#smrgKİTABEVİ Antropozlu Kadınlar Cemiyeti - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786259652825
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
228,00
Havale/EFT ile:
221,16
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199250622
637615
https://www.simurgkitabevi.com/antropozlu-kadinlar-cemiyeti-2025
Antropozlu Kadınlar Cemiyeti - 2025 #smrgKİTABEVİ
228.00
“Kim olduğunu hatırlıyor musun?”
Bir telefon bildirimi gibi düşen bu cümle, Handan Özdemir'in sıcak ve sahici anlatısında, görünmez kalmış hayatların kapısını aralıyor. Antropozlu Kadınlar Cemiyeti; plaza katlarından mutfak masalarına, üretim bandından sahne ışıklarına uzanan kadın hikâyelerini aynı mercan iplikle bağlıyor: hatırlamak, bağlanmak, dönüşmek.
Bu kitapta kahramanlar “kusursuz” değil; gerçek.
Biri evde çay demlerken içini döküyor, biri nöbet arasında kendi nefesini hatırlıyor, biri yılların yükünü bir cümleyle indiriyor. Mizah zırh, şefkat usul bir devrim. Her bölümde hem gülümseyecek hem boğazın düğümlenecek hem de “Ben de buradan geçtim,” diyeceksin.
Okudukça rahatlayacaksın…
Rahatladıkça hatırlayacaksın…
Hatırladıkça bağlanacaksın…
Bağlandıkça dönüşeceksin.
Sıradanlığın görkemini yansıtan bu öyküler, yalnızca bir edebi metin değil; bir meydan kadar geniş, bir mutfak kadar samimi, kalbine “silmeden önce” bir kez daha baktıran bir davet.
Haydi sayfaları çevir.
Belki hayatın içine yürümen ve kendini görmen için gereken tek şey; o ilk cümle. Çünkü Cemiyet seni görüyor.
Ve bu kez, sen de kendini gör.
Bir telefon bildirimi gibi düşen bu cümle, Handan Özdemir'in sıcak ve sahici anlatısında, görünmez kalmış hayatların kapısını aralıyor. Antropozlu Kadınlar Cemiyeti; plaza katlarından mutfak masalarına, üretim bandından sahne ışıklarına uzanan kadın hikâyelerini aynı mercan iplikle bağlıyor: hatırlamak, bağlanmak, dönüşmek.
Bu kitapta kahramanlar “kusursuz” değil; gerçek.
Biri evde çay demlerken içini döküyor, biri nöbet arasında kendi nefesini hatırlıyor, biri yılların yükünü bir cümleyle indiriyor. Mizah zırh, şefkat usul bir devrim. Her bölümde hem gülümseyecek hem boğazın düğümlenecek hem de “Ben de buradan geçtim,” diyeceksin.
Okudukça rahatlayacaksın…
Rahatladıkça hatırlayacaksın…
Hatırladıkça bağlanacaksın…
Bağlandıkça dönüşeceksin.
Sıradanlığın görkemini yansıtan bu öyküler, yalnızca bir edebi metin değil; bir meydan kadar geniş, bir mutfak kadar samimi, kalbine “silmeden önce” bir kez daha baktıran bir davet.
Haydi sayfaları çevir.
Belki hayatın içine yürümen ve kendini görmen için gereken tek şey; o ilk cümle. Çünkü Cemiyet seni görüyor.
Ve bu kez, sen de kendini gör.
“Kim olduğunu hatırlıyor musun?”
Bir telefon bildirimi gibi düşen bu cümle, Handan Özdemir'in sıcak ve sahici anlatısında, görünmez kalmış hayatların kapısını aralıyor. Antropozlu Kadınlar Cemiyeti; plaza katlarından mutfak masalarına, üretim bandından sahne ışıklarına uzanan kadın hikâyelerini aynı mercan iplikle bağlıyor: hatırlamak, bağlanmak, dönüşmek.
Bu kitapta kahramanlar “kusursuz” değil; gerçek.
Biri evde çay demlerken içini döküyor, biri nöbet arasında kendi nefesini hatırlıyor, biri yılların yükünü bir cümleyle indiriyor. Mizah zırh, şefkat usul bir devrim. Her bölümde hem gülümseyecek hem boğazın düğümlenecek hem de “Ben de buradan geçtim,” diyeceksin.
Okudukça rahatlayacaksın…
Rahatladıkça hatırlayacaksın…
Hatırladıkça bağlanacaksın…
Bağlandıkça dönüşeceksin.
Sıradanlığın görkemini yansıtan bu öyküler, yalnızca bir edebi metin değil; bir meydan kadar geniş, bir mutfak kadar samimi, kalbine “silmeden önce” bir kez daha baktıran bir davet.
Haydi sayfaları çevir.
Belki hayatın içine yürümen ve kendini görmen için gereken tek şey; o ilk cümle. Çünkü Cemiyet seni görüyor.
Ve bu kez, sen de kendini gör.
Bir telefon bildirimi gibi düşen bu cümle, Handan Özdemir'in sıcak ve sahici anlatısında, görünmez kalmış hayatların kapısını aralıyor. Antropozlu Kadınlar Cemiyeti; plaza katlarından mutfak masalarına, üretim bandından sahne ışıklarına uzanan kadın hikâyelerini aynı mercan iplikle bağlıyor: hatırlamak, bağlanmak, dönüşmek.
Bu kitapta kahramanlar “kusursuz” değil; gerçek.
Biri evde çay demlerken içini döküyor, biri nöbet arasında kendi nefesini hatırlıyor, biri yılların yükünü bir cümleyle indiriyor. Mizah zırh, şefkat usul bir devrim. Her bölümde hem gülümseyecek hem boğazın düğümlenecek hem de “Ben de buradan geçtim,” diyeceksin.
Okudukça rahatlayacaksın…
Rahatladıkça hatırlayacaksın…
Hatırladıkça bağlanacaksın…
Bağlandıkça dönüşeceksin.
Sıradanlığın görkemini yansıtan bu öyküler, yalnızca bir edebi metin değil; bir meydan kadar geniş, bir mutfak kadar samimi, kalbine “silmeden önce” bir kez daha baktıran bir davet.
Haydi sayfaları çevir.
Belki hayatın içine yürümen ve kendini görmen için gereken tek şey; o ilk cümle. Çünkü Cemiyet seni görüyor.
Ve bu kez, sen de kendini gör.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.