^#smrgSAHAF Amerikan Romanında Gerçekçilik 1870 - 1900 - 1987

Twain, Howells ve James on dokuzuncu yüzyılın son on yılında değişen tutumları içinde' yazmayı sürdürürken yeni yetişen kuşaktan romancılar onların Amerikan yaşantısının gerçekliğine yaklaşımını yeteri kadar açık ve dürüst bulmuyordu. Özgür yarışma ekonomisi ortamındaki teknik ilerleme ile sanayileşmenin toplumda yarattığı bunalımın doruk noktasını bulduğu bir sırada eser vermeye başlayan genç yazarlar, konu olarak toplumda çarpışan güçler arasındaki gerilimleri, yöntem, olarak da Zola'nın doğalcılığın benimsediler.

Hamlin Garland, Stephen Crane, Frank Norris gibi yazarlarla onlardan hemen sonra yazmaya başlayan Theodore Dreiser, Jack London, John Steinbeck, Upton Sinclair, J.T. Farrell gibi romancıların hem ele aldıkları konulara karşı tutumları, hem de bj konuları işleyişleri arasında birçok ayrılıklar bulunmakla birlikte, "doğalcı" adı altında toplanmalarına olanak sağlayan ortak yönleri de vardır. Doğalcıların en belirgin niteliği bilimsel yöntemin romana uygulanmasında gösterdikleri titizliktir.

Romancı, bir bilim adamı gibi, gözlem, deney ve soyutlama aşamalarından geçen bir çalışma yapar. Sonuç olarak da insanın kişiliğini yaratan, yazgısını çizen gücün maddesel gerekircilik olduğunu ortaya çıkarır. Doğalcı romanda çevre koşulları, kalıtımsal etkenler ve rastlantılardan oluşan bir güç insanın yaşamına yön verir. Kişinin kendi yazgısını değiştirmek için yapabileceği bir şey yoktur. Bu nedenle kişi önemini yitirir. Onun yerine yaşama yön veren güçler önem kazanır.

Yazar önce en küçük ayrıntılarına kadar kalıtımsal etkenleri ve çevre koşullarını gözlemleyerek belgeler. Seçtiği kişiler üzerinde yapacağı deneyler için gerekli olan bütün bilgileri toplar. Sonra da bunların insanın kişiliği ve yazgısı üzerindeki egemenliğini gösterecek bir aksiyon yaratır.

Olaylar insanın mantık dışı davranışlarını, hayvansal tutkularını vurgulayacak biçimde düzenlenir. İnsanın dışında ve içindeki büyük güçler kendi isteminden bağımsız olarak harekete geçer ve onu oraya buraya sürükler. Doğa, insana karşı ilgisiz, ya da düşman, kişi başka canlılardan farklı olmayan biyolojik bir olgu, yazgı, bir kimya deneyinin sonucu olarak gösterilir. (Sonuç'tan)