekabet oyununu kendi kurallarına göre oynayarak ABD'nin karşısında ana rakip olarak belirlediği aşikârdır. Bu kitap, Batı'nın gerilerken Doğu'nun yükselişe geçtiğini, Çin'in sistem içerisindeki istikrarlı yükselişi karşısında ABD tarafından hissedilen çok yönlü tehdit algısının ikili ilişkileri daha kırılgan hâle getirdiğini ve güç rekabetinin devletleri ''Tukidides Tuzağı'' içerisine çektiği yöndeki argümanından yola çıkarak değişen güç ilişkisini geniş bir yelpaze içerisinde irdelemektedir.
ABD-Çin rekabeti, günümüzde uluslararası ilişkilerin ve küresel ekonominin en önemli dinamiklerinden birini ifade etmektedir. 21. yüzyılın büyük güç rekabeti sadece askerî, ekonomik ya da jeopolitik değil teknolojik ve ideolojik alanda da derinleşen bir mücadeledir. ABD-Çin arasında yaşanan rekabet, Soğuk Savaş sonrası dönemin yeni güç mücadelesidir. Her ne kadar bu rekabet, ideolojik ve askerî olduğu kadar aynı zamanda birbirine bağımlı iki dev ekonomi arasında geçen bir karşılıklı bağımlılık çatışmasıdır. Bu nedenle klasik Soğuk Savaş'tan farklı dinamiklere sahiptir.
Bu kitap; “Süper Güç” olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tarafta ise yükselen bir güç olan olan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasında yaşanan rekabet ilişkisini neorealist kuram çerçevesinde ele almakta, güç geçişini hızlandıran önemli gelişmeleri ve yaşanan değişimleri okuyucuyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Çin, 19. yüzyıldan itibaren “utanç yüzyılı” olarak tanımladığı dönemin kapanışını yaparken ABD kendi savunduğu değerlerin aksine bir yoldan ilerleyerek kendi normatif kimliğini, liberal değerlerini ve mevcut ilkelerini yok sayarak yeni bir utanç yüzyılın kapısını aralamaktadır.
Çin'in dünya siyasetinin hemen her oyuncusu için ilgi odağı hâline gelmesi, küresel rekabet oyununu kendi kurallarına göre oynayarak ABD'nin karşısında ana rakip olarak belirlediği aşikârdır. Bu kitap, Batı'nın gerilerken Doğu'nun yükselişe geçtiğini, Çin'in sistem içerisindeki istikrarlı yükselişi karşısında ABD tarafından hissedilen çok yönlü tehdit algısının ikili ilişkileri daha kırılgan hâle getirdiğini ve güç rekabetinin devletleri ''Tukidides Tuzağı'' içerisine çektiği yöndeki argümanından yola çıkarak değişen güç ilişkisini geniş bir yelpaze içerisinde irdelemektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.