#smrgKİTABEVİ Acı Portakal - 2025

Editör:
Didem Ünal Demir
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253693817
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199238092
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
161,70
Havale/EFT ile: 156,85
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199238092
625273
Acı Portakal -        2025
Acı Portakal - 2025 #smrgKİTABEVİ
161.70
“Zaten hangi erkek asla tek bir cinsiyetçi davranış dahi sergilemediğini iddia edebilirdi ki?”

Acı Portakal, 80'lerin sonunda, dünyanın dört bir yanından gelen devrimci militanların eğitim gördükleri Amsterdam'daki enstitüde yaşanan bir cinsel saldırıyı merkezine alıyor. Bu olaylara tanık olan baba, otuz yıl sonra kızıyla “kadın erkek rollerine, dayatılan kalıplara, siyasete, kadının siyasetteki yerine” değinen konuşmalarda iki kuşağın da görüşlerini karşılıklı süzer. “Dünyayı değiştirme” vaadinde bulunan solcuların dahi şiddete yeterince mesafe koyamadığını vurgulayarak eril kimliği sorgulayan romanda Yiğit Bener, alt metindeki baba-kız ilişkisi üzerinden gerek teknolojik gelişmelerin gerekse siyasete ve toplumsal cinsiyete bakışın ışığında kuşak farkının da izini sürüyor.

Belki masal anlatmaktan vazgeçmeli artık. Zaten erkekler için sahne alma değil, susup köşesine çekilme zamanı geldi sanırım. Öyle olmalı... Biz erkekler yeterince konuştuk, yazdık, yönettik, sonuç ortada! İlle ve hâlâ sözü tekelimizde tutmak için debeleneceğimize, usulca sahneden inmesini bilmeliyiz.
“Zaten hangi erkek asla tek bir cinsiyetçi davranış dahi sergilemediğini iddia edebilirdi ki?”

Acı Portakal, 80'lerin sonunda, dünyanın dört bir yanından gelen devrimci militanların eğitim gördükleri Amsterdam'daki enstitüde yaşanan bir cinsel saldırıyı merkezine alıyor. Bu olaylara tanık olan baba, otuz yıl sonra kızıyla “kadın erkek rollerine, dayatılan kalıplara, siyasete, kadının siyasetteki yerine” değinen konuşmalarda iki kuşağın da görüşlerini karşılıklı süzer. “Dünyayı değiştirme” vaadinde bulunan solcuların dahi şiddete yeterince mesafe koyamadığını vurgulayarak eril kimliği sorgulayan romanda Yiğit Bener, alt metindeki baba-kız ilişkisi üzerinden gerek teknolojik gelişmelerin gerekse siyasete ve toplumsal cinsiyete bakışın ışığında kuşak farkının da izini sürüyor.

Belki masal anlatmaktan vazgeçmeli artık. Zaten erkekler için sahne alma değil, susup köşesine çekilme zamanı geldi sanırım. Öyle olmalı... Biz erkekler yeterince konuştuk, yazdık, yönettik, sonuç ortada! İlle ve hâlâ sözü tekelimizde tutmak için debeleneceğimize, usulca sahneden inmesini bilmeliyiz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat